Kira sözleşmelerinde tahliye taahhüdü ne anlama geliyor?
Emlak piyasasında artan fiyatlar, kiracı ve ev sahipleri arasında gerginlikler daha önce çok üzerinde durulmayan ‘tahliye taahhüdü’ konusunu gündeme getirdi. Hangi durumlarda geçerli, nelere dikkat edilmesi lazım?
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone OlAltınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Umut Yeniocak, kira sözleşmelerinde tahliye taahhüdü konusundaki merak edilenleri 5 soruda yanıtladı. “Örneğin; aile konutlarında tahliye taahhüdünün geçerli olabilmesi için her iki eşin de imzasının olması gerekiyor” diyen Doç. Dr. Yeniocak, aksi halde tahliye işleminin gerçekleştirilemeyeceğini söyledi.
Tahliye taahhüdü; kiracının, kira konusu konut ya da iş yerini belirli bir tarihte tahliye edeceğine ilişkin yazılı bir beyanda (taahhütte) bulunması demektir.
Tahliye taahhüdü mutlaka yazılı olmalı ve kiracının imzasını taşıması gerekiyor. Birden fazla kiracı varsa tahliye taahhüdünü bütün kiracılar imzalamalıdır. Tahliye taahhüdünde, hangi sözleşme kapsamında hangi konut ya da işyerinin tahliye edileceği açıkça anlaşılır şekilde yazılmalıdır. Ayrıca belgenin geçerli olması için şu hususlara dikkat edilmelidir:
- “Tahliye taahhüdü, herhangi bir şarta bağlı olmamalıdır.
- Taahhüt edilen tahliye tarihi yazılı olmalıdır.
- Taahhüdün düzenleme tarihi, kira sözleşmesinden sonraki bir tarih olmalıdır. Kira sözleşmesinden önce ya da sözleşmeyle aynı tarihteki taahhüt geçersizdir.
- Tarih kısmı boş olan tahliye taahhütlerinin ev sahibi tarafından sonradan doldurulmasını Yargıtay, hukuka uygun görmektedir. Ancak, taahhüdün hileyle ya da baskı altında imzalandığını iddia ve ispat ederek geçersizlik iddiasında bulunmak her zaman mümkündür.
Kiralanan yerin aile konutu olması hâlinde, kira sözleşmesinde ismi yazılı olan eşin tek başına tahliye taahhüdü veremez. Her iki eşin de imzası bulunmayan tahliye taahhüdüne dayanılarak aile konutu tahliye edilemez.
Taahhüt edilen tarihten itibaren bir ay içinde tahliye talebiyle icra takibi başlatılmalı ya da doğrudan tahliye davası açılmalı. Bu süre kaçırılırsa, tahliyeye ilişkin talep hakkı düşer. Bir aylık dava açma süresinin içinde kiracıya bildirimde bulunularak dava açılacağı ihtar edilirse, dava açma süresi o kira yılı boyunca uzamış olur.
Kiracı, icra müdürlüğünden gönderilen tahliye emrine itiraz ederken tahliye taahhüdündeki imzanın kendisine ait olmadığı ve/veya taahhüdün düzenleme tarihinin doğru olmadığı yönünde bir itirazda bulunursa ve taahhüt noterde yapılmamışsa, ev sahibi sulh hukuk mahkemesinde dava açmak zorunda kalır. Bu durumda süreç uzar. Bu dava yaklaşık iki yıl sürebilir. Ancak kiracı, taahhüt metnindeki imzaya ya da tarihe itiraz etmemişse, bu itirazın kaldırılması için icra mahkemesinde dava açılmalıdır. İcra mahkemesinde açılan bu davada şekli bir inceleme yapıldığı için süreç hızlıca sonuçlanır.