Zarafet ve Gizemin Baştan Çıkarıcı Portresi: Erminli Kadın

Milano’nun eğitimli, orta sınıf ailelerinden birinin kızı olan Cecilia Gallerani’nin erkek kardeşleri o henüz on yaşında iken parlak bir gelecek için eskiden Milano’ya hükmeden ailelerden birine gelin gitmesini sağlayacak bir sözleşme imzalamışlardı.

İşte bundan beş asır önce, bir kız çocuğunun geleceği üzerine böyle ipotek konmuştu. Ne için? Elbette para ve güç için. Neyse ki Cecilia bu ipotekten on dört yaşına geldiğinde kurtulur. Altı erkek kardeş, kız kardeşleri henüz yedi yaşında iken ölen babalarının mirasını aralarında paylaşmış olsalar da drahomayı ödeyemeyince evlilik sözleşmesi feshedilmişti. Kız çocuğuna miras da tanınmamıştı.

Cecilia büyürken gittikçe güzelleşiyor, bunun yanı sıra şiirler yazıyor, Latince mektuplar kaleme alıyor, hatiplik yapıyordu. Onun bu göz alıcı güzelliği Milano dükü Ludovico Sforza’nın da dikkatini çeker ve Cecilia daha on beş yaşında iken kendini  dükün tahsis ettiği bir evde otururken bulur. Böylelikle Cecilia’nın kaderi çizilmiş olur. Evde geçen birinci yılın sonunda, yani on altısına geldiğinde hamiledir.

1490 yılında, henüz ergenlik çağındaki Cecilia umutla evlenme hayalleri kurarken Milano dükü seneler önce yapılmış ve beşik kertmesini andıran bir anlaşma doğrultusunda İtalya’nın en köklü hanedanlarından olan Ferrara dükünün kızı Beatrice ile evlenmek zorunda kalır.

Sonrası uzun metraj dizi film yapılacak cinsten. Bir erkek, iki genç kadın, aşk, macera...

Dükün gönlü Cecilia’da olsa da sadece bir yıl erteletebildiği anlaşma gereği Beatrice ile evliliği gerçekleşir. Evlilik devam ederken dükümüz birbirine geçişli iki oda arasında yaşar.

Cecilia’nın dükten bir oğlu olmuştu. Kutlamalar sonelerle, şiirlerle, bıktırana kadar devam eder ve sonunda dük, sevgilisi Cecilia’nın varlıklı bir kont ile evlenmesini sağlar.

Leonardo Da Vinci, Erminli Kadın: Cecilia

Tarihin en meraklı insanı, İtalyan Rönesans sanatçısı, mimar, mühendis, bilim adamı ve gerçek bir deha olan Leonardo da Vinci (1452-1519) Floransa'daki yıllarından sonra 1482 yılında Milano dükü Ludovico Sforza'nın sarayında üstleneceği görevler için ilk kez Milano’ya gelmişti. Hayali Milano’da mühendis olarak çalışmaktı, ancak heykeltraşlık, kilise tasarımlarında danışmanlık ve benzeri işlerin yanında tabii ki ressamlıkla geçecekti Milano’daki on yılı.

Zarafet ve Gizemin Baştan Çıkarıcı Portresi: Erminli Kadın resim: 0Erminli Kadın (Lady with an Ermine), yani Cecilia Gallerani

(Da Vinci'nin Mona Lisa’dan sonra en güzel baş yapıt olarak değerlendirilen eseri)

Cecilia'nın cezbedici güzelliği karşısında yanıp tutuşan Milano dükü Leonardo’dan Cecilia’nın portresini yapmasını istemişti. Bu, yedi yıldır Milano’da bulunan ve saraydaki görevine devam eden Leonardo’nun aldığı ilk resim siparişidir.

1489-1490 yılları arasında yapıldığı tahmin edilen eser 54,8 x 40,3 cm boyutlarında bir ceviz panel üzerine yağlı boya ile yapılmış olup günümüzde Polonya, Krakow'daki Czartoryski Müzesi'nde sergilenmektedir. (Polonyalı Prens Adam Jerzy Czartoryski tarafından 1800 yılında annesi Prenses Isabella'ya hediye olarak satın alınmıştır.)

