Siyah-Beyaz Fotoğraflardaki Anılar
Siyah-beyaz fotoğraflar beni çok uzaklara götürür. Dakikalarca bakarım o fotoğraflara; duygu yükler, hüzün verir. Aynı zamanda da tatlı anılar saklar içinde…
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone OlSiyah-beyaz fotoğraflar beni çok uzaklara götürür. Dakikalarca bakarım o fotoğraflara; duygu yükler, hüzün verir. Aynı zamanda da tatlı anılar saklar içinde…
Eski fotoğraf albümlerine bakarken zamanın nasıl geçtiğini hatırlamazsınız. Zira o fotoğraflar anılarınızla doludur. Bazen hiç tanımadığım insanların fotoğrafları da çok etkileyebilir beni. Ya da yaşadığın yerlere ait eski siyah beyaz fotoğraflar… Bir kere daha yaşarsın o günlerini.
Televizyon hayatımıza girmeden önce yetmişli yılların başına kadar evlerde sadece radyo dinlenirdi. İstanbul ve Ankara Radyoları vardı. Akşam ajanslarında birleşirlerdi.
O devirleri yaşayanların unutamadığı radyo programı ise her Perşembe saat 21:00 de yayınlanan ve bir saat süren “Radyo Tiyatrosu” saatiydi. Beklerdik, gelecek perşembeyi dinlerken sessizlik olurdu odamızda. Kimse konuşmasın da kaçırmayalım konuşmaları ve efektleri diye. Efektörler radyo tiyatrosunun sanırım gizli kahramanlarıydı. Olay nerede nasıl geçiyorsa o sesleri en mükemmel şekilde duyururlardı bizlere. Görsellik olmadığı için ses efekti ile canlandırılırdı her şey. Yağmur yağışı, kapı vuruşu, zil sesi, çatal kaşık sesleri, yaprak hışırtısına kadar ne aklınıza gelirse.
radyo tiyatrosu TRT arşivi - YouTube
“Radyo Tiyatrosu Arşivi” olarak internetten indirilebilir.
İşte o perşembe akşamlarından birinde siyah-beyaz fotoğraflarla ilgili unutamadığım bir piyes vardı, adı “Ramona”. O zamanlar evlenecek çiftler, gelin ve damat elbiseleriyle fotoğrafçıya gider resim çektirirlerdi. Şimdi de var mı bilmiyorum... Her fotoğrafçının vitrininde de mutlaka bir iki gelin-damat fotoğrafı en güzel şekilde sergilenirdi.
1941 yılında fotoğrafçıda çektirildiği anlaşılan evlilik hatırası…
Piyesin konusu da işte tam burada başlar; yoldan geçen bir adam bir fotoğrafçının önünde renkleri solgunlaşmaya başlamış bir fotoğraf görür. Çakılır kalır önünde, hayallere dalar, hüzünlenir ve kendi hayallerinde fotoğraftaki yeni evli çiftin önceki ve sonraki hayatlarını kurgular. O adamın vitrin önünde kurguladığı hayallerle oynanır piyes. Oyunun sonunda adam hayallerini noktalar. Oyunun sonu dinleyenlerin hayal gücüne bırakılır.
Bu fotoğraf, gördüğümde beni duraklatıp yürüyen bu genç kızlarla ilgili düşüncelere daldırmıştı. Kim bilir yürüyüş esnasında neler konuşuyorlardı, ne gibi hayalleri vardı, gerçekleşti mi acaba? Albümlerinde bu fotoğraf duruyorsa, kavak yellerinin estiği o gençlik yıllarına uzanmışlar mıdır?
Nazım Hikmet’in mısralarında dillendirdiği gibi, “Memleket mi, yıldızlar mı gençliğim mi daha uzak...” deyişi nasıl da kor ateş gibi yakıcı. İnsanlık bir gün belki yıldızlara da gidebilecek ama gençliğe geri dönüş asla mümkün olmayacak. O zaman hangi yaşta olursak olalım, ilerlemiş yaşlarımızda anımızı genç, enerjik, yaşam sevinci umut dolu ve renkli olarak, anı da yaşayarak devam edelim.
Yaşamak ne güzel şey!
İşte bir siyah-beyaz fotoğraf daha. Uzun uzun baktım resme, hayal kurdum bu iki genç kız üzerine… Sanırım bu gençler yürüyüş sonrası oturmuşlar ve o anı bir başka genç arkadaşları fotoğraflamış. Kim bilir dünyalarında ne güzellikler vardı. Tertemiz, saf gençlik hayalleri içinde. Ya da sadece güzelim gençliklerini doya doya yaşamaktaydılar. Hayalleri ne kadar gerçek oldu bilmiyorum ama bildiğim tek şey dostluklarının el ele hala devam etmekte olduğu.
Solmaya yüz tutmuş bir siyah beyaz fotoğraf daha. Genç kadın adamın koluna girmiş. Belli ki yürüyüş esnasında bir sokak fotoğrafçısı onları, fotoğraflarını çekme konusunda ikna etmiş. İçtenlikle verdikleri görüntü mutluluklarını aksettirmekte.
Belli yaşta olanlar hatırlar Taksim Meydanı’nda gezginci fotoğrafçılar dolaşırdı. Gelen geçeni özellikle çiftleri ikna etmeye çalışırlardı. Bir dönem de anında görüntü veren polaroid fotoğraflar moda olmuştu. Çek, bir iki dakika beklet, fotoğrafı teslim et ve paranı al!
Hayat hızla akıp gidiyor, siyah beyaz fotoğraflar tüm güzelliklerle anılarda kalsın. Bizler belleklerimizdeki güzel anılarla bugünümüzü yaşam sevinci ve umut dolu olarak tüm renkleri ile en güzel şekilde yaşamaya devam edelim.
17 Ocak 2022
Suadiye