Sevgi ve inancın iyileştirici gücü Anna Dostoevskaya
Genç kız ünlü yazarın evinin kapısını çalarken heyecan doludur. Öyle ya daha steno kursunu bitireli henüz altı ay oldu fazla da tecrübem yok acaba beni stenograf olarak kabul edecek mi diye düşünürken kapı açılır...
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone OlKapıyı açan kadına; “Gelişimin nedeni bay Dostoevsky’yi görmek, ben stenografım, beni çağırtmış kendisi” der.
Fyodor Mihayloviç Dostoevsky (1821 Moskova – 1881 St. Petersburg) 1865 yazında “Suç ve Ceza” (Crime and Punishment) romanını yazmaya başladıktan sonra dibe vurmaya başlamıştı. Kumar bağımlılığı yüzünden zaten derin bir borç içinde iken, ağabeyinin ölümünden sonra onun dergisinin de borçlarını üzerine almıştı. Öte yandan alacaklılar kapısını çalıp onu borçlular hapishanesine göndermekle tehdit etmekteydiler.
Bir yayıncı ile anlaşma imzalayarak nefes almıştı. Ancak “Kumarbaz” (The Gambler) adlı romanını zamanında yetiştirme şansı çok azalmıştı, 26 Günde romanı yazmak zorunda idi. Aksi takdirde kitaplarını yayınlamaktan tüm gelirini kaybedecekti… Planın başarılı bir şekilde uygulanması için ihtiyaç duyduğu tek şey yetenekli bir stenograftı.
Stenografi dersleri veren arkadaşından yardım ister, hoca tereddüt etmeden “Anna Grigoryevna Snitkina” (1846 – 1918) adında bir genç kızı tavsiye eder. (O dönemde stenografi radikal bir yenilikti ve ustalığı tekniği çok zordu) 20 yaşındaki Anna teklif karşısında çok heyecanlanmıştı. Dostoevsky ile sadece tanışmakla kalmayıp ona yardım etme düşüncesi düş ötesi yepyeni açılan harika bir kapı idi.
Anna ertesi günü öğlene doğru kendisine verilen saatte, tam vaktinde, ünlü yazarın kapısında bulmuştu kendini. İçeri girdiğinde uzun bir koridorun ötesinde gördüğü adam o olmalıydı deyip yürümeye başladı. Dostoevsky karşısında gencecik bir kız görünce nasıl yani bu genç mi yetiştirecek benim yazımı diye düşünürken sorar kıza;
- Stenografi biliyor musun?
- Evet
- Ne kadardır?
- 6 aydır.
- Peki önce bir deneme yapalım. Yaz bakalım.
Kısa bir metin okur, hadi bakalım normal yazıya çeviriver bu metni. Kızın stenosu da normal yazıya çevirmesi de yavaş gelir yazara. Memnuniyetsizliğine kıza söylerken kafasından da arkadaşının kendisine en seçme stenograf göndermiş olduğunu düşünür. Karşılıklı söyleşilerden sonra mutabık kalırlar her konuda. Ve o gün öğleden sonra erken saatlerde yazar dikte ediyor, kız stenografik steno yazıyor, sonra geceleri evde kopyalıyor…
Birlikte o kadar çok zaman geçirdiler ki, yavaş yavaş yakınlaştılar. Dostoevski, stenografın olağandışı bağlılığını hemen fark etti. İşi zamanında bitirmek için yemeyi ve hatta saçını taramayı unuttu. Ve yayıncının belirlediği sürenin sona ermesinden tam bir gün önce, yorgun Anna, Dostoevski'ye düzgünce bağlanmış bir çarşaf yığını getirdi. Yeniden yazdığı The Gambler adlı romandı. Dostoevski, Anna'yı bırakamayacağını fark eder. İnanılmaz bir şekilde, bu günlerde kendisinden 25 yaş küçük bir kıza aşık olur.
Birkaç ay sonra evlendiler. Anna, Dostoevski için harika bir çift oldu. Romanlarını yeniden yazmasına yardım etti, onları yayınladı. Kocasının işlerini ustaca yönetmesi sayesinde tüm borçlarını ödemek mümkün oldu.
Anna ile evlilik Dostoevsky için bir nimetti. Anna ilk okuyucusu, eleştirmeni ve arkadaşı oldu. Dostoevski'nin hayatında yavaş yavaş daha iyiye yönelik değişiklikler başladı. Karısının etkisi altında para için oynamayı bıraktı, sağlığı iyileşmeye başladı ve neredeyse hiç hastalık atağı olmadı.
