Adalar Bostancı Arasında Manastır Kayalıkları

Bir varmış bir yokmuş diyerek başlayacağım, ancak anlatacağım masal olmasa da tadında bir hikaye. Prens Adaları’nın bir üyesi olan ve Manastır Kayalıkları olarak da adlandırılan batık Vordonisi Adası'nın hikayesi bu.

Manastırın adı ilk olarak 787 yılındaki 2. İznik Konsili’nde geçer. İkinci İznik Konsili, 787 yılında toplanan yedinci ve son ekümenik konsil. Aynı zamanda Ortodokslar ve Katolikler tarafından kabul edilen de son konsildir.

(Konsil, Hristiyanlıkta dinî veya idari anlaşmazlıkları çözüme kavuşturma amacıyla din adamlarının toplandığı kurul. 24 Eylül 787 tarihinde İznik'te Patrik Tarasios tarafından toplanan konsilin ilk yedi oturumu Ayasofya'da imparator ve imparatoriçe olmaksızın gerçekleştirilmiş, sekizinci ve son oturum, başkent Konstantinopolis'teki imparatorluk sarayında İmparatoriçe İrini başkanlığında toplanmıştır. Konsil kararı ile Bizans İmparatorluğu sınırları içerisinde ikona inancına serbestiyet tanınmış ve ikonoklazm döneminin ilk evresi sonlanmıştır.)

Manastırın 1204 yılındaki Latin işgalinden sonra bir daha kullanılmadığı anlaşılmaktadır (Nisan 1204’de Dördüncü Haçlı seferi neticesinde Kostantinopolis işgal edilmiş, 1261 tarihinde geri alınmıştır). Ada ile ilgili en önemli bilgi ise 886 yılının Eylül’üne aittir. Bizans kroniklerinde Patrik Photios’un, Vordonisi’deki Armenianon Manastırı’na sürgün edildiği belirtilmektedir. Patrik Photios’un sürgün manastırına ait(?) kalıntılar, hava fotoğrafları ile belgelenmiştir. Batık adada gerçekleştirilen yüzey araştırmalarında ayrıca mermer bloklar ve çatı kiremitleri de bulunmuştur.

1010 yılındaki İstanbul Depremi ile batan Vordonisi Adası

Avrupa Arşivi tarihsel deprem verilerine (European Archive of Historical Earthquake Data) göre 9 Mart 1010 tarihinde Mw (Moment Magnitude) 5.88 ± 0.46 bir deprem meydana geldi.

Genelde dokuz adası olduğu bilinen İstanbul’un, aslında meydana gelen büyük depremle suya gömülmüş onuncu bir adası bulunmaktadır. Vordonisi Adası, Prens Adaları olarak da geçen, Büyükada (Prinkipo), Heybeliada (Halki), Burgaz Adası (Antigoni), Kınalıada (Proti), Yassıada (Plati), Sedef Adası (Terebinthos), Sivri Ada veya Hayırsız Ada (Oxia), Kaşık Adası (Pita) ve Tavşan Adası'ndan (Neandros) sonra İstanbul'un 10'uncu adası olarak tarihteki yerini almıştır, ta ki yaşanan büyük depreme kadar... Ada, yaklaşık 1000 yıl kadar önce Büyükada-Dragos fayının çatlaması sonucu meydana gelen Büyük Bizans Depremi ile denize batmış, geriye günümüzde sadece deniz üstünde kayalık olarak görülen kısımları kalmıştır.

Vordonisi Adası'nın üstünde yaşayanlarla birlikte sulara gömülmesi diğer ada sakinlerini paniğe sürüklemiştir. Adaya dalış yapan İstanbul Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, alüvyon tabakası üzerinde yükselen adanın, şiddetli bir sarsıntının ardından meydana gelen çökme sonucu sular altında kaldığını söylüyor. Üşümezsoy, Vordonisi Adası’nın alüvyonlu* bir çukurluk alanda kurulduğunu, granit kayalıklar üzerinde yükselen diğer adaların ise depremle sular altında kalma ihtimalinin olmadığını belirtiyor.

*Vordonisi Adası alüvyon bir tabakadan oluştuğundan jeolojik açıdan diğer adalardan farklı bir durumdadır.

