İlişkiler ve Duygular Yelpazesi
Duygularını rahatlıkla ve samimiyetle ifade eder misin, reddedilme endişen olsa bile sevdiğini söyler misin, kıskançlık kemirir mi içini, kalabalıklarda yalnızlık duygusu yaşar mısın? Yaşamımız binbir çeşit duygular yelpazesinde geçmekte…
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone Ol‘’İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor. Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için...’’ William Shakespeare
Duygularını rahatlıkla ve samimiyetle ifade eder misin, reddedilme endişen olsa bile sevdiğini söyler misin, kıskançlık kemirir mi içini, kalabalıklarda yalnızlık duygusu yaşar mısın?
Yaşamımız binbir çeşit duygular yelpazesinden geçmekte…
Hayatın akışı içerisinde beklediğin 'evet' cevaplarını aldığında sevinirsin, memnun olursun. Bir sevdiğinden, bir gruba dahil olmandan, üniversite burs talebinden gelen kabul cevabından, işe alındın mektubundan... Örnekler öylesine çok ki! Evetler hayırlar, kabuller retler, inişler çıkışlar... Belki de hayatın güzelliği buradadır, yaşanan heyecanlarla binbir çeşit gel-git duygularla. Aksi olsa çok tekdüze olurdu hayat, düz bir çizgi gibi, engebesiz ve manisiz.
Bir beraberliğin sona ermesi, bir grup tarafından dışlanma, aile bireylerinden yabancılaşma, görmezden gelinme, çocukluğunda topun yoksa takıma alınmama gibi reddedilmelerin duygusal ve psikolojik sonuçları da olabilmekte. Üzüntü, öfke, utanç, yalnızlık, sosyal kaygı, incinme duyguları da gelebilir peşi sıra.
Sosyal bir varlık olarak ömrün kişisel ilişkilerle geçmekte. İnsan, ilişkilerinde kendisine yeterince değer verilmediğini algıladığında bu onun duygusal ve motivasyon tepkilerini de tetikliyebilir ve bir olumsuzluk içinde kendini bulabilir. Böyle durumlarda insanların duyguları incinir. Hatta kişi diğer bireylerin onu kabul ettiğini ve önemsediğini bilse bile istediği kadar önem verilmediğini düşündüğünde de incinme duygusu yaşayabilir.
Kıskançlık şöyle ya da böyle, az ya da çok hemen hemen herkesin yaşadığı bir duygu. Genellikle romantik ilişkiler bağlamında konu hep üçüncü kişilere dayanır. Ya kendisine arzu ettiğinden daha az değer veriliyordur. Ya da başkasına daha çok değer veriyor şüphesi kemiriyordur içini. Bunun dışında iş yerlerinde işverenin başka bir kişiyi yüksek bir pozisyon için tercih emesi, yakın çevresinde bulunan bazı kişilerin başarıları, kardeşler arasındaki kıskançlıklar. Hepimizin zaman zaman yaşadığımız kendimize bile söyleyemediğimiz kıskançlıklarımız vardır.
Ben mesela daha altı yaşındayken birkaç aylık kardeşimi mahalledeki kunduracı amcaya götürürdüm gizlice. Aklımca kurtuluyordum, ilginin fazlaca odaklandığı, paylaşmak istemediğim bebeği. Onu her götürüşümde Ahmet Amca bana gülerek gümüş 50 kuruşluk verirdi. Çocukluk işte, sonrasında kardeşliğin hayatın en güzel hediyelerinden biri olduğunu görüyorsun.
Bazı durumlarda, insanların hiç kimseyle anlamlı bir ilişkisi olmayabilir. İnsanın kendini genel de ya da zaman zaman yalnız hissetmesi hayatın doğal akışı içerisinde yaşanabilmektedir. Üniversite öğrenimi, başka illerde ve ülkelerde çalışma durumları nedenleriyle, ailen ve sevdiklerinden uzak kalmak, yalnızlık duygusu ve bazen de hüzün verebilir.
Akranları tarafından kabul edilmeyen çocuklar, kabul edilenlere göre daha yalnız olma eğilimindedir.
Utanç ve suçluluk duygusu tipik olarak ahlaki ve etik ihlallere verilen tepkiler olarak belirir. Hem suçluluk hem de utanç, insanların diğer insanlar için olan ilişkisel değeri üzerinde potansiyel etkileri olan durumlarda ortaya çıkar. Elbette insanlar istenmeyen davranışlarını veya düşüncelerini hiç kimse bilmese bile bazen suçluluk veya utanç yaşarlar.
Suçluluk duygusundaki insanlar, istenmeyen davranışlarının yol açtığı zararı onarmak için kendince ya da başkalarının motivasyonu ile özür diler ve affedilmek isterler. İyileştirici davranışlar sergilerler, sosyal imajlarını iyileştirmek ve kişiler arası ilişkilerini düzeltmek için başka adımlar atarlar.
İnsanlar, başkaları ile olan ilişkisel değerlerinin düşük veya potansiyel tehlikede olduğunu algıladıklarında incinme duyguları, kıskançlık, yalnızlık, utanç, suçluluk, sosyal kaygı ve utanç ortaya çıkabilir.
İnsanlar, beğenildiklerinde, takdir edildiklerinde veya çok sevildiklerinde, yoğun mutluluk yaşarlar. Doğal olarak başkaları tarafından değer görmeye ve kabul edilmeye motive olurlar.
Herkes duygularını kolayca ifade edemez. Ya da doğal olarak ortaya çıkaramaz.