Erminli Kadın olarak bilinen yağlıboya portresinde Cecilia o kadar duygu yüklü ve canlı resmedilmiştir ki bu eserin portre sanatının dönüşümünde önemli bir rol oynadığı ifade edilir. Cecilia geleneksel olan tam profilden değil dörtte üç profilden görülmektedir. Resimde Cecilia’nın baktığı ve ışığın da vurduğu yönde dük Ludovico'nun olduğu tahmin edilmektedir. Resmin kompozisyonunda bir hareketlilik vardır, eller, gözler, gizemli bir tebessüm... Geriye çevirdiği kafası ve bakışlarını hareket ettirdiği yanılsaması ile resim oldukça dinamiktir.

Portredeki ermin, ya da bulmacalarda sıkça sorulan ve karşılığı da as olan kakım beyazdır, sağlığın ve temizliğin sembolüdür. Erminler aynı zamanda doğum ve hamilelik sembolü olarak da görülür. Bu nedenle Cecilia'nın tıpkı bir bebek tutar gibi şefkatle kucağında tuttuğu erminin, resmin yapıldığı döneme bağlı olarak bebeğini ya da hamileliğini sembolize ettiği düşünülmektedir.

Erminli Kadın Leonardo da Vinci'nin yaptığı dört kadın portresinden biri olup Leonardo'nun bireysel resim tarzının ve eşsiz ışık ve gölge geçişlerinin harika bir örneğidir. Bakışlarındaki ifade, tebessümündeki gizem, ermini tutuşu Cecilia’nın duygularını ele vermektedir.

Ludovico’nun Beatrice ile evlenmesinin ardından Cecilia düklük sarayından ayrılır. Dükten olan oğlu Cesare kendini manastır yaşamına adar, Milano’da bir kilisenin baş rahibi olur. Dükün evlenmesine vesile olduğu kontun adı da -tesadüf bu ya, aynıdır: Ludovico Carminati de Brambilla. Cecilia ikinci Ludovico’dan dört çocuk daha doğurur.

Cecilia'nın hikâyesi mutlu sonla biter. Kuzey İtalya'nın en ünlü mahkemelerinden birinin başkanlığını yapar, Avrupa'nın dört bir yanındaki sanatçıları, yazarları, soyluları ve politikacıları bir araya getirir. Cecilia Gallerani saygın bir yazar, müzisyen ve sanatın hamisi olmuştur.

Milano dükünün sonu ise farklı olacaktır. Gözü dışarıda diyebileceğimiz Ludovico, önce kendine iki oğul veren eşi Beatrice'i 21 yaşında yeni bir doğum esnasında kaybeder. Güç oyunları ve aşklarla dolu hayatı 1499'da XII. Louis'nin Milano'yu işgal etmesiyle sekteye uğrar. Ludovico mağlup edilir ve 1508'de Loches Kalesi'ndeki bir zindanda Fransız kralının tutsağı olarak ölür.

Erminli Kadın'a dair 3 dakikalık İngilizce video

Sevgi Dolu, Sağlıklı, Huzurlu, Bereketli, Güzel Bir Yeni Yıl Dilerim.

28 Aralık 2024

Suadiye

 

Yorumlar
Kalan Karakter 800
Seda Oral
Cecilia o zamanki dönemin şartlarına göre çok güçlü bir kadın👏🏻 hikayesi ilgi çekici ve dizisi yapılabilir.
Çakmak Turgay
Ellerin dert görmesin Fethi kardeşim;sana da sağlıklı huzurlu böyle topluma sanat ışığı veren yazılarla dolu nice yıllara 👍👌👏
Ethel Hazar
İtalya'nın Katolik dine sahip olması tarih boyunca kadınların ikinci plana atılmasına neden olmuş Maalesef Cecilia da bu kurbanlardan bir tanesi Çok donanımlı bir kadın olmasına rağmen cast sisteminden dolayı Dük un sevgilisi olarak anılmış Cecilia gibi toplum tarafından dışlanmış kadınlar seslerini 19.yuzyilin sonlarına doğru duyurmaya kimlik kazanmaya başlamışlar.Dilerim ki çekilen acılar in toplumlars faydası olur insanlar akillanir kadınlarına iyi bakarlar çünkü kadınlar olmasa bu dünya nasıl döner