Lizbon’da Osmanlı Sanat Eserleri (Gulbenkian Müzesi)
Haziran 2015 Lizbon seyahatimiz sırasında oteldeki (Hotel Avenida Palace) resepsiyoniste gezilecek müzeleri sorduğumda Gulbenkyan cevabını verince altmış yıllık kadim dostum Metin Bener ve ben hayretler içinde kaldık...
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone OlTürk vatandaşı olan Gulbenkyan'ın Portekiz'de ne işi vardı diye düşündük ve merakla o günkü gezi tercihimizi bu müzeye gitmekten kullandık.
Gulbenkyan kim sorusu için kısaca bilgi aktarmak isterim.
1869 İstanbul Üsküdar doğumlu Colouste Sarkis Gulbenkian tahsilini İngiltere’de “King’s Collage“da devam etti. Mühendislik tahsili yapan Gulbenkian 1902'de İngiliz vatandaşı oldu.
Henüz 22 yaşında girdiği petrol endüstrisinin Ortadoğu’daki gelişiminde önemli rol oynadı. Ermeni asıllı bir Osmanlı vatandaşı olarak Osmanlı toprakları dahilindeki petrol üretimini üstlenen Batılı şirketlere aracı işadamı olarak görev yapmış ve gelirininn önemli bir bölümünü bu yolla sağlamıştır.
1942 yılında Lizbon’a yerleşti. 20 Temmuz 1955 tarihindeki ölümüne kadar Lizbon’da yaşadı.
Büyük bir servete sahip olan Gulbenkian aynı zamanda 20. yüzyılın önemli koleksiyonerlerinden biri oldu.
Amerika yolunda geldiği Lizbon’da kalmaya karar vermesini şehrin İstanbul’a benzemesine bağlar bazıları... Bir milyar dolardan fazla varlık ve koleysiyonunu Portekiz’in en büyük özel vakıflarından olan Gulbenkian Vakfı’na bağışlamıştır.
Lizbon şehrine bu ikinci gidişimdi. İlki 1975 yılında filosunda yaklaşık 55 gemi bulunduran DBCargo’ya ait 12.000 dead weight tonluk Amiral Şükrü Okan gemisi ile mantar yüklemek için Portekiz’in Setubal limanına uğradığımızda gerçekleşmişti. Hatırımda kalanlar tramvayın devamlı bir yokuş yukarı gidişi bir inişi, balık tezgahlarında okyanusun görkemli balık ve deniz mahsulleri...
Gözlerimiz deniz restoranlarının vitrinlerine yönelmişti, görüntüler bizi anında içeri çekmiş ve unutulmaz doyumsuz bir güzellik yaşamıştık. Setubal uğraması geminin İstanbul’a dönüş rotasında yoktu, son liman Anvers’de cebimizdeki hemen tüm dövizleri harcamıştık. O zamanlar her ülkenin kendi parası vardı. Otobüs parası toparlayıp Lizbon gidiş-dönüş bilet aalmıştık ancak cebimizde bir simit parası bile kalmamıştı nerede ise... Neyse ki Portekiz acentesi bizi gezdirsin diye yanımıza bir kadın eleman vermişti, eee tabii davette ondan geldi. Kadıncağız unutamamıştır bizim vitrine bakışlarımızı, herkesin karnı zil çalarken...
Lizbon kırk yıl sonra da aynı güzellikte şirin, canlı, hareketli bir şehirdi yine. Gulbenkian müzesi mevcudiyetini duyduğumuzda şehirdeki son günümüzde ve gezilecek yerlerde tamamlanmış gibi idi.
Müzeyi gezmemiz saatlerimizi almıştı. Yoruldukça oturacak bir yer buluyor, biraz dinlenip hayranlıkla sergilenen koleksiyonunu izlemeye devam ediyor ve hayranlığımız giderek artıyordu. Özellikle İznik çinileri ve Türk, Osmanlı, Mısır, Antik Yunan, Roma, olağanüstü resimler, yazmalar, takılar, mobilyalar ve niceleri... Değişik dönemlere ait pek çok eser bulunmaktadır. Paris’te yaşamış olmasından yansıyan özellikle 18nci yüzyıl Fransız ressamların ve sanatçıların tabloları ve heykelleri de mevcut. Ve dönem mobilyalarının olduğu bölümler...
Müzede sergilenen eserlerden bir kısmını aşağıdaki linklerden görebilirsiniz. Gerçekten izlenmeye değer...
- http://www.sakipsabancimuzesi.org/tr/sayfa/sergiler/lizbon-calouste-gulbenkian-muzesinden-basyapitlar
- https://themahmut.com/2016/07/04/lizbonda-bir-cennet/ (Harika çekimler)
Okumayı öğrendiğim günden itibaren babaannem her sabah daha ben uyanmadan yastık ucuma o günlerde müdavimi olduğumuz Milliyet Gazetesi'ni bırakırdı. Kalktığımda taş kömür sobalı odamız sımsıcak ve kahvaltım beni bekliyor olurdu. Babaanneler unutulmaz...
Hala hafızamda yer etmiş olduğunu bu satırları yazarken anladım. Gulbenkyan ismi gazete manşetlerinden düşmezdi o zamanlarda Kendisi ve hikayesi hakkında ilgi duyanlar arşivlere bakabilir, arama motorlarından da yararlanabilir.
Lizbon çok güzel gezilesi bir kent ve gidildiğinde “Gulbenkian Museum“ da mutlaka görülesi çoğunlukla ülkemizden getirilmiş eski sanat eserlerinden oluşan harika bir müze.
Sevgi ile sanatla kalın
Fethi Denizmen
Heybeliada
Eylül 2020