Bir Müzeden Fazlası, Düğün ve Güneşi Hüzünlü Kuzey Denizi
Hayallerimden biri idi İskoçya ve tabii ki Edinburgh...
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone OlGerçekten çok özel bir kent, tarihi dokusu, gezilecek yerleri, müzeleri ve de sıcak, zarif, yardımsever, samimi güler yüzlü, değerlerine sahip insanları, “insanlık onurumuzu korumak için kurduk” dedikleri, tiyatro, müzik, kitap, güzel sanatlar ve nice festivalleri ile.
2013 Temmuz'unda birlikte gitmiştik kırk yıllık aziz dostum çok şeyler ve zamanlar paylaştığım, çok iyi bir duayen Galatasaraylı, gerçek İstanbul Beyefendisi ve idolüm Ükaşettin Ülkeroğlu ve eşlerimizle.
Bir haftalık kalışımız fırsat vermedi İskoçya’nın dağlarını göllerini görmeye, zira Edinburgh ve yakın çevrede o kadar çok görülesi yerler vardı ki. Edinburgh kalesi, müzeleri, yer altı tarihi yerleşim yerleri (Mery King’s close) , yüzlerce asırlık geleneklerin devamı kilt (etek) giyen erkekleri, bizim tuluma benzer gaydaları, bir saat ötede sahil kenti St. Andrew ve birkaç asırlık üniversitesi, Temmuz ortasında ayağını bir dakika tutana bravo denilen denizi, golf sahaları, nesli tükenmiş yün ürünleri.
Bugün en çok etkilendiğim ve içeri girip gezmeye başladığınızda ayrılamayacağınız Edinburgh’daki “ National Museum of Scotland” (İskoçya Ulusal Müzesi) hakkında birkaç satırla, nasıl olabilecekse, bilgi aktarmak istedim. (http://www.nms.ac.uk/our_museums/national_museum.aspx )
İskoçya tarihi, antik mısır dönemi, sanat bölümü, bilim ve teknoloji galerileri, çeşitli aktiviteler, sunumlar, bilim dünyasının büyüleyici deneylerine iştirak, çocuklar için etkileyici bilim bölümünde ilginç deneyler dahil çok şey var müzede yaşanacak görülecek.
Müzeyi özetleyen bir yazı vardı. Tercümesi şöyle ;
“Dinozorlar çağından geleceğin teknolojisine kadar galerilerde dünyanın dört bir yanından hazineler içermektedir. Göktaşlarından derinlerdeki canavarlara kadar, doğal dünya galerileri gezegenimizin hikayesini anlatırken, dünya kültürleri galerisi insanları ve sahip olunanları sergilemektedir. Tarih öncesinden günümüze İskoçya’nın hikayesi, bilim ve teknoloji galerilerinde hayatı şekillendiren sanat ve tasarım galerileri.“
En çok ilgimi çeken bölüm çocukların ilgisini çekecek görsellerin yanında bir çok zeka oyunları oldu. Genelde 9 – 12 yaş grubu çocuklara hitap ettiği için olsa gerek o bölümde takıldım kaldım, torunlarımın burada olduğunu düşleyerekten. Sabah bırak çocukları akşam al alabilirsen...
İlgimi çeken bir bölümde eski Mısır medeniyetinden canlandırmalı örnekler vermiş olmalarıydı. Cep telefonumdan fotoğraflar çektim örnek olsun işte onlardan birkaçı;
Eski Mısır'da heykeltraş sanatı... National Museum of Scotland, Temmuz 2013
Bir zirai gösteri resmi. Her yıl Nil Nehri taşar yanlara doğru, sular çekildiğinde ise çiftçilerin mahsul yetiştirdiği verimli bir toprak tabakası bırakır. Resimdeki bu sahne ilk hanedan krallarının selin (su taşması) her yıl mutat (rutin) olarak yaşanacağını temsil eden töreni göstermektedir. Arka planda görülen şehir Mısır Krallığının ilk baş şehri Memphis’dir. Mısırlılar bu şehre “White Wall “beyaz duvar“ adını koymuşlardı, pırıl pırıl kireç taşından yapıldığı için.
Eski Mısır'da hem gelen mallar için gümrük ve pasaport (!) kontrolünü temsil eden resim.
Antik Mısır
Çok az yerini görebildik bir haftalık gezimizde, aklım hala gezip göremediğim dağlarında, göllerinde İskoçya’nın. Bundan sonraki zamanlar için seyahat planları yapmak, hayallerini kurmak hem pandemi hem de artan gezi maliyetler babında zor görünse de seyahat için para biriktirelim, ucuz şartları araştıralım, pes etmeyelim, zira seyahat demek yepyeni kültürlerle tanışmak ve beraberinde moral demek sağlık demek, bağışıklık sistemimizin yükselmesi demek. Hayal kurmak ve umudu korumak yaşamın ta kendisidir zira.
