Algılar, Algılanmalar ve Kırgınlıklar!

Yazın sıcak günleri artık geride kaldı. İnsanın enerjisini soğuran o sıcaklar sonbaharın ılık günlerine teslim oldu. Şimdi her birimiz daha enerjik, daha mutedil bir ortama eriştik.

Birazdan Kasım ayının kendine özgü daha serin, daha münzevi ve hüzünlü günlerine tanıklık edeceğiz. Soğuklar başlayacak, çiçekler solacak, yapraklar dökülecek. Tıpkı insan yaşamındaki kırgınlıklar gibi.

Ancak kırgınlıklar da tıpkı sevgiler, sevdalar, aşklar gibi insan yaşamının bir parçasıdır. İnsan hayatında eş-anlı yaşanır bütün bunlar. Biri biter diğeri başlar ve dalgalar halinde insan ruhunda izler bırakır. İnsan bütün bunların bir bütünüdür sonuçta. Kırgınlık insan ilişkilerinde bir protesto halidir. Yanlış algı ve algılanmalar sonucu yaşanan, karşılıklı tepkimelere yol açan ve iletişimi sekteye uğratan bir ruh durumudur.  İnsanlar arasındaki İletişimin bir süreliğine kesilmesi, arabanın yoldan çıkması ya da lastiğin patlaması gibidir.

Toplumsallaşmamızda, günlük yaşantımızda her an karşılaşılması mümkün ve olağan olan bu kırgınlık halleri sanki işin olmazsa olmazı ve yaşamın tuzu biberidir. Çocuk nasıl düşe kalka büyürse insanlar da birbirleriyle kırıla döküle iletişimi öğrenerek toplumsallaşırlar. Bu açıdan bakıldığında kırgınlıklar insanların birbirlerini daha iyi anlamada, eksikliklerini görüp tamamlamada, birbirleriyle daha güzel ve sağlıklı iletişim kurmalarında önemli kilometre taşlarıdır. Bu itibarla iletişimin, sevginin, ilginin, birbirini daha iyi anlayıp kaynaşmanın bileye taşıdır kırgınlıklar.

Bir özdeyişimiz şöyle der; ‘Dostun sitemi dosta rehberdir.’

Sitem en hafifinden bir kırgınlık halidir. Ancak dostlar arasında ilişkilerin kökleşmesinde, dal budak salmasında bir rehber, bir yol göstericidir de. Bu her iki yan için de böyledir ve dostluklar için bir kazanımdır. Meğer ki, karşılıklı algılama ve algılanmaların bağdaşıklığı yönünde duygudaşlık yapılabilsin.

İnsanlarla olan iletişimimizde kendi algılarımız oldukça önemlidir. Ancak dışarıdan algılanmalarımız bundan çok daha önemlidir. Gözümüzdeki ‘ben’ ile başkalarının gözündeki ‘ben’ her an çatışma halindedir. Sosyalleşmemiz büyük ölçüde dışımızdaki gözler tarafından biçimlenir. Davranışlarımıza algılarımızdan çok algılanmalarımız yön verir. Özellikle de algılanmalarımızın algılanması bu konuda son sözü söyler. (reflection)

Kırgınlıklar, insanın olduğu her yerde ve her zamanda yaşanmış ve yaşanacaktır. İki arkadaş arasında olduğu gibi aile bireyleri arasında da yaşanır. Bundan nasibini almamış insan yok gibidir. Tarih, siyaset, edebiyat, sanat hatta bilim dünyasında da yaşanmış örnekleri çoktur.

Örneğin,  Hook ve Newton gibi iki bilim insanı birbirlerinin hem dostu hem acımasız rakibidirler. Ancak ömürleri birbirlerine karşı husumet ve kırgınlık içinde geçmiştir. Hook, yaşadığı sürece Newton’un hep ölmesini istemiştir ama Newton’dan önce ölmüştür. Newton da Başkanı olduğu İlim Cemiyeti’nde Hook’un ölümünden sonra büstünün yapılmasına engel olmuştur.

Edebiyat dünyasında da Kafka babasına büyük bir kırgınlık ve husumet içindedir. ‘Babaya Mektup’ adlı eserinde bu kırgınlığın ve husumetin büyük ruh halini çok güzel anlatır.

Nedense akıldan çok duygularımızla yaşarız. ‘Öfke baldan tatlıdır.’ Ancak öfke bir zehirdir de… Kırgınlıklar kör duyguların güdülemesine bırakılmamalıdır. Zehrin panzehiri olan akıl ve sağduyuyu elden bırakmamak gerekir. Küçük bir sitemle başlayıp da kırgınlıklara, giderek husumete, kine, nefrete ve hatta şiddete dönüşen niceleri vardır insan yaşamında.

Aslında yaşamımıza algılarımız damgasını vurur. Etrafımızı saran dünyayı bu şekilde anlamlandırır ve öyle yaşarız.  Her birimizin gerçeği birbirinden farklı ve görecelidir. Bu yüzden eksik ya da yanlış bir algılamayı tartışma ve kavgaya taşıyan insanların sayısı az değildir. Diğer yandan içinde yaşanılan düzenin çürümüşlüğü, kurumlarının tükenmiş olması insanlarda bir protesto bir anomi halini zirveye taşıyabilir. Bu takdirde İçine kapanan, etrafına küsen, içinde bulunduğu toplum ve düzenle kavgalı insanlar giderek çoğalır. İnsanlar yalnızlaşırlar ve yaşamı bir yük olarak görmeye başlarlar.

                                                                                                                                      Ekim 2020 - Marmaris

 

Yorumlar
Kalan Karakter 800
Fethi D.
Sevgili Cemal Gğzel döktürmüşsün yine Marmarislerden Algı çok önemli tabii Hayatın, senin algıladığın kadardır zaten de Kırgınlıklar barışırsın affedersin geçebilir Ama Alınganlık fena Yorar hayatı Uzaklaşır çevren senden
Şirin Yuel
Algı elbette cok önemli toplumun algıyla yonetildigini büyük bir şaşkınlıkla izliyoruz.