Yatırım Her Kişinin Değil, Er Kişinin Karıdır

GELECEK, BİR GÜN GELECEK! Düşünürler, insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliğin “akıl” olduğunu söylerler. Evet, buna bir itirazımız yok. Ama şunu da eklersek cümle daha güzel bir anlam ifade eder. Yarınlarını düşünen tek canlı “insan”dır. Diğer bir deyişle; neslinin geleceğini kendine dert edinen tek canlı da yine insandır. Yarınlarını kendine dert edinen insan; bulduğu günü bayram, bulamadığı günü seyran yapamaz. Geleceğe yatırım yapmak zorundadır. Yatırım da her kişinin değil, er kişinin karıdır.

Yatırımlar uzun, orta ve kısa vadeli olmak üzere üçe ayrılır. İçinde bulunduğumuz şartları iyi değerlendirip paramıza ona göre yön vermeliyiz. Her yatırımın az çok riski vardır. Yatırım yaparken riskleri de hesaba katmamız gerekir. Bugünün ekonomik şartları ve piyasası uzun vadede yatırımı çekici kılmaktadır. Şahsıma teslim edilen miktarı sırasıyla aşağıdaki sektörlerin hisse senetlerinde uzun vadede tutardım. Yüzde yirmilik dilimler olarak; gıda, sağlık, iletişim, bankacılık ve ulaşım hizmetleri sektörlerinde pay ederdim. Paramı neden bu sektörlere pay ettiğime gelecek olursak: İnsan hayatında gıda sektörü olmadan yaşamın mümkün olmayacağı bir gerçektir. Bununla birlikte insanlık varolduğu sürece gıda sektörü de varolacaktır. Bu gibi sebeplerden dolayı bu sektöre yatırım yapmak aklın gereğidir. Her şeyin başı sağlıktır. Sağlıklı olmayan bireyler sağlıklı düşünemezler. Büyük bir devlet adamı olduğu kadar büyük bir şair de olan Kanuni Sultan Süleyman, bir şiirinde sağlığın önemini şu beyitte vurgular: “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi   Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” Bu kadar önemli olan bir alana yatırım yapmamak akıl karı değildir. Elimdeki miktarın bir bölümünü de sağlık hizmetlerinde yer alan hisse senetlerine yatırmayı uygun buldum. İletişim sektörüne gelecek olursak karşımıza bambaşka bir dünyanın açıldığını fark etmemek yanlış olacaktır. Hayatımızı çepeçevre kaplayan iletişim dünyasına yatırım yapmamak ticari zekanın olmadığını gösterir. Bir anne çocuğunun sesini duymak ve iyi olduğunu bilmek için neleri feda etmez ki! Aynı şekilde yarış halinde olan işletmeler nasıl olur da iletişimsiz çalışabilir! Bu sebeplerden dolayı iletişim sektöründe yer alan hisse senetlerine de pay ayırmak doğru olacaktır. Bankacılık sektörü ise hayatımıza o kadar girmiş durumda ki tüm işlemlerimizi evimizden internet bankacılığı aracılığıyla zaman sıkıntısı çekmeden yapabiliyoruz. Tek bir tıkla kira, elektrik, su ve doğalgaz gibi tüm aylık ödemelerimizi yapabiliyoruz. Piyasalara nakit dönüşümü olmasa da bankalar bu işlemlerden iyi kazançlar sağlamaktadır. Ulaştırma sektörü ise bana son derece cazip geliyor. Zamanın oldukça kıymetli olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Bir yerden başka bir yere en kısa sürede ulaşmamız son derece önemli bir hale gelmiştir. Tabi ki bu kazanılan önemli zamanın bedelini ulaştırma sektöründekilere ödemekten geri durmayacağız. Böyle bir sektörün hisse senetlerini görmezden gelemeyiz. Ben yatırımlarımın başarılı bir şekilde sonuçlanacağını ve şahsıma verilen miktarı en iyi şekilde değerlendirdiğimi düşünüyorum. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi: “Başarı başaracağım diyenlerindir”

Uzay Uzun-Amasya Anadolu Öğretmen Lisesi / Amasya