Parfümler eskisi gibi kokmayabilir!
Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin, diğer bitkiler üzerinde olduğu gibi parfüm bitkileri üzerinde de olumsuz etkileri var. Belki de çok yakında imza parfümünüzü tanıyamayacaksınız…
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone Olİklim değişikliğiyle birlikte değişen hava koşulları ve artan sıcaklıklar, parfüm yapımında kullanılan bitkilerin rekoltelerinde kayıplara neden olurken uzmanlar ve üreticiler sadece verimde değil kalitede de düşüşler görüldüğünü belirtti. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Tunçtürk, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin, diğer bitkiler üzerinde olduğu gibi parfüm bitkileri üzerinde de etkileri bulunduğunu söyledi.
Tarım yapılan bölgelerde aşırı sıcak havalar ve gece-gündüz sıcaklık farklarındaki yüksekliğin bitkilerin strese girmesine neden olduğunu kaydeden Tunçtürk, "Sulama yapılsa dahi verimde ve kalitede düşüşler meydana geliyor. Sulu tarım yapılmayan yani sadece bitkilerin yağışlara bağlı olarak yetiştiği, kuru tarım sisteminin uygulandığı alanlarda verim düşüklükleri, erken çiçeklenme, zamanından önce hasat, bir yıl boyunca yapılan hasat sayısında düşüş gibi olumsuzluklar yaşanıyor" dedi.
Türkiye'de parfüm yapımında kullanılan 43 bitki türünün de bu olumsuzluklardan etkilendiğini vurgulayan Tunçtürk, kuraklığa bağlı stresin, bu bitkilerin sentezlediği uçucu yağ miktarında değişimler yarattığını ifade etti. Bitkilerin sıcaklık arttıkça, sıcaktan ve zararlarından korunmak için fazla miktarda uçucu yağ sentezlemeye başladıklarına dikkati çeken Tunçtürk şöyle devam etti:
"Bunun en basit örneği güldür. Gül öğlen sıcaklığında kendini korumak için çiçek yapraklarında bulunan uçucu yağı ortama verir, sıcak havalarda bu şekilde kendisini koruyarak zarar görmez. Kuraklık ve yüksek sıcaklıklar, bitkinin strese girmesine ve zarar görmesine sebep olur. Sonuç olarak stres ortamında gelişimini tam olarak tamamlayamadığından verim ve kalitede azalmalar şeklinde yansıması gerçekleşir."
Türkiye'nin uçucu yağ ihracatının yüzde 30-35'ini gül yağı ihracatının oluşturduğu bilgisini paylaşan Tunçtürk son yıllarda yağış rejimindeki düzensizliğin gül üretimini olumsuz etkilediğini bildirdi. Çiçeklenme dönemi artık daha erken Araştırmalarda, küresel ısınma nedeniyle kozmetik ya da parfümeri bitkilerinde çiçeklenmenin bir ay erken görüldüğünü aktaran Tunçtürk, "Normalde bir bitkinin haziran ayının ortalarında çiçeklenmesi gerekirken havaların çok sıcak ve kurak gitmesinden dolayı mayıs ayı ortasında çiçeklenmeye başladıklarını görebiliyoruz. Bunun sonucunda da verim ve kalitede azalmalar görülüyor" diye konuştu.
Tunçtürk şunları söyledi: "Aşırı toplama ve otlatmalar, küresel ısınma ve iklim değişikliği, orman yangınları, şehirleşme, bitki kaçakçılığı ve bilinçsiz tarım uygulamaları, doğadan toplanan parfüm bitkileri için bir tehdit. Küresel ısınmanın etkilerini yoğun olarak son 3-4 yıldır görüyoruz, bunun bitkiler üzerindeki etkilerini net görebilmemiz için en az 10 -15 yıllık bir zamanın geçmesi gerek. Van Gölü Havzası'nda kuraklık nedeniyle popülasyonu yüzde 90 oranında azalan bitkiler var, özellikle çiçekli bitkilerin ve geofitlerin birçoğunu göremiyoruz artık."
Bitkisel üretimde verimin düşmesinin kaliteyi de etkilediğine ve iklim değişikliğinin parfüm bitkilerinin koku kalitelerini düşürdüğüne dikkati çeken Tunçtürk, bu bitkilerin sera koşullarında üretilmesine ilişkin ise "Ekonomik getirisinin iyi olması durumunda seralarda parfüm bitkileri üretilebilir. Tarladakiyle aynı kalitede ürün elde etmek mümkün ama maliyetler önemli." değerlendirmesinde bulundu.