Atlantik'i tek başına geçen Türk kadını
Atlantik Okyanusu'nu yelkenliyle geçen ilk Türk kadınının sıradaki hedefi Pasifik. Atlantik Okyanusu'nu 24 günde 2 bin 384 mil yol yaparak yelkenliyle geçen ilk Türk kadını olan Başak Mireli, sıradaki hedefinin Pasifik Okyanusu olduğunu, orada farklı bir tecrübe edinmek istediğini söyledi.
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone OlYelken sporcusu Başak Mireli, 23 Aralık'ta "İstanbul" isimli yelkenli teknesiyle Yeşil Burun Adaları'ndan yola çıkarak, 24 günlük yolculuğun ardından Karayipler'deki Martinik'e ulaştı.
Atlantik Okyanusu'nu yelkenliyle geçen ilk Türk kadını olan Başak Mireli, video konferans yöntemiyle çocukluk yıllarında yelkene başladığını, üniversiteyi ODTÜ'de okuması nedeniyle yelkene ara verdiğini, okulun bitmesinin ardından İstanbul Yelken Kulübü'nün lisanslı sporcusu olarak yarışmalara katıldığını anlattı.
Uzun bir süre yarıştıktan sonra yarış hayatını bırakarak gezi yelkenciliğine başladığını kaydeden Mireli, şunları söyledi:
"Çok uzun zamandır da böyle uzun yollar yapıyorum. Temmuz 2022'de eşimle dünya seyahatine çıktık. Batıya doğru bir yolculuk dediğimiz, bütün Akdeniz'i geçtikten, Cebelitarık'tan Kanarya Adaları'na indikten sonra tekrar güneye yolculuğumuz Yeşil Burun Adaları'na doğru devam etti. Orada yollarımızı ayırdık ve ben Atlantik geçişini tek başına yaparak Karayipler'e ulaştım."
Atlantik Okyanusu'nu geçiş rotasının Yeşil Burun Adaları'ndan başladığını belirten Mireli, "Tam aslında rota kuş uçuşu olarak 2 bin 85 mil. Ancak biraz rota itibarıyla rüzgarlar ve dalgalar dolayısıyla güneye inmeniz gerekiyor. Toplamda 2 bin 384 mil yol yaptım. Karşıda Güney Amerika ile Kuzey Amerika arasında bulunan Karayip Adaları'ndan Martinik Adası'na ulaştım. 24 gün sürdü bu yolculuk." diye konuştu.
Mireli, bu yolculuk sırasında bir yelkenci olarak yaşadığı ilginç olaylara; denk geldiği balinaları ve her sabah teknede karşılaştığı uçan balıkları örnek gösterdi.
Teknede yaşadığı teknik sıkıntıların, rüzgarın şiddetinin ve dalgaların büyüklüğünün kendisini zorladığını dile getiren Mireli, şunları anlattı:
"En enteresan hikaye de teknenin arka tarafında tamiratla uğraşırken bir balinaya denk gelmiş olmam. Balinaların geçmesi.... Tabii başka canlıları görmek, bütün yıldızların altında olmak hiç normalde yaşamadığımız tecrübeler.
Çok değişik, çok zamansız yani. Ben 24 günü buraya ulaştıktan sonra dönüp geriye baktığımda saymaya başladım. Bütün o zamansızlık içerisinde olmak, sadece gün doğumu ve gün batımını yaşamak, rüzgarla beraber size getireceklerini beklemek çok değişik bir tecrübe."
Mireli, daha önce Yelken Federasyonuyla Türkiye Turu rekoru organizasyonlarında beraber çalıştıklarını, Hopa-İskenderun arasında yaklaşık 15 gün sürmesi beklenen 1500 millik rotayı teknik arıza talihsizliği nedeniyle tamamlayamadığını belirtti.
Teknede tek başına olmaktan büyük keyif aldığını, bunu bir "özgürlük" sembolü olarak gördüğü için bu uzun rotaların hayalini kurduğunu söyleyen Mireli, tekneyi bu yolculuğa hazırlamanın 2-3 sene sürdüğünü ifade ederek, bu konuda kendisine destek olan sponsoruna teşekkür etti.
Mireli, yolcuğun doğru zamanda, doğru yerde başarıyla sonuçlandığını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu coğrafya, benim yani bizim yabancı olduğumuz bir coğrafya eşimle birlikte. Buraları gezmek biraz keşfetmek istiyoruz. Bundan sonra hedef tabii ki Pasifik. Pasifik'e geçip orada tamamen bizim için yabancı olan farklı bir dünyanın tadına bakacağız. Deniz uygarlıktır hepimiz için. Kadın-erkek eşitliğine giden yolda yelken yapmak, yelken sporu ya da gezi yelkenciliği gerçekten çok ufuk açıcı bir deneyim. Kadınların denizde daha çok var olmasını, özellikle yelkenle daha fazla meşgul olmalarını çok isterim. Kendi ayakları üzerinde durabilecekleri, kendi başarılarının tadını çıkartacakları bir deneyim yelken."