Piyasanın Sosyolojisi Mi Olur?
Alparslan Budak Bey'in kapıcısı ve berberi ile hisse senetleri ve borsa üzerine yaptığı keyifli sohbetler, beni başlıktaki soru hakkında düşüncelere itti.
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone OlNasıl olur da Kapıcı Mehmet Bey bir holding ortağı hissedar gibi davranma bilincine ulaşıp, yatırım bilgisi ve davranışlarıyla borsanın en tecrübeli profesyonellerinden olan Alparslan Bey'i şaşırttı?
Sanki Finans Uzmanı Ceylan Çelik Hanım Hisse Senedi Yatırımı Nasıl Yapılmalı sorusunu cevaplarken Mehmet Bey'in senelerden beri düzenli olarak yaptıklarını yatırım dersi niteliğinde adım adım tasvir ediyordu.
Peki ya Berber İsmet Bey? Nasıl olur da yaptığı hisse ve tahvil yatırımlarını yurtiçi ve yurtdışı anlık ve günlük piyasa dalgalanmalarından ve haber bombardımanından koruyup uzun vadeli bir yatırımcı olmayı başarabildi?
Peki ya hisse tahvil ve diğer yatırım araçlarına uzun vadeli yaklaşmayan ve neredeyse her gün al-sat yapan yatırımcılar. Onlar nasıl böyle kısa vadeci yatırımcı kimliğine büründüler?
Özer Erdoğan’ın karikatürlerinden esprili şekilde hatırladığımız gibi sosyoloji toplum bilimi demek. Piyasaların ve yatırımın sosyolojisi de piyasaları, yatırımcıları ve davranışlarını toplumsal çerçeveye oturtarak anlaşılabilir.
Önce rollerden başlayalım. Piyasa rolleri deyince aklımıza finans piyasalarında çalışan aracı kurum ve portföy yönetim profesyonelleri, yatırım yapan yerli ve yabancı bireysel ve kurumsal yatırımcılar, şirket sahipleri ve çalışanları, kanun koyucular ve uygulayıcılar, piyasaları takip eden medya çalışanları ve piyasaların günlük işleyişinde pek de görmediğimiz diğer roller gelir (örn., piyasaları kuramsal ve ampirik olarak anlamaya çalışan bilim insanları). Bu farklı roller ile özdeşlemiş yatırım danışmanlığı, portföy yönetimi, finansal ve ekonomik analiz, piyasa düzenlemesi ve gözlemi, yatırımcı bilgilendirilmesi, piyasa haberleri yapımı, bilgi ve veri işlenmesi ve iletişimi gibi işlevler çağdaş finans piyasalarındaki oyuncuları tanımlarlar.
Piyasanın sosyolojisi piyasalarla az biraz ilgisi olan herhangi birimizin aslında kolayca aklına getirebileceği bu rollerden ve işlevlerden ibaret değil. Piyasa sosyolojisini anlamak için bundan sonra düşünmemiz gereken bu rollerin ve işlevlerin tarihsel evrimi, yazılı ve sözlü kural ve değerlerle bezenmiş güncel durumları ve aralarındaki ilişkilerdir. Örneğin bir finansal analist ve portföy yöneticisi nasıl finansal ve ekonomik analiz yapar? Bireysel yatırımcılarla ne tür ilişkilere sahiplerdir? Bu davranışların ve ilişkilerin piyasaya etkileri nedir?
