6 Bin 814 Saat ve “Girişimci Anne”
Bu sizin için tam bir yolculuk ve her adımı da kadın olmakla ilgili… Çerçevesi ise anne olmakta gizli. Her kadın içindeki çocuğu saklar ama bazı kadınlar, gerçekten içinde bir çocuk saklar…
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone OlTam 9 ay, 10 gün, 40 hafta yani toplam 6 bin 814 saat…
Ardından heyecanlı bekleyiş kapıda belirir. O minik canlı hayata gelir. Anne, ilk adımlarına şahit olur. Onun için artık öncesi ya da sonrası yoktur. Hayat; tek bir an da gizlidir. O da onun gülümseyebiliği ‘o an’dır…
Ardından anne kendini unutur…
Türkiye’deki nüfusun %49’u kadın. Kendi işini kuran ve hayal ettiği bu işte yanında başkalarını istihdam eden kadınların oranı ise yalnızca %9’a yakın. Girişimlerin %91’ini ise erkekler göğüslüyor.
Peki, sizce neden? Bunun mutlulukla da bir bağı var mı?
Ülkemizde “Girişimci Kadın” eğitimleri veriliyor. Onlarca şehrimizde bu eğitimleri bende verirken şunu fark ettim.
Nevşehir’deki teyzem, bağ bahçeden çıktığı o en güzel hali ile eğitime gelirken ve tüm bunları dinlerken; anne kimliği onun için her şeyden önde…
Neden bu eğitime katılmak istediniz diye sorduğumda; “Sevdiğim işi yapmak istedim” diyor. Hem emek veriyor hem de kendini anımsıyor…
Kimi zaman ihtiyaç; bir kreş olarak iş fikrine bürünmüş hali ile karşımıza çıkıyor. Kimi zaman ev yemekleri dükkanı, kimi zaman, ahşap boyama ya da hobi atölyesi. Ama o malum soru hayal ettikleri anda hemen karşılarına dikiliyor, “Ee, peki ama şimdi çocuklara kim bakacak?”
Kadınlarımız ile yaptığımız yoğun sohbetlerden birinde bir anneye kendisini en çok mutlu olduğu şeyi sordum ve bana “Araba kullanmak!” diye tek nefeste yanıt verdi. Hiç düşünmedi. Çünkü en çok sevdiği şey oydu. Neden yapmıyorsun diye sorduğumda? “Eşim ne der, ailesi ne der? Ya komşular?” deyip etrafındaki diğer kadınlardan onay almak istedi.
Başka bir annemiz; Türkiye’de çok prestijli bir bankada çalışıyordu. Yine bir Girişimci Anne eğitimimizde, “İşime devam etmek istiyorum ama evimiz ailemize çok uzak ve çocuklarımız çok küçük, bu yüzden bırakacak bir yerimiz yok, kreşe de vermek istemiyorum” diyor…
Ve sevdiği işi yapmaktan vazgeçiyor…
Günden güne mutsuz olduğu için de bir yerden sonra hiçbir şeyden keyif almıyor.
Tüm bu örneklerde yaşadığımız tek bir gerçek var.
Bu baskı kadınlarımızın üretmesine engel oluyor… Neden mi? Çünkü istedikleri şeyi yaptıklarında etrafındaki insanlardan da kabul göremeyecekler. Kabul görmezlerse sanki iyi bir anne ya da iyi bir eş olamayacaklar.
Geçen gün bende anneme neden çalışmadığını sordum. Bana şöyle bir yanıt verdi. “Herkesi memnun etmek istedim, ama kimseyi edemedim” Peki ya sen anne dedim, sen ne olmak isterdin? “Benden çok iyi Tiyatrocu olurdu” dedi, “Eğitilseydim, çok severek yapardım” diye cevap verdi.
Hepsine bir bir baktığımızda; heyecan duydukları işin peşinden cesaretle gidebilecek binlerce anneyi görüyoruz. Her birinin bu ekonomiye katkıda bulunduğunu düşünsenize? İnanılmaz bir tablo ile karşılaşırdık şüphesiz.
Eğitim durumları, yaşadıkları çevre ne olursa olsun hem de.
Mutlu ve üreten bir anne olmak için 6 bin 814 saat boyunca, bebeğinle birlikte şunları da düşün isterim,
Hayalini, hedefini, sevdiklerini, asla sevemediklerini, yapmak istediklerin, ya da aklına gelen her şeyi bir kenara not et.
1. Adım: Önce ‘SEN’ çünkü sen iyi olunca ailen mutlu olur.
2. Adım: Hayal, sonsuz bir güce sahipsin, hayal et bırak gerçekleşsin.
3. Adım: Hedef, gerçekleştirmek için somut bir adım at.
4. Adım: Zaman, iyi ayarlamak lazım, planlarsan zaman senin için kaybedilen olmaktan çıkar.
5. Adım: Ekip, destek her zaman iyidir, daha hızlı yol alırsın.
6. Adım: Arkadaşlar/aile, elbette onları da ikna etmelisin, belki sadece söylediğinde belki de gerçekten sen yaptığında inanacaklar. Ama emin ol bir gün inanacaklar.
Yaşam Memnuniyeti Araştırması sonuçlarına göre; mutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı 2013 yılında %59 iken 2014 yılında bu oran %56,3’e düştü. Kadınlarda mutluluk oranı 2013 yılında %61,9 iken bu oran 2014 yılında %60,4, erkeklerde ise 2013 yılında %56,1 iken 2014 yılında %52 oldu.[1]
-Sizce neden?
[1] http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=18619