TL ve Dolar bazında yatırımın farkı ne? Mehmet Gerz açıkladı
Enflasyonun yükselişiyle beraber paralarının değerini korumak isteyen Monaylılar'ın, Monay Sohbetleri gündeminde bu hafta 'yatırım, yatırım fonu, borsa ve hisse' konuları yer aldı.
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone OlParasını harcamak yerine 'akıllıca kullananların', hedefi için biriktirenlerin ve parasını yatırımla koruyanların adresi Monay Uygulamasında her hafta birbirinden önemli konu ve konuklarla gerçekleştirilen 'Monay Kahve Sohbeti'nde bu hafta, Ata Portföy Yönetimi'nin CEO & CIO'su Mehmet Gerz uzman görüşüyle yatırım, hisse, yatırım fonu ve borsa konularına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Yenilenen arayüzü ve tasarımıyla üyelerine verimli bir kullanıcı deneyimi sunan Monay, finans dünyasının son ayların en çok konuşulan ve merak edilenlerinden 'yatırım, borsa, hisse ve yatırım
fonu'nu Monay Kahve Sohbetleri oturumunda gündemine aldı ve Monay kullanıcılarının en merak ettiği sorular yanıt buldu.
Eurobond'un şifreleri: TL ve dolar bazında yatırımın farkı ne?
Genellikle çok uluslu şirketler veya hükümetler tarafından kullanılan bir finansman aracı olan Eurobond'a ilişkin önemli detaylarla söze başlayan Gerz, ülkelerin yerel para birimleri yerine genellikle Dolar, Euro veya Sterlin gibi uluslararası kabul gören para birimleriyle ihraç edildiğine ve böylelikle yatırımcıların, farklı ülkelerin ekonomik koşullarından bağımsız olarak yatırım yapma fırsatı elde ettiklerine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
"Türk Hazine Eurobondları ve şirket eurobondlarını tek tek gidip almaya kalkıştığınızda minimum 200 bin ABD Doları yatırım yapmanız lazım. Bu zordur. Hem miktar hem de işlemi zor. Halbuki bunu içinde bulunduran Eurobond fonları var. Ve bunların bir özelliği var. TEFAS'ın resmi websitesine bakarsanız, sadece Eurobond fonlarının isminde, parantez içinde döviz yazar. Bu, maliyenin o fonlara verdiği sadece o fonlara verdiği önemli bir belge avantajını ihtiva ediyor. O da şudur: Bu fonları dolar bazında alabiliyorsunuz. Yani gidip 10 bin dolar koyup bu fona dolar yatırıyorsunuz. Sonra da dolar çekiyorsunuz.
Bunun esprisi ne? Maliye aradaki karınızı dolar olarak hesaplayıp, o dolar kar üzerinden yüzde 10 stopaj kesiyor. 'Bunun neresi önemli' diyeceksiniz. Mevzuat, aynı fona TL yatırmanıza da izin veriyor. TL yatırırsanız TL çekiyorsunuz ve arada dolar-TL kuru arttığı için kur farkı gelirinden de kar etmiş gibi oluyorsunuz.
Onun üzerinden de yüzde 10 vergi vermek gerekiyor. Yani TL yatırımı yaptığınızda, kur farkı geliri üzerinden gereksiz yere yüzde 10 vergi ödeniyor.
Ama dolar bazında yatırım yapıldığı zaman sadece dolar getirisi üzerinden vergi veriliyor.
Eurobond fonlarının vergi avantajı
Bir örnek vereyim; 10 bin dolar yatırdınız, 12 bin dolar olarak çektiniz bir sene sonra. 2 bin dolar kârınız oldu. Bu 2 bin doların yüzde 10'u ne eder? 200 dolar eder. 12 bin dolar değil de 11 bin 800 dolar olarak paranızı geri alıyorsunuz. 200 doları ilgili banka nereden aldıysanız (veya aracı kurum) kesip stopaj alıyor ve sizin adınıza Maliye'ye ödüyor. Siz hiç uğraşmıyorsunuz. Ama bu Eurobond fonlarının dolar bazında alındığı zaman ancak böyle bir vergi avantajı olduğunu söylemek isterim.
Temettüde kâr payı
Bir vergi avantajı da şirketlerden kar payı almanız durumunda gelen temettüde, orada da yüzde 10 stopaj var. Örneğin BİM geçtiğimiz günlerde temettü dağıttı; yanılmıyorsam 2 liraydı. O 2 liranın yüzde 10'u kesiliyor stopaj olarak. Aslında siz 1,8 lira alıyorsunuz. Temettüde kar payında yüzde 10 vergi vardır.
Bunu aşmanın tek yolu var: Fonlar, bireyler kar payı aldıkları zaman şirketlerden yüzde 10 stopaj kesiliyor. Fonlar dün siz bireysel olarak BİM'den 2 lirayı 1,8 lira olarak alırken, şirketler '2 liraya 2 lira' oranında aldı. Bu fonlar açısından önemli bir avantaj.
