İçsel Huzur, Mutluluk ve Doyum Duygusu
İnsanın hayatındaki mutluluğu, huzuru, hatta özgüveni, sevecenliği, barışçılığı ve benzeri güzellikleri iç dünyasındaki huzurla doğru orantılıdır. İnsanlar çevresinde huzurlu, neşe veren, hayat veren, enerji saçan kişilikleri istemekte, onların peşinden gitmektedir.
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone OlBir zamanlar dünyaca ünlü İngiliz top model Naomi Campbell bir söyleşisinde ne kadar güzel olduğunun hala farkında olmadığını söyler ve ilave eder, “Her şeye sahibim, ama iç dünyamda bir türlü huzura kavuşamıyorum. Benim için yaşlanma süreci, cildimin nasıl göründüğü umurumda değil, şimdi önemli olan içerisi. Ve her şeyin yolunda olduğu o barışa, huzura gelmek için iyi görünebilirim, ama içeride de aynı şekilde görünmem gerekiyor, işte buna ulaşmaya, başarmaya çalışıyorum”. Söyleşi tarihinde 40 yaşında iken bugün 55 yaşında ve hala psikolog desteğiyle arayış içinde.
Kendinize sordunuz mu? Sormadıysanız şimdi sormaya ne dersiniz? “Mutluluğumun dış etkenlere bağlı olması mı benim için daha iyi yoksa iç etkenlere mi?” Güzel bir ev, İyi bir iş ve gelir, uyumlu bir eş gibi şeyler mi yoksa tüm bunlardan bağımsız tamamen içsel bir sebeple mi mutlu olmam daha tercih edilesidir? Herhalde ikincisi daha tercih edilesidir, zira sahip olduklarını talihsizliklerle kaybedebilirsin, bunlar çok kırılgan ve hassas sebeplerdir.
Stoacılara Göre
‘’Düşünceleriniz ne ise hayatınız da odur, hayatınızın gidişini değiştirmek istiyorsanız düşüncelerinizi değiştirin.’’ - Marcus Aurelius
(161-180 yılları arası Roma imparatoru ve Stoacı filozof)
MÖ 3. yüzyılda kurulan bir Helenistik felsefe ekolü olan, mantık sistemi ve doğal dünya hakkındaki görüşleriyle beslenen, kişisel erdem felsefesine sahip Stoacılara göre “kişi etik yaşam sürerek gelişir, erdemi uygulayarak ve doğaya uygun yaşayarak geçirilen bir hayatla özdeşleşir. Aynı zamanda içsel huzura dayalı bir mutluluğu elde etmek, tüm bunları (para, şöhret, şan, makam) elde etmekten çok daha kolaydır. Tek bir ilkeyi işe koşmak yeterlidir: Arzularına, duygularına değil; aklına uygun davranmak, düşüncelerinin sana değil senin, düşüncelerine hükmetmen.
Belirsizlik ve kaosla dolu bir dünyada iç huzur ve doyum duygusu bulmak zor bir hedef gibi görünebilir. Ancak antik felsefe zamansız bir çözüm sunuyor: Erdem, akıl ve dayanıklılık ilkelerine dayanan Stoacılık, yaşamın zorluklarıyla zarafet ve bilgelikle başa çıkmak için güçlü bir çerçeve sağlamaktadır.
Günümüzün hızlı tempolu ve çoğunlukla kaotik dünyasında, huzur ve amaç duygusu bulmak zor bir hedef gibi görünebilir. Stoacılığın temelinde erdem arayışı yatar. Bilgeliği, cesareti, ölçülülüğü ve adaleti geliştirerek eylemlerinize ve kararlarınıza rehberlik edecek güçlü bir ahlaki pusula geliştirebilirsiniz. Yaşamın karmaşıklıklarını netlik ve bütünlükle yönlendirmek için mantığın gücünü benimseyerek eylemlerinizi bu temel erdemlerle uyumlu hale getirerek daha etkili bir şekilde çözecek ve daha tatmin edici bir yaşam sürdürme olanağına kavuşabilirsiniz.
