4 adımda yeni bir ben

Yani alışkanlık halini alacaktır. Bu alışkanlığınızı 90 gün boyunca devam ettirebilirseniz de bu sizin için kalıcı bir yaşam tarzı şeklini alır. İngiltere’de bir üniversitede yapılan araştırmaya göre, bir davranışı ortalama 66 günde yeni ve kalıcı alışkanlık haline getirebiliyorsunuz.

Bu süreyi kısaltmak ve hayat kalitenizi arttırmak ise yine sizin elinizde

1- Aslında alışkanlıklar hayatımıza büyük kolaylık sağlıyor. Bir an için oturun ve şu an alışkanlık olmuş, otomatik olarak yaptığınız her şeyi sıfırdan düşünerek yaptığınızı hayal edin. Bu ne büyük bir yük getirirdi hayatımıza…
Bu da demek oluyor ki istediğiniz konuda yeni bir alışkanlık oluşturunca, bu da zamanla hayatınızı hayal ettiğiniz yönde kolaylaştırmaya yarayacak.
Unutmamamız gereken nokta, insan her sabah uyanır uyanmaz bir bardak su içme alışkanlığını 21 günde edinebilirken, günde 50 tane mekik çekme alışkanlığını edinmek 84 günden fazla sürüyor.

İyi bir alışkanlık edinmeyi kendiniz için kolaylaştırmak için “uygulama niyeti” edinebilirsiniz. Örneğin, kredi kartı borcundan kurtulmak istiyorsanız, “100 liradan daha pahalı bir şey alacağım zaman nakit ödeyeceğim.” şeklinde bir uygulama niyeti belirleyebilirsiniz.

Dürtme kitabının yazarı Thaler ve Sunstein küçük değişikliklerin bireysel ve toplumsal davranışlar üzerindeki etkisini göstermek için küçük bir deney yapmış. Öğrencileri sağlıklı yiyecek tüketmeye yöneltmek için kantinde salataları göz hizasına, pizzaları daha arkalara, zor erişilebilir yerlere koymuşlar. Bu, sağlıklı yiyecek tüketiminde yüzde 25 artışa neden olmuş. Yasak yok, engel yok, burada yapılan sadece küçük bir ayarlama. Sizde kendiniz için böyle küçük ayarlamalar yapabilirsiniz. Örneğin, BES için 150 liralık bir katkı yapıyor ancak 250 lira yapmayı hedefliyorsanız doğrudan 250 lirayla başlayın. Bu sizi ilk başta zorlayabilir ancak zamanla bütçenizi otomatik olarak buna göre düzenlediğinizi fark edeceksiniz.

Ortak inanış, bir karar verirken en çok somut bilgi ile en net cevabın alınacağı yönündedir. Örneğin x şirketinde mi y şirketinde mi işe girsem diye kararsız kaldığınızda, iç sesinizi dinlemek yerine, her ikisi hakkında da tüm bildiklerini göz önüne alır ve karar verirsiniz. Bu kararı aldıktan sonra keşke iç sesimi dinleseydim deme ihtimaliniz de bir hayli yüksek olur. Aslına bakarsanız iç sesiniz size büyük oranda doğruyu söyleyecektir. Burada önemli olan iç sesinizi yönlendirmenize izin vermeyecek kadar hızlı davranmanız. İlk anda ne diyorsa o. Örneğin bir şey satın alacağınız zaman iç sesiniz size, “ne gerek var şimdi bunu almana” diyorsa, ona güvenmeyi seçebilirsiniz.

Daha çok para kazanacağım ya da daha mutlu olacağım… Hepsi olmak istediklerimizle ilgili güzel temenniler. Ama konu rasyonel olmaya gelince iş biraz değişiyor. “Olmayı” istemek yerine “yapmak” gerekiyor. Örneğin yeni bir dil öğrenmek istiyorum yerine, her gün öğrenmek istediğim dilde iki yeni kelime öğreneceğim demek daha akılcı ve işe yarar oluyor. Finansal konularda da aynısı geçerli. Banka hesabınızın bulunduğu atm’ye gitmek için birkaç yüz metre yürümektense kredi kartınızdan nakit çekiyorsanız, bundan sonra hesabınızın olduğu atm’ye gitmek için kendinize söz verebilirsiniz.