Depremin Ekonomik Maliyeti Ne Kadar? Türkiye’nin Deprem Zararı
Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin Türkiye'ye olan maliyetine ilişkin öngörülere haberimizde yer verdik.
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone OlTarihte görülmemiş bir felaket; Kahramanmaraş depremi. Kuşkusuz depremin en büyük yıkımı bizi sevdiklerimizden, var olan hayallerinden mahrum bırakması. Ancak dikkat edilmesi gereken önemli bir husus var: Depremin ekonomik maliyeti.
Depremde Türkiye'nin mali zararı ne kadar?
Depremin mali faturasını yıkılan apartmanların, evlerin, fabrikaların, yolların, hastanelerin, okulların yeniden inşa edilmesinin maliyeti ve depremin etkisiyle kaybolan üretimin getireceği fırsat maliyeti olarak ikiye ayırabiliriz.
Kaybolan üretimin maliyetine baktığımızda TÜİK verilerine göre depremden etkilenen illerimizin GSYH payı ağırlıklı olarak %’1in altında kalıyor. 1999 Marmara depreminin yaklaşık 5 milyar dolar ve %2.5lik GYSH etkisi bugüne uyarlandığında yaklaşık 20 milyar dolarlık bir maddi zarar tutarı ile karşılaşıyoruz.
Yaşanacak fırsat maliyetlerini yani üretim kayıplarını şu başlıklarla sıralayabiliriz:
- Üretim yapamayacak durumda olan fabrika ve imalathanelerin üretimleri
- Tarımsal ve hayvansal üretim
- Can kaybı ve yaralanmalara bağlı işgücü kaybı
- Yapılacak potansiyel İhracat kaybı
- Deprem yardımlarına ayrılacak maddi kaynak
- Ertelenen - tahsil edilemeyecek kamu ödemeleri ve banka kredileri
Fiziki yıkımın yeniden inşaasının maliyeti konusunda farklı görüşler mevcut. Yaşadığımız deprem felaketinin üzerinden kısa bir süre geçmesi bu görüş ayrılıklarının temelini oluşturuyor. 2-3 miilyar dolar civarı tahminler bulunurken bu miktar 70 milyon dolara kadar çıkmaktadır.
Yeniden inşa edilecek yapıların nitel ana başlıklarını şu şekilde sıralayabiliriz:
- Yıkılmış veya ağır hasar görmüş ev - fabrika - dükkan gibi yapıların ve yolların yeniden inşaası
- Elektrik - su - doğalgaz altyapılarının yeniden kurulması
- Teknolojik aletler ve ulaşım araçları gibi gereçlerin yenilenmesi
Deprem maliyetleri nasıl karşılanacak? Yeni deprem vergisi gelebilir mi?
1999 Marmara depreminin yaraları sarılırken yeni vergiler koyma yoluyla kaynak yaratılmıştı. Bir defaya mahsus olmak üzere getirilen ek gelir, ek kurumlar, ek emlak ve ek motorlu taşıtlar vergilerinin yanında özel iletişim ve özel işlem vergisi olmak üzere çeşitli vergiler uygulanmıştı. Bunlar arasından özel iletişim vergisi depreme bağlı hasarlarda kullanılmak üzere kalıcı hale getirilmişti. Ekonomik buhran yaşandığı bu dönemde yaşanan depremlerin bıraktığı hasarları çözebilmek adına ek kaynak gereksiniminin gerekli olduğu görülmektedir. Bu gereksinimin nasıl karşılanacağını, yeni vergilerin gelip gelmeyeceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz.
TÜRKONFED raporuna göre mali hasar 84 milyon
Cumhuriyet tarihinin yüzleştiği en geniş çaplı deprem faciasının Türkiye'ye ne denli bir ekonomik yıkım yarattığı merak konusu. TÜRKONFED'in deprem raporuna göre Kahramanmaraş merkezli depremlerin mali hasarı 84 milyonu aşacak. TÜRKONFED'in hazırlamış olduğu "2023 Kahramanmaraş Depremi Afet Durum Raporu" başlıklı raporda 1999 yılında yaşanan Marmara Depreminin verileri baz alınarak hasarlara yönelik öngörüler oluşturuldu.