Bu soruları Nobel ekonomi ödülü alan etkin piyasa kuramcılarına sorarsanız- ki bu kurama göre piyasalar ve oyuncular rollerine, kim olduklarına ve ilişkilerine bakılmaksızın tüm var olan piyasa bilgi ve verilerine ulaşma ve bunları ‘akılcı’ ve ‘ivedi’ bir şekilde fiyatlara yansıtma kabiliyetine sahiptir- verecekleri cevap büyük ihtimalle ‘etkin piyasalarda finansal analistlerin ve portföy yöneticilerinin rolleri ve işlevleri gereksizdir’ olacaktır. Aynı kuramcılara göre birçok bireysel yatırımcının, yatırım danışmanının ve portföy yöneticisinin kullandığı teknik analiz denen, geçmiş piyasa fiyatlarının zaman serisi dinamikleri ve şekillerine göre geleceği tahmin üzerine kurulan yöntemin astrolojiden, yani fal bakmaktan ve burçları okumaktan farkı yoktur. Bu piyasa kuramcılarına göre eğer yatırımcı olarak geçmiş bilgi ve fiyatlara göre çok sık alıp satıyorsak zaten piyasalarda pek de uzun ömürlü olamayız. Onlara göre, Mehmet ve İsmet Beyler gibi akıllı yatırımcılar yanlış kararlarla yatırdığımız paralarımızı kanuni piyasa işlemleriyle bir süre sonra elimizden alıp bizi etkin piyasaların dışına iter.
Sosyolojik bir yaklaşım piyasalar hakkında etkin piyasalar gibi normatif ve tümden gelimci kuramsal noktalardan başlamak yerine, teşbihte hata olmasın, piyasa gidip rollerin, işlevlerin ve ilişkilerin tarihsel olarak nasıl evirilip bizleri bugün yatırım yaptığımız piyasalara getirdiğini anlamaya çalışır. Örneğin, baştaki sorulara dönersek Mehmet ve İsmet Beyler nasıl oldu da etkin piyasa kuramının ‘akılcı yatırımcı’ olarak tasvir ettiği yatırımcılar gibi davranabildi? Hangi aracı kurumlar Mehmet ve İsmet Beyler gibi yatırımcıların piyasalardaki serüvenlerine eşlik etti? Mehmet ve İsmet Beyler gibi yatırımcılar piyasanın ne kadarını oluşturuyor?
Piyasaya giderek, farklı rollere sahip piyasa oyuncularını sistemli bir şekilde doğal ortamlarında gözlemleyerek, onlarla konuşarak, tecrübelerini dinleyerek ve bu gözlemlerin ve sözlü anlatımların piyasa yansımalarını tarihsel ve güncel bilgi ve verilerden (örn.,. bireysel yatırımcıların yatırım portföylerini elde tutma süreleri) keşfederek bu ve benzeri soruları cevaplayabiliriz. Bu noktada etkin piyasa kuramı çerçevesinde çeşitli varsayımları test eden bilimsel çalışmalar (örn. teknik analiz stratejilerinin karlılığı, yurtiçi piyasanın yurtdışı piyasalarla eşlenik hareketleri) sahada piyasa oyunculardan gözlemlediğimiz ve duyduğumuz nitel bilgilerin piyasadaki nicel yansımalarına ışık tutabilir.
Finans piyasaları onlarca rol ve işlevden ve bunları tarihsel sosyolojik evrim sonucu kendine has şekillerde yerine getiren yüzbinlerce oyuncudan ve onların arasında devam eden çok yönlü ilişkilerden oluşur. Piyasaların istikrarı ve dinamizmi görünmez bir elin değil, bireylerin davranışlarını şekillendiren yazılı ve sözlü kuralları ve değerleri üreten bu sosyolojik temellerin üzerine kurulu. Son zamanlarda bilişim teknolojilerinin piyasa davranışları ve sonuçları üzerindeki etkileri (örn., bilgisayarlı ve algoritmalı otomatik yatırım işlemleri) sosyolojinin ilgi alanına girdi.
Akıllı telefonsuz, bilgisayarsız, fiyatlara anlık erişim olmayan bir piyasa düşünebilir misiniz? Bu teknolojiler piyasalara girmeden önce piyasaların nasıl çalıştığını hatırlayanımız var mı?
Bir sonraki yazımızda Mehmet ve İsmet Beyler'in başarısının sosyolojik sırlarını ve yukarıda cevapsız bıraktığımız soruları Borsa İstanbul üzerinden cevaplamaya çalışacağız.