Kendimizi gereksiz stres ve kaygıdan kurtararak hayatın zorluklarını cesaret ve dayanıklılıkla kabul ediniz. Bakış açınızı değiştirerek ve engelleri büyüme fırsatları olarak yeniden değerlendirerek, daha fazla gönül rahatlığı ve duygusal istikrar elde edebileceksiniz.
Ezcümle Stoa felsefesinin temelleri bireyin kendine yetebilmesi, kendine hakimiyeti ve bu şekilde erdemli bir hayat sürmesi üzerine inşa edilmiştir. Bu inşa faaliyeti o denli sağlam olmuştur ki döneminin en güçlü imparatoru olan Aurelius, sahibi tarafından topal bırakılan bir köleyi (Epiktetos) kendine önder olarak belirlemiş ve hemen tüm yazılarında ondan övgüyle bahsetmiştir. (Epiktetos, Yunan stoacı filozof. Muhtemelen Hierapolis, Frigya'da köle olarak doğdu. Kuzeybatı Yunanistan'daki Nicopolis'e sürülene kadar Antik Roma'da yaşadı.)
Mutluluk ve Doyum
“Ne doymaz bir varlıktır insan! Ulaştığı her tatmin yeni bir arzunun tohumudur, dolayısıyla onun ebediyen doyurulamaz arzularının sonu yoktur.’’ - Schopenhauer
(Alman filozof ve yazar 1788-1860)
Mutluluk dış koşullara bağlı değildir, içimizde ne hissettiğimizle ilgilidir, ancak bir reçetesi var mı diye sorulursa bana, cevabı iç dünyanızda diyebilirim.
İktisat ilminin söylediği gibi, insanların ihtiyaçları ve istekleri sonsuzdur, ancak bunları karşılayan kaynaklar kıttır. Hayatımızın akışında, nelere sahip olduğunu düşünmez ve günümüz dijitalleşen dünyamızda arzularımız, isteklerimiz taleplerimiz sonsuza doğru giderse mutluluk gelir mi peşinden? Doyumsuz çoğu insan için, onların doyum noktasını belirlemek güç olabilir. Hedefe ulaştığında doyum gelir mi, şüpheli, ancak geçici bir mutluluk hissedilebilir.
Eğer bir şeyin değerini bilmiyorsan da onun değerini anlamak istiyorsan bir an için onu kaybettiğini düşün. Örneğin sağlığının olmadığını, sefillik içinde yaşadığını, bir giysin olmadığından soğukta titreyerek yürüdüğünü düşün. O zaman sağlığının, mülkünün ve montunun değerini çok daha iyi anlayabilir, belki içsel huzura yönelebilirsin. Sürekli mutlu olmaya çalışmak yerine, sahip olduklarını kabullenip onların size mutluluk getirdiğini fark etmeye çalışın, zira yoktur reçetesi ve formülü, olsa da anlamsızlaşabilir yaşam döngüsü!
İçi Mutlu ve Huzurlu
İç huzurun varsa yaşam bir cennettir, ama iç dünyanda huzura kavuşamazsan, kendi kendinle kavgalı isen, bilinmeyen korkulara takıntılıysan, ne kendin huzur bulursun ne de yakın çevren senden huzur alabilir.
İçi mutlu ve huzurlu olman harikulade bir kişilik, neşe dolu olarak neşe ve hayat vericisin, sağlıklı ömür uzatansın, senle beraber olmak çevrendekilere huzur vermekte, mutlu kılmakta, çevrende yaşayanlar şanslı kişiler olabilmekte…
Tek başına değildir hayat, çevrenle yaşıyorsun, mutlu isen, içinde sevgi varsa, sevgi dolu yaşıyorsan, insanları mutlu etmek, onlara keyif vermek, sevgi ve şefkat göstermek beden ve ruh sağlığına iyi geleceği gibi en güzel mutluluk bir başka insanı mutlu etmektir duygusunun güzelliğini de tadacaksın.
Sevgi ile iç huzuru ile kalın.
1 Mart 2025
Suadiye