Sürdürülebilir moda nedir? Amaçları nedir?
Sürdürülebilir moda, moda endüstrisindeki hızlı moda trendlerine karşı çıkar ve ekolojik dengeyi korumaya önem verir. Peki sürdürülebilir modanın amaçları nelerdir? Sürdürülebilir moda ne zaman ortaya çıkmıştır?
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone OlSürdürülebilir moda, moda endüstrisindeki hızlı moda trendlerine karşı çıkan, ekolojik dengeyi ve toplumsal adalete önem veren bir akımdır. Bu hareket, moda ürünlerini ve sistemini değiştirerek ekolojik bütünlüğü ve toplumsal adaleti savunur. Sadece ürünlerle değil, modanın içinde bulunduğu toplumsal, kültürel, ekolojik ve finansal sistemlerle de ilgilenir.
Sürdürülebilir moda kavramı, çevre hareketiyle birlikte ortaya çıkmış olup, moda endüstrisinde toplumsal değeri ve refahı öne çıkaran bir iş modelinin benimsenebileceği inancına dayanır.
Sürdürülebilir modanın amaçları
- Ham madde üretimi, kimyasal kullanımı ve üretim süreçlerinde çevre dostu olmak.
- Kaynakların doğru ve verimli kullanımı.
- İşçilere adil çalışma şartlarının sağlanması.
- Tüketimin yavaşlatılması.
- Tüm süreçlerde şeffaflık.
Etiketlere bakın
- Aldığınız ürünlerin etiketine bakıyor musunuz? Pamuk, keten, likra, tencel, polyester… Hangisi doğa dostu biliyor musunuz?
- Polyester, likra gibi maddelerin üretimi hem çevre kirliliği yaratıyor hem de doğada uzun yıllar kalıyor.
- Organik pamuk, keten, bambu, tencel gibi doğa dostu kumaşları tercih edebilirsiniz.
Neler yapılabilir?
- Almak istediğiniz giysilerin nerede, hangi şartlarda üretildiklerini araştırın.
- Alışverişte istek mi ihtiyaç mı diye düşünün.
- Zamansız, kaliteli, yıllarca gardırobunuzda dursa da sıkılmayacağınız ve severek kullanacağınız giysiler alın.
- Kıyafetlerinizi çeşitli aksesuarlarla dönüştürün.
- Kullanmadığınız parçaları ihtiyacı olanlara iletin veya ikinci el uygulamalarında satın.
Sürdürülebilir moda ne zaman başladı?
Sürdürülebilir modanın kökenleri, modern çevre hareketiyle birlikte atıldı. Amerikalı biyolog Rachel Carson'ın 1962'de yayımlanan "Sessiz Bahar" adlı kitabı, tarımda kullanılan kimyasalların neden olduğu kirliliği ortaya çıkararak bu alanda öncü bir kaynak haline geldi. 1987'de yayımlanan Brundtland Raporu'nda "sürdürülebilir kalkınma" teriminin kullanılmasıyla birlikte insanlığın çevre üzerindeki etkisi daha detaylı bir şekilde araştırılmaya başlandı ve bu durum 1990'larda modayı da etkilemeye başladı.
Özellikle 1980'lerin sonlarından itibaren çevresel hassasiyetleri çalışmalarına yansıtan büyük şirketlerin, örneğin Patagonia ve ESPRIT'in çabaları oldukça dikkat çekiciydi. Her iki şirket de kullandıkları materyallerin etkilerini araştırmak için ciddi yatırımlar yaptı. Patagonia, pamuk, yün, naylon ve polyesterin yaşam döngüsünü hesaplayarak çevresel etkilerini azaltmaya odaklandı. ESPRIT ise pamuğun yerine daha sürdürülebilir alternatifler bulmaya yönelerek çevresel sorumluluğunu artırmaya çalıştı.