Sadece 10 Mil Ötede

Medeni insan olmak öyle kolay kolay oluşabilecek bir olgu değil. Öncelikle medeni bir ülkenin medeni bir toplumunda ve yine medeni bir aile çevresinde büyümüş, yaşamış olman gerekebilir.

Medeni insan olmak öyle kolay kolay oluşabilecek bir olgu değil. Öncelikle medeni bir ülkenin medeni bir toplumunda ve yine medeni bir aile çevresinde büyümüş, yaşamış olman gerekebilir.

Demokrasi, laiklik, sivilize gibi kavramlar ve mutlaka içerisinde sevgi, saygı, vicdan, insan hakları, anlayış, adalet, hoşgörü, yemek sanatı, karşılıklı güven duygusu, kadına insanca güzel bakış, nezaket, kibarlık, zarafet, yardımseverlik, misafirperverlik ve insanlık gibi konuları da içermeli.

Benim doğup büyüdüğüm topraklarda bu saydıklarımdan fazlası vardı. Çevre, komşular, arkadaşlar, semtin çocukları, insanları birbirlerine sevgi ile güzel gözlerle bakardı. Herkes kendi sınırları içinde özgürdü ama başkasının özgürlük alanına hiç girmezdi.

Çevre temizliği konusunda da hassastık. Doğamız; ormanlarımızla, yeşilliklerimizle denizimizle, akarsularımızla, göllerimizle özdeşleşmiştik sanki… Arkadaştık, dosttuk.

Devletin tahsis ettiği para ile tüm yükümlülüklerini yürüten mahalli idareler parasını, bütçesini israfa kaçmadan mükemmel yönetirlerken, at arabalı çöp toplama sistemi semti, sokakları, caddeleri, oraları paylaşan insanların da katkılarıyla tertemiz olmasını sağlardı.

Sadece 10 Mil Ötede resim: 0

Kos Adası / Tertemiz bir ara sokak - 21.09.2014 

Fotoğraf: Fethi Denizmen

Bodrum – Kos (İstanköy) arası sadece 10 deniz mili, katamaranla 20 dakikada varılıyor. Daha adaya adımını attığında medeni bir yaşamın kokusunu alabiliyorsun. Önüne, sağına, soluna ne tarafa bakarsan bak capcanlı güzellikler içeren, yerli halkı ve turistleri ile dopdolu, insanın içini ısıtan, güzel günler geçireceğin müjdesini veren medeni bir ada.

Sadece 10 Mil Ötede resim: 1

Başka bir yol…

Fotoğraf: Fethi Denizmen

Adanın Merkezi (Downtown): Ne kadar yapı varsa sanki tamamının alt katları ya taverna-kafe ya da alışveriş butik mağazaları. Şehircilik dörtdörtlük. Herkes düşünülmüş, yayalar, arabalar (New York Manhattan gibi Avenue-Street one way sistemi) engelliler, bisikletliler, tamamı halka açık plajlar, güler yüzlü nazik insanlar, genci yaşlısı bir hengame, bir tatlılık ve en önemlisi de hiçbir yerde hem parasal anlamda hem sunulan ürünler, yiyecek, içecek anlamında asla kazıklanmayacağın duygusu. Fiyatlar son derece makul. Ye iç, eğlen, en kalitelisinden ortalama fiyatı adam başı sadece 25 Euro (2014 Eylül). Hele o muhteşem deniz mahsulleri, taze balıkları ve bolluğuyla...

Neden aynı şeyleri 10 deniz mili geride, dünya popülerliği yüksek Bodrum’da bulamıyoruz. Bu çok konu olmuştur sohbetlerde… Denizlerin ve deniz canlılarının korunması hakkında Avrupa Birliği kurallarına harfiyen uyulması gibi nedenler de öne sürülmüştür. Ancak ne söylenirse söylensin anlaşılması, nedenlerine ulaşabilmek çok zor! Bugün de değişen bir şey olduğunu sanmıyorum. 

