E-mail İcat Oldu Kartpostal Kayboldu

Bilgisayarın hayatımıza girmesi, elektronik postanın icadı, cep telefonları ile mesajlaşma, Facebook, Instagram, Twitter gibi sosyal medyanın ortaya çıkışı geçmiş zamanların kartpostallarını ortadan kaldırdı.

E-mail İcat Oldu Kartpostal Kayboldu resim: 0

Benim de artık hiç aklıma gelmiyor gittiğim yerden sevdiklerim, arkadaşlarım için kartpostal alıp, postaneye gidip, o yörenin, ülkenin pulunu yapıştırıp göndermek. Zamanında o kadar çok kartpostal göndermiş ve dahi almıştım ki, saklasam koleksiyonum olurdu ve sanırım bunu yapanlar bile olmuştur. Hatta bir ara ben de pul koleksiyonu yaparken kartpostallar üzerindeki damgalı pulları çıkartır saklardım.

Bu hikaye nereden aklıma geldi derseniz, yıllar yıllar sonra bir yılbaşı öncesi aldığım bir kartpostaldan… Sakız Adası’nda bir hafta kaldığımız otelden pullu, damgalı bir mektup alıp içinde kartpostal görünce çok memnun olmuştum.

Çalışma hayatım bitip tam teşekküllü (!) emekli hayatım başlayınca çoğumuzun aklına gelen şey olabildiğince daha fazla seyahat edebilmek. Tabii fırsatları iyi değerlendirim alternative maliyeti minumuma, yani seyahat giderinin evde kalma alternatifini. Ya birebir uçak, otel vesaire araştırıp takipte kalacaksın ya turların erken rezarvasyonlarından yararlanacaksın.

E-mail İcat Oldu Kartpostal Kayboldu resim: 1

Galiba aldığım sondan bir önceki kartpostal, 2009

Denizcilik sektöründe geçen yarım asırlık zaman içersinde çok meraklı olup aldığım postaladığım ki genelde evime, evlatlarıma, kartpostal merakım duygum şimdi bu satırları yazarken tamamen kaybolduğunu fark ettim.

Ahh bu akıllı telefonlar, dünyayı ayağına getiriyor, dünyanın öbür ucu ile görüntülü görüşüyorsun, dağ başında ıssız bir yerde bile otursan, iş hayatını bile cebinden, bilgisayarından götürebilirsin.

Amma velakin, gel gör ki, insan olmanın, hani denir ya insan sosyal bir varlıktır, güzelliği, yarenliği, sohbetleri, birlikte çocukluğunda sokaklarda, kırlarda oynadığı oyunlar, yemek masası sohbetleri, ya tamamen sona erdi, ya da hızla yok olmakta…

Kartpostal alsan da hangimiz eş dost ev adresini biliriz ki... Kendi ev adresin bile internetten alışveriş olmasa onu bile bilemiyeceğiz! Kartpostalı al, postane ara, Türkiye nasıl yazılır sor, cüzdanı çıkar para öde… Ooo gitti kıymetli zamanının bir parçası!       

Geçmiş zaman kartpostalları bugüne ne söyler?

Oğuz Karakartal, kaderiyle tesadüf eden kartpostalları konuşturmuş 'Kartpostalların Fısıldadıkları' adlı öykü kitabında.

Her insan hayatla bir şekilde irtibat kurar. Bu irtibatın farklı olması birbirinden değerli bir sürü belgeyi, kişisel ve toplumsal birikimi de beraberinde getirir. Modern anlatılar biraz da bu birikimler üzerinden edebi türlerini oluşturur. Mektuplar dile gelerek roman olabilir mesela. Hemen yanı başında anılar ya da günlükler bir öykü ya da roman kurgusuna dönüşebilir. Gezi yazılarından hareketle bir öyküye ya da romana kapı açılabilir. Oğuz Karakartal, bunlardan farklı olarak bir şekilde kaderiyle tesadüf eden kartpostalları konuşturmuş.

İlk iki öyküyü örnek verelim:

İlk kartpostal 1923 yılına ait. Bir Mekteb-i Sultani hatırası. Bahattin adında biri, okuldan arkadaşı Muharrem için yazmış. Kim bilir hangimiz okuldaki en yakın arkadaşımızdan, yıllar geçip de ayrı kaldığımızda, ne güzel bir mektup, bir kartpostal almışızdır? Bu öykü böyle bir duyguyla mı anlatıyor. Hikaye içinde tarih metni gibi tarihlerin yer alması öykünün havasını denemeye dönüştürmüş.

İkinci kartpostal ise 1905 yılına ait. Bir özür beyannamesi “Hocanız Mediha” imzasıyla bitirilmiş. Özür beyanlarını kağıda dökenler hâlâ o kağıtlarını saklar mı? Saklarsa bir daha okusunlar bir zahmet. Sanki Halit Ziya’nın Aşk-ı Memnu adlı eseri küçülerek yazarda öyküye dönüşmüş. Boğaziçi’ni ve çatı katını sevenler için güzel bir öykü.

Kartpostal yazımı beğendiğim kısa bir alıntı yazı ile bitirmek istiyorum.

Kartpostal ile Gelen Sevgi

Hazır çocukluk yıllarımızdan başlamışken anlatmaya en keyif aldığım zamanlarımdan biri olan kartpostal yazmaktan bahsetmeden geçemeyeceğim. Yeni yıl, bayramlar, özel günlerde heyecanla seçmiş olduğum kartpostalları tüm sevdiklerime göndermek en büyük keyfimdi. Dönem ödevlerimi yaparken kullandığım dolmakalemim kartlarımı da yazmak için mürekkeplenir heyecanla görev başına geçerdi. Başka şehirde yaşayan büyüklerime kendi şehrimizin manzaralı kartpostallarını özenle seçerdim. Arkadaşlarıma ise esprili veya doğa manzaralı kartpostallar yollardım. Yeni yılda kar manzaralı kartpostallar vazgeçilmezlerimdi. Tabii ki kartpostalları seçmek kadar heyecanlı olan bir konu daha vardı ki en güzel yazım ile sevdiklerime en güzel temennilerimi iletmek Onları çok sevdiğimi söyleyebilmek Okul çıkışlarında soluğu en yakın kırtasiyede alır yeni kartpostallar gelmiş mi diye ortalığı kolaçan ederdim. Şimdi artık kartpostalın öneminin kalmamış olması ne kadar üzücü Belki yazım sizlere bir ilham kaynağı olur canımız annelerimize anneler gününde sevgimizi anlatan satırlar yazarak kartpostal sevdasını

Kartpostalları ve el yazımızı hatırlamak ve bol seyahatler dileğim ile...

Fethi Denizmen

Heybeliada, Temmuz 2020

          

Yorumlar
Kalan Karakter 800
Hande Çalışkur
Güzel bir yazı olmuş fethi amcacim akıcı ve özet şekilde anlatım ile kendini okutturuyor. Günümüz de de bu önemli sanirim bazi insanlar yazinin uzunluğunu görerek yazilari okumaktan vazgeçiyor. Az kelimeyle çok şey anlatmak önemli.