Azaltmanın Muhteşem Hafifliği
Şehir hayatının hızlı temposunda sağlıklı yaşamaya çalışırken çoğumuz kendimizi yorulmuş ve tükenmiş hissediyoruz. Erken kalk, spor yap, sağlıklı beslen, meditasyon yap… Her biri iyi niyetli tavsiyeler olsa da günün her dakikasında koşturan birine bunları eklemek adeta yeni bir yük haline geliyor.
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone Olİşte bu yüzden bu bireylerin hayatlarına yeni şeyler eklemektense hayatlarındaki fazlalıkları azaltmak daha doğru bir başlangıç olabilir. Zaten dopdolu olan hayata yeni bir şey eklemektense hayatında biraz daha yer açmak, nefes almak için alan yaratmak çok daha sağlıklı olabilir. Tıka basa dolu bir odada sıkışıp kalmak ne kadar bunaltıcıysa fazlalıklardan arınmış bir yaşam da o kadar ferahlatıcıdır bizler için.
Burada "azaltmak" derken her şeyi bırakmak ya da hayatı boş vermekten bahsetmiyorum. Aksine, gerçekten önemli olana yer açmaktan bahsediyorum. Önce hayatın fazlalıklarını azaltıp sonra yeni alışkanlıklara alan açmak hem ruhumuzu hem bedenimizi destekleyecektir. Sinir sistemimiz rahatladığında yeni rutinlere uyum sağlamak da kolaylaşır.
Peki nereden başlayabiliriz?
- Daha az ekran süresi: Telefonu, televizyonu ve bilgisayarı biraz sınırlamak, zihnin sürekli tetikte olmasını azaltır. Özellikle gece uyumadan önce ekranlardan uzak durmak, daha derin ve dinlendirici bir uyku getirir.
- Daha az sosyal medya: Başkalarının hayatlarını izlemek yerine, kendi düşüncelerimizle vakit geçirmek özgürleştirici olabilir. Sabah uyanır uyanmaz Instagram’a bakmak yerine pencereye bakmak bile bir değişimdir.
- Daha az kafein: Fazla kahve, sinir sistemini sürekli alarm durumunda tutar. Günde bir iki fincanda kalmak, vücudun doğal ritmine dönmesine yardımcı olur.
- Daha az koşturmacalı program: Her boş zaman dilimini doldurmak zorunda değiliz. Takvimde kendine “hiçbir şey yapmama” alanı bırakmak bile bir nefes molasıdır.
- Daha tutumlu, daha sade bir yaşam… Ne kadar farkındayız bilmiyorum ama birçoğumuz gün geçtikçe daha çok satış politikalarına maruz kalıyoruz. Tüketimin fazlalığı her geçen gün gereklilikmiş gibi pompalanıyor bizlere. Bizler de daha çok harcamak için daha fazla işkolikleşiyoruz. Tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirmek, sadeleştirmek de hayatımızda bize nefes alacak bir alan açacaktır.
Bu küçük sadeleşmeler bir anda hayatımızı değiştirmese de büyük bir kapı aralar: İç huzur.
Çünkü sinir sistemin sakinleştiğinde bedenin ve zihnin gerçekten dinlenmeye ve yenilenmeye başlar.
Önemli olan ufak da olsa hayatta hafiflemeye yönelik bir adım atmak. Disiplinle bunu devam ettirmek ve en nihayetinde sağlıklı bir alışkanlığı hayata entegre etmek.
Şimdi bir düşünelim,
"Bugün hayatınızdan neyi azaltarak kendinize bir nefes alanı açabilirsiniz?"
Fazlalıklarımızdan kurtulduğumuz, nefes alabileceğimiz alanlar yarattığımız bir hafta dilerim.
Sevgilerle,