Sosyal ve duygusal yalnızlık
Uzun yıllar önce sohbetimiz koyulaşmıştı arkadaşımla, bir ara durakladı, gözleri daldı sabit bir noktaya, sanki gri sularda dolaşıyordu düşünceleri...
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone OlDerin bir nefes aldıktan sonra “Arkadaşlarım var, ailem var, niye ben bu kadar yalnızım, kendimi niye böylesine yalnız hissediyorum?” deyiverdi hüzünlü soran bakışlarla.
Var mı idi ona verilecek bir cevabım, yoktu elbette, kendisinin bile bilemediği ancak derinden hissettiği yalnızlığı, kim bilir, belki de bilinç altındaki yaşanmış ya da yaşayamamış birikimlerinden kaynaklanıyordu. Çocukluğunda alamamış olduğu sevgi, ailesinin, arkadaşlarının onun arzuladığı duyguyu, sıcaklığı, samimiyeti verememiş olması, onu sosyalliği içerisinde duygusal bir yalnızlığa itmişti.
Aslında yalnızlık, kişinin arzuladığı ile elde ettiği ilişkilerin niteliği veya niceliği arasındaki uyumsuzluğun farkındalığıdır bir bakıma, ya da kişinin ilişki eksikliği , algıladığı bir deneyimdir. Tarifi zor, hissedenin anlayabileceği, duygusal boyutlu bir şey, tabii sosyal yalnızlıkta olabilir farklı olarak.
Sosyal yalnızlık yaşayan insanlar, ilgi alanlarını paylaşan bir grubun ya da grupların parçası olmadıkların hissederler, aidiyet duygusu yoksunluğundadırlar. Bir bakıma, başkalarıyla bağlantı eksikliğini ve sosyal ağlara entegrasyondaki zorlukları ifade eder.
Sosyallikle ilgili olarak geçenlerde izlediğim dizide bir anekdot vardı. Genç kadın kız kardeşi hakkında konuşurken şöyle diyordu; “Yalnızlık ona göre başarısızlıktı, yanında mutlaka birine ihtiyaç duyuyordu. Tabii o zaman ilişkilerinde, çıtayı düşürmüş oluyorsun, yeter ki biri olsun dersen ilişki düzeyi de kalitesi de inişe geçer.” Değişik bir bakış açısı bu da. Özellikle biri ile biten ilişki sonrası ara vermeden bir başka ilişkiye ihtiyaç duymanın sonrasında ilişkide zayıf taraf olma durumu.
Yalnızlık derken aklıma Nobel ödüllü yazar Gabriel Garcia Marquez’in “Yüzyıllık Yalnızlık” eseri geldi. “Çünkü yalnızlık, anılarını ayıklamış, yaşamın yüreğinde biriktirdiği özlem dolu süprüntüleri yakmış, geriye en acı anıları bırakarak, onları arıtmış büyütmüş, sonsuzlaştırmıştı.” demektedir bir yerinde. Yazar konu eserinde bir ailenin, yapılan bir büyü sonucu akraba evliliği nedeniyle 100 yıl süren bir lanetle yaşamalarını konu ediniyor.
Arthur Schopenhaeur “Yalnızlığı sevmeyen özgürlüğü de sevmez, kişi ancak yalnız olduğunda özgürdür çünkü.” demiştir bir eserinde.
Herkesin hayatta kalmak, sağlıklı hayat sürmek ve gelişmek için sosyal bağlantılara ihtiyacı vardır. Özellikle de yaşlandıkça insanlar kendilerini daha fazla yalnız zaman geçirirken bulabilirler. Sosyal izolasyon sağlıklarını ve esenliklerini etkileyebilir. Zira yalnızlık duygusu ve dahi sosyal izolasyon kalp rahatsızlıkları, depresyon ve bilişsel gerileme gibi sağlık konularında daha yüksek risklere neden olabilir.
Kendin ve sevdiklerin için yapabileceklerin:
Kendini ve/veya sevdiklerini yalnızlığın ve sosyal izolasyonun olumsuz etkilerinden korumak için yapabileceğin şeyler vardır mutlak.
Kendine iyi bakmak mesela, yani hareketli bir yaşam, sağlıklı doğru beslenme, yeterli uyku alma, endişe ve kaygılardan uzaklaşarak stresini yönetebilme, hoşlandığın ve seni iyi hissettiren aktiviteler içinde bulunma gibi. Alınganlık varsa kurtulmaya çalış, ilişkilerinde açık net ol, bunumu demek istedi yok onumu diye kafanda dolaştıracağına sor direkt ne demek istediğini.
İnsan ne ile yaşar? Sevgi ile tabii, sevmek sana ait duygu bilirsin sevdiğini, sevgini, ancak sevilme duygusu bambaşkadır, ihtiyaçtır yalnızlığını kafandan giderecek olan. Dostluklar arkadaşlıklar hayatın renkleri, güzellikleri, yaşlılık günlerinin ruh ve beden sağlığıdır.
Aktif kalmak ve başkaları ile bağlantı kurmak, birlikte keyif alarak, üretken faaliyetlerde bulunmak amaç duygusu hissettirir ve daha uzun sağlıklı yaşam eğilimi verebilir. Gönüllülük yolu ile başkalarına yardım etmek, derneklere aktivistlere katılmak ruh halini, bilişsel işlevini iyileştirmene yardımcı olabilir. Eğlenceli insanlarla tanışmak, yeni bir şeyler öğrenmek, hobi edinmek, ailen ve arkadaşların iletişimde kalmak iyi gelebilecektir.
Bakabiliyorsan bir evcil hayvan sahiplenmeye ne dersin. Sana bir rahatlık kaynağı olabilir, ayrıca stres ve kan basıncını düşürebilir. Bir amaca katılabilir ve topluluğuna dahil olabilirsin.
Yalnızlık başka şey, duygusu apayrı şey. İnsan zaman zaman yalnız kalmak isteyebilir, özgürce takılmak, kafa dinlemek, sessizlik arzu etmek gibi onlarca nedenden dolayı. Duygusunu yaşamak, asosyal kalmak hiç de güzel değil, ne demişler insan sosyal bir varlıktır o zaman bol bol sosyalleşelim. Ben çok sosyalim ancak duygularımda yalnızım diyorsan dön kendine sorgula bakalım nedendir bu duygusal yalnızlığın. Kimse beni sevmiyor gibisinden alıngan bir yapıya mı sahipsin, ya da ruhsuz, renksiz bir kişilik misin, öyle düşünüyorsan unut bunları, katıl hayatın tüm renklerine, aç kendini dostluklara, sevenlerin de çoğalacaktır, o duygulardan da arınacaksın.
Yaşamak güzel şey, doyasıya yaşamaya bakaraktan, paylaşarak eşle dostla zamanlarımızı.
Ceviz Ağacı
“Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Budak budak, şerham şerham ihtiyar ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,
Koparıver gözlerinin gülüm, yaşını sil.”
Nazım Hikmet
(Vatanına duyduğu sevgisi, toplumsal yalnızlığından kaynaklanan bu özlemi “Ceviz Ağacı” adlı şiirle yalnızlığını ve bundan duyduğu acıyı anlatmıştır üstat bu şiirinde. )
25 Haziran 2022
Heybeliada