Edinburgh Kalesi yolunda. Gayda çalan kiltli İskoçlu Temmuz 2013
Resepsiyondaki bir görevlinin önerisi ile Kapodakya benzeri bir yer altı şehri olan “Mary King’s Close“ adlı yere gittim. Yer altı gezisi olduğundan kimse bana iştirak etmedi. Haklıydılar galiba zira 17. asırdan kalma yerin yedi kat altına kadar taş odalar, o devirde yaşayan birebir yapılmış temsili insan ve eşya figürleri. Rehberi kaybedersen ömrünü orada tamamlayacağın yer, ürkütücü de gelebilir bazılarımıza…
Külfet eşittir nimet misali gibi yolda bir İskoç Geleneksel düğününe rastladım büyük bir binanın ön alanında yapılan. Misafirleri olarak kabul de gördüm. Kiltli (etekli) erkekleri, renkli giysili kadınları, gaydadan çıkan müzik, benim için yaşanası güzel bir şans idi.
Geleneksel İskoç düğününden iki kare…
St.Andrews
Birkaç satır da St. Andrews güzelliklerinden bahsetmeden noktalamak istemedim yazımı. Golf sporunun evi sayılan, Kuzey Denizi kıyısında kurulmuş nüfusun yirmi binin altında olan, 1413 yılında kurulmuş “St.Andrews Üniversitesi” ile de ünlenmiş ufak şirin gezilesi bir sahil kasabası.
İnsanların kültürü, iç dünyası, iyiliği, temiz yürekliliği yüzlerinden bir bakışta okunur, görünür. İşte kasabalılar böyle insanlar. Bir de en beğendiğim tarafları yaşlı kadınların saçlarını boyamayışları, çok düzgün beyaz saçları, gülümseyen yüzleri ve yaşanmışlıklarının güzellikleri, kültürlerinin yansıdığı yüzleri ile çok da güzel oluyorlar.
İnsanları, turistleri, Kuzey Denizi ve kumsalları, golf sahaları, üniversitesi ile şipşirin bir tatil beldesi.
Ayaklarını suya sokmaya çalışan kadınlar
St.Andrews – West Sands
Harika bir kumsal, birkaç mil uzunluğunda, bir an hayal mi bu dedim, Kuzey Denizindeyim (North Sea), heyecan kapladı içimi, sessizliği içinde bin bir kare film geçti gözlerimin önünden, suyuma ayağını bile sokturmam diyen billur mavisi denizi ve hüzünlü güneşi ile. Aklıma birden “ Güneşi Hüzünlüdür Kutup Denizlerinin “ kitabında balinaları ve avcılığını yazmak için Kuzey Denizlerinde balina avcıları ile seferlere çıkan iş hayatımı ve dostluğumu paylaştığım Kaptan Oktay Sönmez geldi. Hayalimiz vardı birlikte Antartika’ya gitme, ama olmayınca olmuyor işte, gerçekleştiremedik maalesef.
Yaz ortasında İskoçya’da kaldığımız sürece 15 derecenin üstünü görmemiştik ama şansımıza sıcaklık 20 derece ve yerel halk için çok müstesna güneşli ve sıcak bir gündü, insanlar kumsalda sadece güneşleniyorlar, o kadar... Susadınız, acıktınız civarda hiçbir kafe ya da tesis yok, sezonun çok kısa oluşu nedeni ile hiçbir yatırımın yapılmazmış meğer.
North Sea (Kuzey Denizi) kumsala gitmek üzere sıvadım paçaları…
Birkaç genç çocuk dışında denize giren yoktu, onlar da bir koşup hemen çıkıyorlardı, ben de ayaklarını denize sokan insanların yanında paçalarımı sıvadım ayaklarımı soktum ama buz gibi deniz suyu, fakat iç ferahlatıcı.. Kumsaldan yürüyerek çıplak ayak geri dönüp çimlere varıp ayaklarımı temizlemek için eğildiğimde bir tek kum tanesi yoktu, nasıl oluyor da ıslak ayaklara yapışmıyordu kumlar, hem de ısınsın diye iyice içine soka soka yürümüştüm kumların...
Kasabada vitrinlere bakarken bir ayakkabı tamircisini tasvir eden vitrine hayran kaldım, sizlerle de paylaşmak istedim.
Edinburgh (https://edinburgh.org/) gerçekten gezilesi, yaşanası, gezdikçe her şeyi ile sizi mutlu edebilecek, keşifler yapabileceğiniz güzel bir kent. Yolunuz düşerse benden de selam götürün.!
Her şeyi ile kendini özleten İskoçya...
Umutlarınızı hayallerinizi koruyun ve yüksek tutunuz.
Fethi Denizmen
Ekim 2020
Heybeliada