Borçlu olmak suçlu hissettiriyor…
“Borç yiğidin kamçısı der” eskiler oysa uzmanlar, borcun zihni kemiren en önemli sorunlardan biri olduğu görüşünde. Uzman Psikolog Deniz Korkmaz, paradurumu.com’a yaptığı açıklamada borçların suçluluğu tetikleyip, kişide çaresizlik hissi yarattığını söylüyor.
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone OlGünümüzde alışveriş kavramının medya destekli güçlendirildiğini belirten Uzman Psikolog Deniz Korkmaz, alışverişin, reklamlar, sosyal medya, kredi kartları ve sosyal çevrenin de etkisiyle ihtiyaç karşılamaktan çok daha başka bir boyuta geçtiği görüşünde.
Kişilere yaptıkları alışverişlerle adeta mutluluğun formülü veriliyormuşçasına sunumlar yapıldığını söyleyen Uzman Psikolog Korkmaz, ”İnsanlara reklamlarda, özellikle alışveriş yaparlarsa, mutlu olacakları mesajı yoğun şekilde veriliyor.
Bütçesini zorlayan, alışveriş için tedirginlik yaşayan kişiler, kredi kartın var “al muhteşem” olacak telkinlerinin yapıldığı örtülü ve açık bir çok reklama maruz kalıyor. Özellikle internet üzerinden yapılan alışveriş kampanyaları, indirim günleri de alışverişin olmazsa olmazımız olduğu fikrini destekliyor. Harcamaya yatkın bireyler, bu reklam bombardımanın da etkisiyle daha büyük çıkmaza düşüyor” diye konuştu.
Sosyal medya etkisi ile yapılan alışverişlerin ciddi bir yüzdeyi oluşturduğuna dikkat çeken Uzman Psikolog Korkmaz, “Özellikle insanlar var olan psikolojik boşluklarını, düşük benlik saygısı ve sosyal statü beklentisi gibi kendilerinde eksik buldukları yanlarını zaman zaman alışveriş yaparak, doldurma eğilimi gösteriyor. Sırf kendini tamamlama telaşıyla hesapsızca alışveriş yapıp, borçlanıyor” dedi.
Kişinin alışveriş yaparak, beynindeki ödül mekanizmasını uyardığını söyleyen Korkmaz, “Dolayısıyla alışveriş sonrası gerçekleşen geçici haz alma durumu, kimi zaman kişide alışkanlığa yani bağımlılığa dönüşebiliyor.
Kısa diyorum çünkü bu haz durumu bir müddet sonra yerini suçluluğa bırakıyor. Hesapsızca alışveriş yapan kişi, altından kalkamayacağı borçlarla karşı karşıya kaldığında kendini suçlu hissediyor, depresyon yaşıyor” diye konuştu.
Para harcama konusunda kimimiz harcayıcı kimimiz daha biriktiriciyiz diyen Uzman Psikolog Deniz Korkmaz açıklamalarını şu sözlerle sürdürüyor: “Tutumluluk ve cimrilik kavramlarına bakacak olursak, tutumlu insanın ihtiyaçları doğrultusunda alım yaptığını bunun dışında gereksiz alışverişlerden kaçındığını görürüz. Cimri insanlar ise bırakın kendisini, maddi yükümlülüğü altında olan ailesinin bile ihtiyaçlarını görmezden gelme eğilimindedir. Hesabını bilmeyen ölçüsüzce harcama yapan kişilerde nasıl yetersizlik duygusu hakimse, cimri kişilerde olan para biriktirme isteği de hayata karşı güvensizlik hissi duymalarıyla ilgilidir.
Harcamaya yatkın olanların psikolojisine baktığımızda hesapsızca hareket eden yanlarıyla sürekli bir suçluluk içerisinde olduklarını gözlemleriz. Borçluluk psikolojisi, kaygı, bazen depresyona sebebiyet verebilir.
Borçlu insanın, sürekli borçlarını düşünmesi de hiç düşünmemesi de ayrı ayrı problemlerdir. Böyle durumlarda kişinin gelir gider bütçesini hesaplayarak, gereksiz giderlerini belirleyerek maddi kaygısını azaltmasını tavsiye ederiz.
Borçlarını fazlasıyla dert eden, şimdi çözüm üretemeyeceğini bildiği halde sürekli kendine işkence eden kişiler, ciddi psikolojik sorunlar yaşarlar. Sürekli bir takıntı halinde borçlarını düşünen insanlar hem hayattan zevk alamaz hale gelir, hem de aileden arkadaş çevresine dek sosyal ilişkileri bozulur.
Tam tersi borçlarını hiç düşünmeyen sorunu ertelemek bir yana görmezden gelenler var. Bunun sonucunda bütçeleri daha fazla açık verir ve sorun daha büyür. En sonunda bir çözülme noktası yaşanır ve tüm hayatları kalıcı hasara uğrayabilir.
Gerçekçi olmak ve durum neyse onu görüp kabullenmek gerekiyor. Bunun için gelir gider tablosu ve borçlar bir yerlere yazılarak bütçe hesaplamaları yapılmalı. Gereksiz giderler belirlenmeli, temel ihtiyaçlar dışında harcama yapılmamalı.
Tasarruf yöntemleri kesinlikle uygulanmalı. Bazı lükslerden kişi bir süreliğine vazgeçmeli. Lüks olan tüm harcamalarını gözden geçirilmeli.
Borçlu olmanın getirdiği sıkıntı, üzüntü, yaşamın tüm yüklerinin omuzunuzda olduğu hissini yok etmek, için kişi planlı bir şekilde harcamalarını kontrol altına almalı. Alışveriş perhiziyle küçük bile olsa eğer ihtiyaç değilse her hangi bir ürünü satın almayı düşünmemeli. Duygusal harcamalardan en çok bu zamanlarda uzak durmak gerekir.”