50’li, 60’lı yıllarda İstanbul Boğazındaki balıklar ve deniz mahsullerine dair yazımı okursanız bugüne ait ip uçlarını belki bulabilirsiniz.

Boğaz’ın Anılarda Kalan Balıkları Bugünün dünyasında tüm denizlerdeki hayat, insan merkezli politikalar ve nüfusun hızlı artışı, gelişen sanayi, kirlilik ve yapılaşma nedenleri ile giderek yok olmakta.

 

Sadece 10 Mil Ötede resim: 2

Kos Limanında 

Fotoğraf: Gönül Denizmen 

Aslında insanın yaşamında gördüğü şehirlerle ilgili bir başka husus daha var. Mesela ben New Orleans’da üç kez birer hafta kaldım. İlk gidişimde 30 yaşındaydım ve ikinci gidişime kadar tam 25 yıl dünyanın gidilecek en güzel yeri olarak anlattım New Orleans’ı… Yaş 55 iken ikinci kez kaldığımda, dedim ki gelinecek en son yer burası…

Şehir, yaşantısı tamamen aynıydı ama benim bakış açım, algım, beklentilerim, beğenilerim tamamen değişmişti…

Genç yaşlarda dünyaları gördünüz gezdiniz diyelim. Belleklerinizde bir şeyler kalıyor ama belli yaş aralıklarında aynı şeylerden aynı beğenileri alamıyorsunuz. Daha doğrusu istekleriniz, algılarınız, tercihleriniz değişiyor.

Sadece 10 Mil Ötede resim: 3

Cami ve Kilise yan yana… Kos Adası- Downtown- Eylül 2014  

Fotoğraf: Fethi Denizmen

Kos adasında kaldığımız üç gecenin üçünde de aynı tavernaya gittik. Sahibi Girit adası kökenli bir Türk İbrahim Kunelaki. 1895 isyanı esnasında ailesinin yaşamakta olduğu Girit adasından İstanköy (Kos) adasına göç etmişler. 1948 yılında ise adanın tamamen Yunanlıların egemenliğine verilince dedesi, diğer bütün akrabaları İzmir'e göç etmişler. Ancak babası ve amcası adada kalmaya devam edince o da büyüyünce hayatını adada devam etmeye karar vermiş. Caravelle isimli bir taverna çalıştırmakta.

 Sadece 10 Mil Ötede resim: 4

Caravelle - 2014

Bizi oraya çeken nedenlerin başında aşçıbaşı (Executive Chef) Yorgo (George) olmuştu. Yorgo İstanbul Bebek'te doğup büyümüş bir aristokrat aile çocuğu. Askerliğini de ülkemizde yaptıktan sonra 1974 Kıbrıs Harekâtından sonraki baskılar nedeniyle ülkemizden ayrılmış, Atina'ya yerleşmiş. Midilli adasında rastladığı bir köylü kızına âşık olup evlenmiş. Yazları Kos'a geliyor, kışları ise kendisine ait olduğu Atina'daki lokantasını çalıştırıyormuş. Caravelle'de deniz mahsulleri şahane… Yemekler, mezeler de ve fiyatlar son derece makuldü.

Sadece 10 Mil Ötede resim: 5

Caravelle- Masa başında oturan YORGO- 20.09.2014

Mitolojik öyküsünde Kos şifa tanrısı Asklepios’un kutsal ülkesidir. Arkeolojik kazılara göre M.Ö. adaya yerleşen Minoslular, ardından Achaeans ve birkaç yüz yıl sonra Dorlar gelip antik Kos kentini inşa ettiler.

Adayı önce Pers’ler (M.Ö. 5 yy’da) sonra Atinalılar aldı. İlk Tıp Okulu’nun kurucusu Hipokrat’ın ( M.Ö. 460-357) ölümünden sonra ada sakinleri Hipokrat ve şifa tanrısı Asklepios’u onurlandırmak için Asklepion Tapınağını inşa ettiler.

