"Mükemmel Sağlık" Takıntısı

Hem çocukluğumun sürekli hastalıklarla geçmesi hem erken yaşta yakınlarımın hastalık süreçlerine tanıklık etmem hem de sağlıkçı olmam sebebiyle sağlıklı yaşam benim için bir tutku haline geldi.

Gün geçtikçe sağlığa daha bütüncül bakmayı öğreniyorum, ama ipin ucunu kaçırdığım anlar da olmuyor değil. Hatta bayağı da sık oluyor.

Çevremde benim gibi onlarca insan da var. 

Kendi yolculuğumdan biraz bahsedecek olursam,

2020’de psikonöroimmünoloji eğitimine başladığımda sonunda aradığım şeyi bulduğumu düşünüyordum. Aradığım şey ise aslında “mükemmel sağlık” kavramıydı.

Hastalığın olmadığı, her zaman net düşünebildiğim, sakatlanmayacağım ütopik bir hayat beklentim vardı sağlıkla ilgili.

Bu eğitimde öğrendiğim her şeyi hayatımda uygulamaya başladım.

Gluten yok, süt yok, maya yok, saat başı nabzı yükseltecek egzersiz, sabah yürüyüşleri, soğuk duş, meditasyon… Hayatımın her alanında yeni bir mücadele başlatmıştım anlayacağınız.

Çünkü nihai olarak MÜKEMMEL SAĞLIĞA ulaşacağım bir yol bulmuştum.

Davranışlarım gitgide aşırılaşmaya başlamıştı.

Paketli gıdaları hayatımdan çıkardım, kahve tüketimimi sınırladım, yiyebileceğim gıda çeşidi ve öğün sayım gün geçtikçe azaldı. Akşam öğünlerini saat beşte kestiğim için sosyalleşmem zorlaştı.

Bu durum sadece beni değil çevremi de etkilemeye devam etti. Arkadaşlarım bana göre organize olmaya çalıştılar, ailem ne yapacağını şaşırmış durumdaydı, ben de öyle!

Gün sonunda hayat, benim için yaşanması gereken bir süreç değil, uyulması gereken bir kurallar bütününe dönüşmüştü.

Tam bu çıkmazdayken, çok değerli bir hocamla görüştüğümde içinde bulunduğum çıkmazdan bahsettim. Tabii, benim geçtiğim yollardan o da geçmişti. Ve biliyorum ki nicelerimiz geçti, geçiyor ve geçecek.

O yüzden o gün hocamın bana söylediği, hepimize iyi gelecek bir şey söyleyeceğim:

“Hayat siyah beyaz değildir, renklerden oluşur. İyi bir börek piştiyse ve sen de o böreği seviyorsan, yememen daha zararlıdır. Her gün yemenden ya da büyük porsiyonlarda tüketmenden bahsetmiyorum. Dengede kalmak önemlidir, ama denge inişler ve çıkışlar olduğunda anlamlıdır. Öteki türlüsü sabitliktir ve en zararlı olanıdır. Bu yüzden tabii ki hayatta esler vereceğiz, tabii ki bazen egzersiz yapmayacağız, tabii ki bazen üzüleceğiz, ama gün sonunda tartıda hangisi ağır gelecek, önemli olan bu.”

Yani bizler, birçok konuda düştüğümüz gibi sağlıklı yaşam konusunda da çoğu zaman mükemmellik çukuruna düşüp orada kaybolabiliyoruz. Sonuç olarak hayatın anlamını gözden kaçırabiliyoruz.

Bu yüzden zaman zaman durup aşırıya kaçtığımız her şeyi dizginlemekte fayda var -bu sağlıklı yaşam alışkanlığı olsa bile.

Aşırılık her zaman, her alanda zarar verir ve denge bir gerekliliktir.

Sağlıklı bir yaşam sürdüğünüz ama tüm bu süreçlerin içinde keyif de aldığınız bir hafta dilerim sizlere.

Sevgiler,

Yorumlar
Kalan Karakter 800