Marmara Depreminin 1999 yılının dolar kuruyla 17.1 milyar dolar olarak hesaplanan mali hasar verileri kullanılarak yapılan hesaplamada Kahramanmaraş depreminin Türkiye'ye öngörülen maliyeti 84.1 milyar dolar. Bu öngörünün 70.75 milyar dolarının konut zararı, 10.4 milyar dolarının milli gelir kaybı ve 2.91 milyar dolarının işgünü kaybı olacağı açıklandı. Açıklanan bu tutar Türkiye’nin Gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) yüzde 10’una eşdeğer.
Depremin bankacılık sektörüne olan etkileri neler?
Depremin bankacılığa olan etkilerine baktığımızda deprem bölgesinde bulunan illerde bankaların Kasım 2022 verilerine göre 572 milyar TL nakdi kredi mevcut. Bu kredilerden vadesi gelenler ve gelecek olanlar her ne kadar Türkiye Bankalar Birliği (TBB) tavsiyesiyle ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) kararıyla 6 ay ertelenmiş olsa da bu süre içinde kredi faizi devam edeceğinden 6 ay sonra vatandaş ve kurumlar birikmiş kredi faizleriyle karşı karşıya kalacaklar. Bu kredilerin önemli bir miktarını depremde dükkanlarını kaybeden KOBİ’ler oluşturuyor. Bu durumda depremden etkilenen esnaflara verilen KOBİ kredilerinin nasıl ödeneceği merak konusu.
Depremin tarım ve hayvancılığa olan etkileri neler?
Depremin etkilediği 10 ilimiz ülkedeki tarımsal üretimin %20'sini karşılıyor. Şehirlerde kayıtlı işletme ve çiftçi sayısı 260 bini aşıyor. Türkiye'nin 238 milyon dekarlık tarım alanının yaklaşık 36 milyon dekarı bu 10 ilimizde bulunuyor. Bu illerimizden Şanlıurfa 11 milyon, Diyarbakır 5.8 milyon, Adana 5 milyon, Kahramanmaraş 3.6 milyon, Gaziantep 3.5 milyon, Hatay 2.4 milyon dekar tarım alanına sahip. Ayrıca depremin etkikediği bu iller büyükbaş hayvancılığın yaklaşık %12’sini, küçükbaş hayvancılığın ise %16’sını barındırıyor. Bu veriler her geçen yıl artan küresel ısınma ve kuraklık gerçeğiyle birleştiğinde en kısa sürede çalışmalara başlanmasını gerektiriyor.
Depremin eğitime olan etkileri neler?
Yaşanan deprem felaketinin etkilediği 10 ilimizde eğitim öğretime devam edilebilme koşulları kaybolduğundan eğitime zorunlu ara verilmiştir. Deprem bölgesi dışında kalan illerimizde Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesinde bulunan eğitim öğretime önce 13 şubat, ardından 20 şubata kadar ara verilmiştir. Deprem bölgesindeki illerimizde ise eğitim öğretime 1 Mart tarihinde başlanacağı açıklanmıştır.
Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) ise yaptığı açıklamada 2022-2023 eğitim yılının bahar döneminin tıp, diş hekimliği gibi sağlık programları ve uygulamalı dersler dışında uzaktan eğitim ile tamamlanmasının uygun olduğunu belirtmiştir.
Depremzedelerin uzaktan olan üniversite eğitiminin ışığında KYK yurtlarına yerleştirilecek olması kimi öğrenciler ve eğitimciler tarafından tepki çekti. Savunulan ortak görüş ilk başvurulan çözümün eğitim öğretimi durdurmak olması oldu.
Depremden sonra Türkiye'yi neler bekliyor?
Ülkece yaşadığımız bu zor günlerde kısa sürede halk olarak nasıl bir dayanışma içerisinde bulunabildiğimize tekrardan şahit olduk. Başta ülkemizin ve sonrasında tüm dünyanın yardım seferberliğiyle tek yürek olarak şehirlerimizi yeniden inşa edeceğiz. Bu yeniden inşaanın bizden sonraki nesillere acı olarak dönmemesi için bir deprem ülkesi olduğumuzu unutmamalı, unutturmamalıyız.