Ada 1522-1912 arasında Osmanlı hakimiyetinde kaldı. 1948 de Yunanistan ile birleşti.

 Sadece 10 Mil Ötede resim: 6

The mithological wrestling match between HERAKLES and ANTAGORAS

(Herakles ve Antagoras arasındaki mitolojik güreş)  

Fotoğraf: Fethi Denizmen

Sadece 10 Mil Ötede resim: 7 

Adada gezinti…

Fotoğraf: Gürhun Güner

Sadece 10 Mil Ötede resim: 8

Yukarı köyden görünüm

Fotoğraf: Gürhun Güner 

Kos adası köyleri için link: http://www.kospress.gr/tr/ada-nin-koeyler.html

Fotoğraflarla Kos adası videosu: 

Adanın köylerini gezmek için tek yol araba kiralamak. Farklı özelliklerdeki köylerden sahilde olanları, bilhassa Kardamani, Marmari ve Tigaki turistlerin gözdesi. Sahilden uzak köylerde de geleneksel köy hayatı yaşanabilir. Mesela Pyli gibi… Gittiğimiz Kefalos köyü de güzeldi.

14 Ağustos 2021

Heybeliada

Yorumlar
Kalan Karakter 800
Mediha Özgül Güner
Yazını okurken ogüzel seyahatimizi yeniden yaşadım bahsettiğin gibi adım atar atmaz kahve içerken sunuşuyla ortamıyla hoş geldin diyor adeta iyiki birlikte yapmışız o geziyi unutulmaz taverna şovum o ne keyif mezeler ilk kez kalamar dolması yedim süperdi hani hep anlatılır ama deniz ürümlerini doyasıya yemek inanılmaz keyifli sağol Fethi sayende muhteşem bir gezi yaşadık doya doya mutlu iyiki varsınız iyiki varız daha nicelerine inşallah sevgilerimle
Gürhun Güner
Evet Fethi Ada’ya ilk inişimizden, ayrılana kadar algıladığımız, herşeyin yolunda gittiği sistem çarkının tıkır tıkır dönüşüydü. Tabiiki önce temizlik , düzen , insan ilişkileri ve fiyat politikası birbirleri ile sıkı sıkıya optimal bağlıydı.. Birde bunlara ada olanaklarının bol çeşitliliği ve mutfağın becerileri katılınca .! değmeyin keyfimize.. Eh bizim kıyılarda tüm bu faktörlerin birarada varolması mümkün olmadığı İçin , pandemi sona erince , senin şefliğinde yeni keşiflere uzanırız inşallah…
Esra Saral Koç
Okudukça zihnimde yolculuk yaptı, anlatım harikulade.yaşanmışlık bu kadar mı güzel yansıtılır.Yureginize sağlık kaleminize kuvvet.Sevgi ve saygılarımla
Gülây Tangözr
Evet Feti doğru dersin kültür örf ve adetler ,önce aile yapısında başlar. Bizim de bir kaç defa Kos adasına yaptığımız tatil kaçamaklarında , her daim adadaki düzenin ,temizliğin , ve Fiat politikasının değişmediğini görmek bayağı hoşumuza gidiyordu.Lakin paramızın pul olmasından sonra gezilerimiz de tadı kaçmış bulundu .Demokraside çareler tükenmez elbet yine bir yolunu bulup seyyahlığa devam edeceğiz.Rehber Feti eşliğinde.
Uğur ACAR
Ah Fethi diye dost sandığımız ademoğlu. sabah sabah 'anılarla& anılarla ' terennüm edip adım Mesut, göbek adım Bahtiyar diyen Zeki Müren merhumla baş başa bıraktın bizleri, dünde kızım Antib'deki marinadan eski yelkenli fest'den canlı yayınla yaralarımızı tazeledi, üstüne de sen tam ballı beş top Gelato oldun, sağ olun var olun...
Ceyda Yılmaz
Yine nasil bittiğini anlamayamadan okudum. Kaleminize sağlık, iyi pazarlar.
DAHA FAZLA YORUM GÖSTER