Duygusal mükemmeliyetçi kişiliğin varsa; öfke, kıskançlık, depresyon veya anksiyete gibi duygularım olmamalı, mantklı olmalıyım, duygularımı kontrol etmeliyim dersin. İnsanlar gerçekten nasıl hissettiğini bilirse seni küçümseyebilirler veya dışlarlar diye düşünürsün. Sorarsın ne düşünüyorsun, kafanda ne var diye cevap alamazsın. Ya da ben sana niye söyleyeyim ki ne düşündüğümü ne duygular içinde olduğumu cevabını alırsın.
İyi ilişkide olduğun biri ile yoğun tartışmaya girilmemesi gerektiğine, duygularını ve düşüncelerini değer verdiğin kişilere açıklamanın onların seni reddetmesine neden olacağına inanabilirsin. İlişki sorunlarını ele almak yerine devekuşu gibi başını kuma gömersin.
Reddedilmekten ve sonunda yalnız kalmaktan o kadar korkuyorsundur ki kimseyi kızdırmak küstürmek istemezsin. Hakkım yok diye inanırsın, duygularını ifade edemez veya istediğin soruları soramazsın. İnsanları memnun etmek ve beklentilerini karşılamak için aşırı bir gereksinim duyarsın.
Ne hissettiğini açıklamak yerine surat asarsın, duvar örersin incinmiş kızgın duygularını içinde tutarak. İstersin ki yanındaki anlasın niye duvar ördüğünü, neye incindiğini. Halbuki bilmelisin ki yanındaki farkında bile olmamıştır ne için seni üzdüğünü. Herkesin normali, geldiği kültür yapısı farklılıklar arz eder. Sense başkalarının senin zihnini okumasını, nasıl hissettiğini, neye ihtiyacın olduğunu bilmesi gerektiğine inanıyorsundur.
Sorunlardan kaçmak işlevsel bir çözüm değildir. Duygularını açıklamak ve karşındakileri yargılamadan dinlemeye istekli olmak yapıcıdır aslolan..
Birebir ilişkilerimizde her birimizin içimizde kabul edilmeme ve reddedilme duyguları endişeleri taşıdığımız zamanlar olmuştur.
İş adamları, şirket sahipleri ve girişimciler olarak da yarattıklarımız, yaptıklarımız, projelerimiz de reddedilmiştir ve bu oldukça umut kırıcı, acı verici de olmuştur. Aslında hedefe ve başarıya giden yol belki de en büyük, en iyi ve en hızlı olmakla gelmez. En yenilikçi (innovative) ve uyarlanabilir olmasından gelir. Her şerde bir hayır vardır deyişi gibi, reddedilmelerin kazandırdığı deneyimler en yeni girişimleri, en parlak çözümleri ve çok daha iyiyi bize getirebilir.
O zaman her halükarda reddedilmekten kaçmaya çalışmayacaksın.
Reddedildin veya terkedildiysen önce yaralarını sar. Sonra iç dünyandaki gelişme zihniyetini besle. Steve Jobs 1985’de kendi şirketi Apple’dan kovuldu. 1986’da Lucasfilm’den Pixar Animasyon Stüdyoları’nı satın aldıktan sonra ilk milyar dolarlarını yaratmaya devam etti. Bugün Pixar türünün en başarılı animasyon stüdyosu.
Reddedilme sırasında ve akabinde tatsız duygular genellikle zihnimizi daha önce hiç ziyaret edilmemiş boyutlara doğru genişletmek için harika bir katalizör olabilir.
- Neyi farklı yapabilirim?
- Kendim hakkında ne keşfettim?
- Kendimde ve işletmemde ne gibi değişiklikler yapabilirim?
- Kapanış konuşmasını nasıl daha iyi bir hale getirebilirim?
- Bir dahaki sefere farklı olarak ne yapacağım? Başka ne mümkün?
Bir Hint masalında, bir fare; Kedi korkusu sebebiyle devamlı endişe içinde yaşamaktadır.
Büyücünün biri fareye acır ve onu bir kediye dönüştürür. Ama Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde bu kez de köpekten korkmaya başlar.
Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüştürür. Kaplan olan fare, sevineceği yerde, bu sefer avcılardan korkmaya başlar.
Büyücü bakar ki ne yaparsa yapsın farenin korkusunu yenmeye imkan yok, onu tekrar eski haline döndürür ve der ki,
-"Sana yardım edemem. Çünkü senin korkun ve endişelerin cisminin değil yüreğinin küçüklüğünden kaynaklanıyor.''
Hayat sana yaşadıkların ve bedel ödediğin tecrübelerinle karşındakine; samimiyetle, saygı ve nezaket çerçevesinde, kimseyi suçlamadan ifade etmeyi öğretiyor.
Her şey olası ilişkilerimizde, o zaman hazır olmalı, morali ve umudu yüksek tutmalı, mutlaka iyi şeyler gelecektir.
Seviyorum hayatı yaşamayı… Fırtınalar vız gelir bana, her daim ayaktayım ve kuvvetliyim! Seviyorum seni güzel bakan gözlerim ve yüreğimle.
Sen sabahlar ve şafaklar kadar güzelsin
sen ülkemin yaz geceleri gibisin
saadetten haber getiren atlı kapını çaldığında
beni unutma
ah! saklı gülüm
sen hem zor hem güzelsin
şiirlerimin ılıklığında açılmalısın
sana burada veriyorum hayata ayrılan buseyi
sen memleketim kadar güzelsin
ve güzel kal
Nazım Hikmet
20 Şubat 2021
Heybeliada
Fethi Denizmen
Kaynakça;
Emotional responses to interpersonal rejection
10 Reasons You Can't Say How You Feel