Gerz'den temettüde çok bilinmeyen vergi tüyosu
Gerz, temettüye ilişkin çok bilinmeyen bir vergi tüyosu da paylaştı. Ünlü yatırım uzmanı, temettünün vergisiz şekilde bireysel yatırımcıya nasıl yansıyacağını şöyle aktardı:
Fon temettüyü aldı, vergi ödemedi ama fonlar temettüyü içine katıyor. Fonun içinde kalıyor. Yine size; fonun fiyatına yansıyor; fonun yatırımcısı ondan faydalanıyor. Fakat bir şey daha var: Fon kar payı öderse ne olur? Yani fon Ayşe Hanım'a veya Ahmet Bey'e kar payı öderse oradan yine yüzde 10 kesilir mi? Kesilmiyor. Örneğin biz bir fonumuzu böyle yaptık ve 1 Temmuz'da temettü edecek. Yılda 2 kere temettü ediyor ve o yüzde 10'u ödemiyor. Şirketten aldığı temet diyor yüzde on ödemede. Dolayısıyla şirketten gelen temettünün vergisiz bir şekilde bireysel yatırımcıya yansıma yöntemi var. Bunu çok kişi bilmiyor. O da kar payı ödeyen veya 'temettü' diyen hisse senedi fonlarıdır. Çok az var.
Türk yatırımcısının altın davranışlarına ilişkin kritik analiz
Varlık dağılımına ilişkin dikkat çeken önerilerde bulunan Gerz, Monaylılara portföylerinde Türkiye dışındaki varlıkların mutlaka olması gerektiğine yönelik tavsiyede bulundu. Türk yatırımcısının altına yönelik davranışlarına değinen Gerz şöyle devam etti:
Altının portföyü korumaktaki 'psikolojik' etkisi: Araçsal fayda
Eskiden altın yatırımı biraz böyle hor görülürdü. Vatandaşın çok bilgisi olmadığı ya da araştırma yapmadığı için altın aldığına yönelik yorumlar yapılırdı. Bence herkes bu konuda dersini aldı. Anadolu insanı, altın yatırımını, tasarrufunu ekonomi yönetiminin politik tercihlerine bırakmaktansa ondan etkilenmeyen bir yere yapma tercihinden dolayı yönelim gösteriyor; bu da bildiğiniz üzere altın. Altının değerini Türkiye Cumhuriyet ekonomisinin başındaki politikacıların ne yaptığı hiç etkilemez.
Anadolu insanının portföyünde çok miktarda altın olmasının nedenini 'global çeşitlendirme' tabiriyle açıklayan Gerz, altının portföylerde çeşitlendirici, Türkiye piyasasındaki riski çeşitlendiren bir önemli bir rolü olduğunu ifade etti.
Davranışsal finansa da değinen Gerz, altının bir yatırım portföyündeki görevinin finansal olmaktan ziyade davranışsal olduğunun altını çizerek, nedenini şu sözlerle özetledi:
Bir portföyde yüzde 10 altın olması portföyü ne rezil ne de vezir eder. Yani çok fazla sonucu değiştirmez. Çok da değil, az da değildir... Peki o zaman 'yüzde 10 altının ne rolü var' portföyümüzde... Yüzde 90'ı başka şeylerden oluşan bir portföy düşünün... Şimdi sermaye piyasasındaki portföyler çok iniş çıkışlı. Piyasa dalgalanıyor çünkü. Yatırımcı da haklı olarak endişe ediyor. Yatırımcıların portföyünde altın olması, kriz durumlarında da kafalarının rahat etmesini sağlıyor. Dolayısıyla portföyün kalan yüzde 90'ına dair daha az endişe ediyorlar.
Panikten portföyü bozmanın önüne geçecek bir durum bu. O yüzden portföyde altın olmasının finansal faydasından çok daha 'araçsal' faydası var.
Finansal okuryazarlıkta devrim yaratmaya devam eden Monay'ı indirerek üye olun ve her hafta
gerçekleşen Monay Sohbetleri'ni kaçırmayın. Parasını yöneten hayatını yönetir' motivasyonuyla kullanıcılarına para konularıyla ilgili pek çok konuda çeşitli tüyolar ve bilgiler sunan Monay'ı Google Play ve App Store üzerinden indirmek için buraya tıklayın.
Mehmet Gerz kimdir?
2009 yılından beri Ata Portföy Yönetimi’nde Genel Müdür ve CIO olarak görev yapan Mehmet Gerz, daha öncesinde ABD’li fon yönetim şirketi Drake Capital’de Türkiye, Orta Doğu ve Orta Asya yatırımlarından sorumlu bölge genel müdürü olarak görev yaptı. Finans sektöründe 25 yıldan fazla deneyimi olan Mehmet Gerz kariyeri süresince, Yapı Kredi Yatırım’da Genel Müdür Yardımcılığı, Bayındır Menkul, Oyak Yatırım, GFC Menkul ve Japon fon yönetim şirketi Sparx’ta Araştırma Müdürlüğü görevlerini üstlendi.
Boğazici Üniversitesi Elektrik-Elektronik mühendisliği mezunu olan Gerz, ABD’de bulunan University of Maryland’de finans alanında çift dal yüksek lisans (MBA/MS) derecesini Türk Eğitim Vakfı (TEV) bursu ile tamamladı. Meslek hayatı sürerken İTÜ’de İşletme alanında doktora eğitimine devam eden Gerz, Ekim 2019’da Duke Üniversitesi davranışsal finans araştırma merkezi Common Cents Lab küresel akademik üyesi (“global fellow”) olmuştur.
Mehmet Gerz sosyal gönüllülük faaliyetlerine aktif olarak FODER, Yatırım Profesyonelleri Derneği, Rize Vakfı ve Türk Eğitim Vakfı çatıları altında devam etmektedir. Ayrıca, Capital Dergisi’nde “Piyasalar” adlı bir köşe de yazmaktadır.