Çift nikahın ardından Almanya’nın Baden-Baden şehrine gitti. Kumar bağımlılığı burada yine depreşti. Devamlı Rulet oynuyor, kazanıyor, kazandıklarını kaybediyor, otele geliyor karısının ziynet eşyalarını istiyor, alıp rehinciye gidip karşılığında aldığı paralarla yine rulet, yine kazandığı halde tekrar tekrar rulet masasından ayrılamayış ve sıfırı tüketiş...
Anna şöyle düşünüyordu rulette parasını, tüm eşyalarını, hatta elbiselerini bile kaybeden eşi hakkında; “Bir insan seni gerçekten seviyorsa her şey düzelebilir” Sessiz ve sadık kalarak bekledi ve yanılmadı. Anna, yaş farkına ve kocasının zor doğasına rağmen, hayatlarını birlikte kurmayı başardı.
Fedakarlıkları boşuna değildi. Fyodor Mihayloviç'in daha önce yaşamadığı güçlü aşkla ödüllendirildi. Ayrılık saatlerinde kocası ona şöyle yazdı: “Sevgili meleğim Anna, diz çöküyorum, sana dua ediyorum ve ayaklarını öpüyorum. Sen benim geleceğimsin, her şey - umut, inanç ve mutluluk ve mutluluk. "
Aslında onun için en değerli kişiydi. Dostoevski hayatının son dakikalarında Anna’nın elini tuttu ve fısıldadı: "Unutma Anna, seni her zaman çok sevdim ve seni zihinsel olarak bile asla aldatmadım.’’
Bir şekilde Cenevre’ye giderler, orada bir yıl kaldıktan sonra St. Petersburg’a dönerler. Anna para ve yayın işlerini devraldı ve yazarın özgürce yazmaya devam etmesini sağladı.
Dostoevsky’nin bir gün ona “Kadınların hedeflere ulaşmada tutarlı ve kararlı bir şekilde güçlü olma yeteneklerinden şüphe duyduğunu” dile getirdi. Bu söz Anna’yı ateşlemişti ve o andan itibaren pul biriktirmeye başladı. Hayatı boyunca pul koleksiyonunu büyüttü. Rusya’nın bu hobiyle ciddi şekilde ilgilenen ilk ünlü kadınlarından biri oldu, hem de bir kopek harcamadan, tamamı mektuplardan ve hediyelerden alınmıştı.
Çocuklarını da büyütmekte olan aile kısa sürede borçsuz kalmış bunda Dostoevsky’nin ruleti sonsuza dek bırakmasının çok büyük etkisi olmuştu. Dostoevsky genç karısına çok değer veriyordu. Ona en iyi romanlarından biri olan “Karamazov Kardeşler”i (The Brothers Karamazov) adamıştır.
Dostoevsky’nin ölümünden sonra, 35 yaşında olan Anna Grigoryevna bir daha evlenmedi. Kocasının anısını sürdürdü. Mektuplarını ve el yazmalarını topladı ve Dostoevsky’nin Moskova’daki Tarih Müzesi’ndeki odasını tasarladı.
Anna Grigoriyevna Dostoevskaya 1918 yılında Yalta’da hayata gözlerini yumdu.
Acaba tüm hayatını kocasının ideallerine hizmet etmeye adayan kadınlardan biri olarak adlandırılabilir mi?
Anna, Dostoevsky’nin ona bakışıyla ilgili olarak şu sözleri söylemiştir:
“Öyle göz alıcı bir güzelliğim de yoktu, ne özel bir yeteneğim ne de sıra dışı bir zekam vardı, düz bir eğitim almıştım. Buna karşın zeki, üstün yeteneklere sahip bir erkekten büyük saygı görüyor, neredeyse tapılıyordum.”
Anna aralarındaki aşkı ve hatıralarını iki biyografik kitapta yazdı; “Anna Dostoevskaya'nın Günlüğü” (Anna Dostoyevskaya's Diary) ve “Anna Dostoevskaya’nın hatıraları” (Reminiscence of Anna Dostoyevskaya)
Sevmek, güzel birinde aşkı aramak değil, o kişide bilmediğin bir zamanın, beklenmedik bir anında kendini bulmaktır. – Fyodor Dostoevsky
26 Ocak 2022
Suadiye
https://russkiymir.ru/en/publications/139804/
https://www.themarginalian.org/2016/02/15/anna-dostoyevsky-reminiscences-marriage/
Fethi Denizmen yazdı: Farklı olursa fark yaratırMuhteşem güzelliğim var, asırlar boyu görülmeye değer bir sanat eseriyim. Ancak dünyaca tanınmak için sıra dışı bir şey yapmalıydım, yaptım da! Eğdim biraz kendimi, adıma Lening Tower dediler. Artık sadece Toskana’nın değil, dünyanın mirası oldum.