Amerika'ya giden Türklerin iyi bildiği 16 ilginç durum
Amerika'ya eğitim için giden Beste Balki, Amerika'da Türk olmanın ilginç yanlarını anlatmış... Yurt dışında yaşayan ya da kısa süreli giden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları genellikle bunları hissediyor.
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone Olİnsanlarda tanımlayamadığın ama ülkenden alışkın olduğun sıcaklığı, doğallığı, enerjiyi aramak. Aramak ama bulamamak.
Amerikalıların bayıla bayıla yediği yemeklere şöyle bir bakıp ülkeni ve mutfağını özlemek. Simidi, Türk kahvesini, annenin yaptığı yemekleri…
Aksanının bazen kimliğini ele vermesine engel olamamak. Birbirimizi böyle tanıyoruz.
Türk lirasının güzelliğini, kuruşları saymanın ne kadar kolay olduğunu fark etmek. “penny”lerle, “quarter”ları ayırt etmeye çalışırken bir kez daha buralı olmadığını hatırlamak.
Öğrenciysen, kısa tatillerde Amerikalı arkadaşların ailelerini ziyarete giderken kendine yaratıcı tatil planları yapmak için kafa yormak. “Şimdi kim 10 saatlik uçuşu, üstüne 7 saatlik zaman farkını çekecek?” diye iç geçirmek
Adını kimsenin doğru telaffuz edememesine alışmak.
Aileni, eski arkadaşlarını, dostlarını özlemek. Sevdiklerine sarılmak, onlarla karşılıklı kahve içip sohbet etmek yerine Facetime’ı, Skype’ı, WhatsApp'ı hayatına daha çok dahil etmek.
Sokakta yürürken yanından geçenlerin Türkçe konuştuğunu duyunca elinde olmadan heyecanlanmak. Bir de eğer yanında Türk olmayan bir arkadaşın varsa ona nedensiz bir sevinçle, “Yanımızdan geçenleri duydun mu? Türkçe konuşuyorlardı!” demek.
Anneni, babanı, Türkiye’deki arkadaşlarını aramadan önce hep küçük bir matematik hesabı yaparak saat farkını hesaplamak zorunda kalmak.
İki telefon hattı kullanmak. Biri senden numaranı istediğinde “Acaba hangisini versem? İkisini de mi?” diye kendine kısaca sormak.
Boğaz havasını, vapuru, denizi özlemek. Özleyip yerlerini herhangi bir “river”la dolduramamak.
Türkiye’deki bahşiş sisteminin ne kadar kolay ve kişiye bağlı olduğunu anlamak. Amerika’daki bahşiş mantığını asla çözememek.
Türk nüfus cüzdanını kimsenin anlamamasına, başka bir gezegene ait biriymişsin gibi davranılmasına zamanla alışmak.
Bazı kelimelere ne kadar alışmış olduğumuzu ve beynimizin yerine yenilerini koymasının ne kadar zor olduğunu fark etmek. “Kilogram” yerine “pound”, “metre” yerine “inch” , “Celcius” yerine “Fahrenheit” demekte zorlanmak.
“Kolay gelsin”, “Afiyet olsun” gibi sözlerin yabancı dilde karşılıklarının olmadığını fark etmek. Alışmış olduğun cümleleri kullanamayıp duygularını rahatça ifade edemediğini düşünmek.
Ve en güzeli, evinin, kültürünün, dilinin, sevdiklerinin kıymetini daha iyi anlamak.