En gözde sonbahar ve kış rotaları
Yaz tatili sona erdi ama hafta sonu kaçamağı tatiller her daim mümkün. Şehrin yoğunluğundan birkaç saat uzaklıkta yer alan birçok destinasyon, hem sonbahar hem de kışın birbirinden farklı güzellikler ve fırsatlar sunuyor. İşte size 10 rota..
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone OlHer mevsim farklı güzelliğe sahip yerlerden biri olan Amasra, sonbaharın gelişiyle büyüleyici bir atmosfere bürünür. Gerek sıcakkanlı yöre halkı gerek enfes mutfağı gerekse doğal güzellikleriyle ekim ayında ziyaret edilebilecek yerlerden olan Amasra'da sizleri keyifli bir seyahat bekliyor.
Ağva, İstanbul’un kaosundan ve koşuşturmacasından bıkanların hafta sonu kaçamağı yaptığı şirin bir Karadeniz kasabası. Hem deniz hem de yeşilin her tonunu barındırmasıyla her mevsim gözde bir tatil kasabası olan Ağva, sonbaharda dökülen yapraklar arasında yürüyüş yapabileceğiniz, kestane ve mantar toplayabileceğiniz birden fazla yürüyüş rotasına da sahip. Ağva’da konaklama seçenekleri arasında pansiyonlar ve oteller bulunuyor. Nehir kenarındaki oteller ise hem gündüz hem de gece romantik ve keyifli anlar için harika bir tercih. Ağva’ya giderseniz, Ağva Feneri'nde gün batımını izleyebilir, Ağlayan Kaya'yı ziyaret edebilir, Ağva Kilimli Parkuru'nda doğa yürüyüşü yapabilir, Göksu Nehri'nde tekne turuna katılabilirsiniz.
Muğla'nın Milas ilçesinde yer alan Bafa Gölü, 1994 yılında tabiat parkı ilan edildi. Doğal güzelliğiyle olduğu kadar tarihi değerleriyle de ön plana çıkan tabiat parkında, tekne kiralayarak gölü dolaşabilir, Beş Parmak Dağı'nda yürüyüşe çıkabilir, kamp yapabilir, Herakleia Antik Kenti'ni gezebilirsiniz.
Doğal güzellikleri bir hazine gibi kalbinde taşıyan Sapanca, göl etrafında konumlanmış otelleri ile İstanbul ve diğer büyük şehirlerden gelen hafta sonu tatilcilerinin uğrak noktası durumunda. Özellikle kışın harika manzaralara sahne olan Sapanca her zaman aklınızda bulunması gereken yerlerden.
Times Gazetesi’nde yayımlanan “Dünya’nın Yeni 25 Harikası” listesine 5. sıradan giren Kapadokya, aynı zamanda da 1985’ten beri UNESCO Dünya Kültür Mirasları Listesi’nde. Kapadokya, doğası, tarihi, ve efsaneleriyle, sanat, kültür, spor, eğlence ve romantizmi bir potada eriterek başlı başına kendine has bir dünya vaad ediyor. Aslında 4 mevsim ziyarete uygun olan bu tarihi bölge, sonbaharda sıcaklık engeline takılmadan gezme imkanı açısından oldukça elverişli. Kışın da peri bacalarını kaplayan kar manzarası, kartpostal gibi bir görsel şölen sunuyor.
Oksijen ve huzur arıyorsanız Kazdağları en doğru adres. Şehri kısa süreliğine geride bırakıp doğaya dönüş yapmak isteyenlerin tercihi Kazdağları, doğanın içinde zihni ve bedeni arındırmak için gidilebilecek yerler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Türkiye’nin oksijen oranı en yüksek bölgelerinden biri olan Kazdağı Milli Parkı’nı da içeren Kaz Dağları, çevrede yer alan konaklama merkezleri ile konforlu bir tatil imkanı sunuyor. Kış aylarında daha bir güzel olan Kazdağları’nda şömineli odalarda konaklayabilirsiniz. Bölgede gezilecek yerler arasında Adatepe Köyü, Zeus Altarı, Zeytinyağı Müzesi ve Zeytinli Köyü var. Çanakkale’nin Küçükkuyu beldesinin bir köyü olan Adatepe, Kaz Dağları eteklerinde bir mola vermek isteyenler için ilgi çekici olabilecek bir yer. Zeytinli Köyü organik kahvaltı yapabileceğiniz bir adres.