Fener Rum Patrikhanesi’ne ait M.S. 500 tarihli İstanbul haritasının tekrar incelenmesi sonucunda fark edilen Vordonisi Adası, Bizans döneminde sürgünlere ve din adamlarına ev sahipliği yapmıştır. En önemli yapısı, üstünde bulunan manastır olmuştur (Bizans tarihçisi Semavi Eyice tarafından 1936’da kayıtlara geçmiştir).

Vordonisi Manastır kazı çalışmaları İtalyan arkeolog Alessandra Ricci başkanlığında yürütülmüştür. Keşif dalışları sırasında kilise duvarına rastlanmamış, daha çok 20-30 cm kalınlığında kuvarsit tabakalar bulunmuştur. Dolayısıyla bu tabakaların batan kilisenin duvarları olarak yorumlanmış olabileceği düşünülmektedir. Ada üstünün yosun, mercan, kestane, midye ve türevi deniz canlıları ile kaplı olması yapının anlaşılması açısından zorluklar yaratmaktadır ve ancak bu tabakanın kaldırılmasıyla gerçek yapıya ulaşmak mümkün olabilecektir.

Bizans’ta Adalar’da rahipler yaşardı. Vordonosi Adası'nda ufak çaplı da olsa yerleşim olabilir. Ada üzerinde kubbeli bir kilise yapısının olduğunu biliyoruz. Bu küçük adanın kalıntılarının tespiti için sualtı arkeolojik araştırmaların yapılması son derece önemli.

Batık ada kayalıkları Maltepe sahilinin yaklaşık 0,6 deniz mili açığında, dalış derinliği 5 ila 8 metre arasındadır. Bizans döneminde Rum balıkçılar tarafından barbunya ve pavurya yuvası olan bu kalıntılara Vordonia denmekteydi. Osmanlılar zamanında ise bu kalıntılar sera taşı, dilek kayaları, batmış manastır taşları olarak adlandırılıyordu.

Gezegenimizdeki sualtı dünyasının %90’ının halen gizemini korumakta olduğunu ifade eden doğa ve sualtı dünyası tutkunu Peter Salvatore’ye göre, “Vordonisi’nin bulunmasının olası deprem senaryolarını değiştirdiği düşünüldüğünde, araştırmalar önemli bulguları beraberinde getirecektir. Geleceği şekillendirebilmek ve önlem almak için, geçmişte yaşanmış bu büyük depremin oluş şekli ve depremin etkileri ve olası senaryoları üstünde durulması gerekmektedir."

Adalar Bostancı Arasında Manastır Kayalıkları resim: 0

Peter Salvatore

Manastırın hikayesi:

İkonoklazm tartışmalarının yaşandığı yıllarda, bilge lakaplı din alimi Photius (Patrik Fotius) henüz 38 yaşında olmasına rağmen patrik seçilir. 858 yılında patrik seçilen Photius adaya bir manastır yaptırır. Rakibi din adamı İgnatius ilerleyen yıllarda patrik seçildiğinde ona nispet olsun diye Küçükyalı’daki Satyros Manastırı’nı inşa ettirir. Photios ve İgnatius farklı zamanlarda ikişer kez patrik seçilirler. Patrik olan diğerinin itibarını sarsmak için elinden geleni yapar. Bizans’ta o yıllarda yaşanan din ve çıkar kavgalarının sebep olduğu bu mücadele sonunda, 867 yılında patriklikten azledilen Photios, Vordonisi Adası'na sürgün edilir ve son yedi yılını kendi yaptırdığı manastırda geçirir.

TRT Haber'den 8 dakikalık, adanın yerini, manastırları da içeren güzel bir video:              

Aynı zamanda bir ada sakini olarak duyardım, bu batık adanın olduğu yerde çok güzel midyeler varmış, tabii dalıp çıkaranlar için. Hatta Büyükadalı bir arkadaş anlatırdı, babaannesi kendisinden oranın midyesini ister, başka midye tercih etmezmiş. O da dalışa meraklı olduğundan babaannesi için midye toplarmış.

3 Nisan 2024

Suadiye

Yorumlar
Kalan Karakter 800