DİSK asgari ücret taleplerini açıkladı
Milyonlarca çalışanı etkileyen asgari ücret zamları için müzakereler başlıyor. 2024 yılı asgari ücret görüşmeleri öncesinde, DİSK (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu), bu yıl ilk defa yeni asgari ücret için bir rakam önerisi sunmayacaklarını duyurdu.
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone OlMilyonlarca çalışanın ve dolaylı olarak tüm vatandaşların ilgisini çeken yeni asgari ücret belirleme süreci, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndaki ilk toplantıyla başlamak üzere. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Başkanı Arzu Çerkezoğlu, 2024 yılı asgari ücreti konusunda açıklamalarda bulundu.
Çerkezoğlu, hükümetin belirlediği enflasyon hedeflerini tutturamadığını vurgulayarak 13 maddelik taleplerini sıraladı. "Enflasyon tek haneli rakamlara düşene kadar asgari ücret yılda 4 kez güncellenmelidir" diyen Çerkezoğlu, "Yıllar sonra ilk kez DİSK olarak bir rakam önerisi paylaşmayacağız" dedi ve ekledi: "Çünkü bugün 1 Aralık, zamlı asgari ücreti 1 Şubat'ta alacağız. Bugün söylediğimiz rakamın 2 ay sonra uçup gideceğini çok iyi biliyoruz. Rakamların peşinde koşmak istemiyoruz."
Açıklamada, asgari ücretin en düşük kamu işçisi ücreti ve en düşük memur maaşı dikkate alınarak hesaplanması talebi özellikle vurgulandı.
“Gelirde adalet, vergide adalet, insanca yaşanabilir ücret” için atılması gereken adımlar Çerkezoğlu tarafından şu şekilde özetlendi:
"Asgari ücret değil toplu pazarlık kapsamı genişletilmeli. Milyonların asgari ücrete mahkûm edilmemesi için sendikal hakların kullanımının önündeki tüm engeller ve barajlar kaldırılmalı, toplu pazarlık kapsamı genişletilmeli.
6356 sayılı Yasa’da yer alan teşmil mekanizması işletilmeli, toplu iş sözleşmeleri sendikasız işyerlerine de uygulanmalı.
Asgari ücret artışında resmi enflasyon/hedeflenen enflasyon değil, kişi başına GSYH artışı esas alınmalı. Asgari ücret baskılanmış ve güdümlü resmi enflasyona göre değil geçim şartlarına ve ekonomik büyümeye göre saptanmalıdır. Hele de iktidar sözcülerinin sıkça dile getirdiği “hedeflenen enflasyon doğrultusunda ücret artışı” kabul edilemez.
Hedeflenen enflasyona göre ücret artışı yapmak, milyonları daha da yoksullaştırmak anlamına gelecektir.
Asgari ücret artışında dar gelirlilerin gıda enflasyonu ile kişi başına ekonomik büyüme esas alınmalı.
Asgari ücret yüksek enflasyon koşullarında yıl dört kez belirlenmeli. Yüksek enflasyon koşullarında yılda bir kez asgari ücret belirlenmesi çalışanları açlığa, yoksulluğa mahkûm etmek anlamına gelir.
Türkiye’de asgari ücretin tespitinde uluslararası standartlara uyulmuyor. Birleşmiş Milletler, Uluslararası Çalışma Örgütü ve Avrupa Konseyi standartları dikkate alınmıyor; ailesi hesaba katılmadan tek bir işçi üzerinden asgari ücret hesaplanıyor. Asgari ücret tespitine ilişkin 131 sayılı ILO Sözleşmesi onaylanmalı, Avrupa Sosyal Şartı’na asgari ücretle ilgili konan çekince kaldırılmalı.
Asgari ücret, uluslararası standartlara uygun şekilde, işçinin ailesi ile birlikte geçinebileceği bir ücret olmalıdır.
Asgari ücret sonrası ilk vergi dilimine uygulanacak oran yüzde 10’a düşürülmeli. Asgari ücret vergi istisnası, vergiden değil, matrahtan indirim yoluyla uygulanmalı.
2008 yılından beri işverenlere verilen 5 puanlık SGK prim desteği işçilere de verilmeli.
Çağ dışı damga vergisi kaldırılmalı.
2008 yılında çıkarılan 5510 sayılı Yasa’dan önce asgari ücretten düşük emekli aylığı söz konusu değildi. En düşük emekli aylığı en az asgari ücret düzeyine yükseltilmeli.
Devletin özel sektördeki işçilerle kamu işçileri ve kamu görevlileri arasında ayrım yapması Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı. Asgari ücret en düşük kamu işçisi ücreti ve en düşük memur maaşı dikkate alınarak hesaplanmalı."