Kitap gibi inanmak!

Sözler ne kadar önemli değil mi? Hem iletişimde hem de düşüncelerimize yön verirken. Öyle bir geveze yaşıyor ki içimizde hiç susmuyor, iç ses deniyor ona. İç sesimiz bizimle olumlu konuşuyorsa ne ala, yoksa motivasyonumuz oldukça düşüyor. İç ses yani aslında kişinin kendi içinden gelen kendi sesi, güvendiği, bildiği, tanıdığı o ses ‘bunu başarırsın, harikasın, çok iyi gidiyorsun’ diyorsa da haklı çıkıyor tam aksini söylediğinde de. Biz içimizdeki sese inanıyoruz hem de kitap gibi.

İçimizdeki sesi olumlu konuşturduğumuzda, diğer insanlardaki olumlu duygu, durum ve davranışları da daha kolay anlıyormuşuz yapılan araştırmalara göre. Aslında kazanmanın anahtarı da sözcüklerde saklı. Yapabileceğimize inandığımız her şeyi yapabiliriz. Yeter ki isteyelim, yeter ki inanalım. Olumlu düşünen mutlu insanların başarıları da yüzde 30 oranında artış gösteriyormuş Harvard’lı psikolog Shawn Achor’un araştırmalarından elde ettiği sonuca göre, olumlu bir zihin durumu stres altındayken % 23 daha fazla enerji, % 31 daha yüksek üretkenlik, % 37 daha yüksek satışı garantiliyormuş. Olumlu zihin yapısı, mutluluk başarıyı getiriyor. Bu zihin yapısını oluşturmak için Shawn Achor’un 5 maddelik bir listesi var. Bu listenin 21 gün boyunca 2 dakika süreyle uygulanmasını istiyor.

1.     Her gün minnettar olduğunuz 3 yeni şey yazın.

2.     24 saat süre içinde yaşadığınız pozitif bir durumu yazın.

3.     Egzersiz yapın. ( Yürüyüş, koşu, yüzme vs.)

4.     Meditasyon yapın. ( Sessizlik içinde hiçbir şey düşünmeden durmak)

5.     Bilinçli nezaket gösterin. ( Bir komşunuza kapıyı tutmak gibi, önemli olan bunun farkında olmanız)

Olumlu zihin durumu tüm yaşlar için geçerli. Çocuklarda bu durum hiç zor değil. Ebeveynler ya da büyükler onları sürekli eleştirmediğinde gayet sağlıklı ve olumlu zihin ikliminde oluyorlar. Çocukları düşünürken onların hep oyuna meyilli gülen yüzleri gelir aklıma. Düşerler, kalkarlar, ağlarlar birkaç dakika sonra hiçbir şey olmamış gibi yine gülerek oyuna devam ederler.

Ünlü yazar Paulo Coelho’nun çocuklarla ilgili şu sözleri de yine hepimize örnek olacak nitelikte: “Eğer bir gün yolunuzu kaybederseniz, bir çocuğun gözlerinin içine bakın. Çünkü bir çocuğun bir yetişkine her zaman öğretebileceği üç şey vardır;

1.Nedensiz yere mutlu olmak,

2.Her zaman meşgul olabilecek bir uğraş bulmak,

3.Elde etmek istediği şey için var gücüyle çalışmak.”

Uçaklardaki ilk yardım kuralı gibi önce oksijen maskesini anne-baba takacak, sonra çocuk. Öncelikle anne babalar kendi motivasyonlarını yüksek tutacak sonrasında çocuklar zaten mutlu mutlu başarıyor olacak.

Hepinize mutlulukla gülümseyeceğiniz çok güzel bir hafta diliyorum.