Ülkemizin en hareketli ve en modern şehirlerinden biri olan Eskişehir’i görmek için sonbahar ve kış aylarından daha iyi bir zaman olamaz. Porsuk Çayı, parklar, bahçeler, müzeler ve tarihi kalıntılarla dolu dolu bir şehir gezisi arayanlar için mükemmel destinasyon. Dünyadaki örneklerinden ilham alınarak açılan Balmumu müzesi ise gezinize renk katabilir. Odunpazarı’nı da unutmamak lazım. Arnavut kaldırımlı sokaklar ve tarihi konaklar burayı özel yapan şeylerin başında geliyor.
Klasik Osmanlı kent mimarisini yansıtan tarihi Safranbolu evleri ile ünlü olan şehir, özellikle hafta sonu gezileri için çok uygun. El değmemiş dokusu, tarihe tanıklık etmiş sokaklarıyla Safranbolu’nun ruhunu yansıtan ve şehri tam anlamıyla keşfedebileceğiniz Safranbolu konaklarında konaklama deneyimi ise mutlaka yapmanız gereken şeylerden biri.
Bolu, sonbahar ve kışın renklerini en derinden hissedebileceğiniz ender destinasyonlardan biri. Abant Gölü muhteşem bir doğa içerisinde yüksek çam ağaçları ile çevrilmiş tablo gibi görüntüleri size sunacaktır. Konaklama için birçok kaliteli tesisin olduğu Abant bölgesinde kışın yapılacak doğa yürüyüşleri çok keyifli olmaktadır. Fotoğraf tutkunlarının mutlaka ziyaret etmesi gereken bu bölgeye gitmişken Türkiye’nin en güzel ormanlardan biri olan Yedigöller Milli Parkı’na da uğramadan dönmeyin. Parkta Büyük, Küçük, Serin, Derin, Sazlı, Nazlı ve İnce isimli 7 göl bulunuyor ve göller ıhlamurdan meşeye, kayından gürgene, köknardan sarıçama envaiçeşit ağaçla sarılmış durumda. Kızıl, sarı, mavi ve yeşil renkleriyle kartpostal gibi bir görüntü görmek istiyorsanız Abant ve Yedigöller’e mutlaka gitmelisiniz.
Konum ve doğal güzellikler itibariyle sonbahar ve kışın gidilecek yerler listelerimizde her zaman bulunan Kartepe hem Sapanca hem de Maşukiye’ye çok yakın. Ormanlar içine yapacağınız yürüyüşler, leziz alabalık restoranları ve serpme kahvaltılarıyla ünlü olan Maşukiye’de şömineli odalarda kalabilirsiniz.
Gerek kayak otelleri gerekse her kış bembeyaz örtüye bürünen muhteşem görüntülere sahne olan Uludağ, ülkemizin en popüler kış destinasyonu. Oldukça fazla konaklama seçeneği bulunan Uludağ’da zaman zaman yapılan festivallere de katılabilirsiniz!
İstanbul, Bursa ve Ankara’ya yakınlığı ve zengin termal kaynaklarıyla uğrak adreslerden biri olan Yalova’da hem keyifli vakit geçirecek hem de şifa bulacaksınız. Bütçenize uygun otellerden dilediğinizi seçebilir, 2-3 günlük hafta sonu tatilinizin tadını çıkarabilirsiniz. Çeşitli medeniyetlerde şifa kaynağı olan, Termal ve Armutlu kaplıcaları Yalova’nın önemli kaplıcalarındandır. Yalova’ya 12 km uzaklıkta olup, Armutlu yarımadasında, Samandağ yamacında vadi içinde bulunmaktadır.
Gökçedere‘de bulunan termal sular otel ve motellere verilerek müşterilerine sunulmaktadır. Sıcak su kaplıcaları cilt ve romatizma hastalıklarına iyi gelmektedir. Bu bölgede Mustafa Kemal Atatürk de kaplıcalardan faydalanmıştır.
Atatürk Köşkü olarak da bilinen ve UNESCO dünya kültür mirasına alınan Yürüyen Köşk burada bulunmaktadır. Atatürk’ün “Yalova benim şehrim” dediği bilinmektedir. Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözü bile Yalova’nın nasıl bir değer taşıdığını anlamamıza yardımcı olacaktır. 19. yüzyıldan bu yana şehirde birçok Avar Muhaciri yaşamaktadır.