Kapıcımız Holding Sahibi!
Mehmet Bey hangi hisse senedini alacağına nasıl karar veriyor?
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone Ol- Bir şey lazım mı Alparslan Bey?
- Yok Mehmet, sağ olasın. Az önce marketten geldim, bir ihtiyaç kalmadı.
- Alparslan Bey, vaktin varsa bir şey soracaktım.
- Müsaitim Mehmet. Gel içeri, kapıda durma. Çayı da yeni demledim, laflarız biraz.
Mehmet kapıcımız. Daha doğrusu iki apartmanın ortak kapıcısı. İlkokul mezunu. Sivaslı. İki kızı var, biri üniversitede, biri lisede. Çok sevdiğim bir adam. Cin gibi. Çalışkan. Bir şey istersin, saniyesinde fırlar, yapar. İki kızını bu gelirle okutmasını da ayrıca takdir ederim. Nasıl yapıyor bilmiyorum ama para da biriktiriyor. Daha da acayibi, tüm yatırım ürünlerini biliyor. Arada borsa, faiz, ekonomi muhabbetleri yapıyoruz denk geldikçe. Daha doğrusu Mehmet denk getirdikçe. Bazı akşamlar işten geliş saatlerimde tesadüfen (!) apartmanın önünde oluyor, rastlaşınca da aklındakileri soruyor. Ben de “öylesine denk gelmişiz” oyununu bozmuyorum hiç.
- Buyur Mehmet, ne soracaktın?
- Valla piyasaları nasıl görüyorsun önümüzdeki sene diye soracaktım. Hisse alalım mı, satalım mı ne dersin?
- Onun muhabbetini yaparız birazdan da sen önce hisse senedi işine nasıl girdiğini bir anlat bakalım? Ne var sende, nasıl aldın, kime sordun?
- Senden önce bir borsacı abi vardı burada, 7-8 sene falan oturdu, o öğretti bana bir şeyler. Bizim küçük kız ilkokula başlamıştı. O bana hesap açtı, sonra her ay maaşımdan bir miktar hisse senedi aldırdı. “Çocukların geleceği için bu paraya hiç ellemeyeceksin, üniversiteyi bitirdiklerinde kendilerine vereceksin” derdi.
- Valla güzel demiş adam. Sen ne yaptın?
- İşte o zamanlar ufak ufak başladım öğrenmeye. Hangi hisse alınır, neye yatırım yapılır, işi bilenlere sora sora, internetten, televizyondan takip ede ede anlamaya çalıştım.
Mehmet’in en sevdiğim huyu da merakı. Ama bu; bütün gün pencerede oturup da apartmana kim girmiş, kim çıkmış diye izleyen teyze merakı değil. Öğrenme merakı. Kafaya taktıysa o işi çözecek Mehmet, başka yolu yok!
- E iyi de hangi hisse senedini alacağına nasıl karar veriyorsun?
- Bu para benim kızların parası olduğu için, 10 yıl, 20 yıl ellemeyeceğim için sağlam hisseleri seçmeye çalışıyorum. Sonuçta hisse senedi almak, o şirketin ortağı olmak demek. Ortak olacağım şirketi de bugün alıp yarın satmaya bakmıyorum. Her ay az az bir şeyler alıyorum. Aracı kurumların araştırma raporlarına bakıyorum, bilançolara bakıyorum…
- Bilançolara mı bakıyorsun?
- Evet abi. Bilanço zor bir şey değil ki! Şirketin kaç parası var, ne kadar alacağı, ne kadar borcu var, ne kadar satışı var, ne kadar kâr ediyor, hepsi açık açık görülüyor orada. Başta biraz çalıştım ama anlamak için. İnternette ücretsiz videolar var. Onlara baktım. Aracı kurumdaki arkadaşlara sordum. Hepsi de sağ olsun anlattı bana.
- Allah allah! Valla helal olsun Mehmet. Çok büyük parası olup da aldığı hisse senedinin mali tablolarına bakmayan çok insan gördüm de, ona şaşırdım biraz.
- Abi olur mu öyle? 10 yıl boyunca bu şirket ne iş yapacak, nereden para kazanacak? 10 yıl sonra hala piyasada kalıp iş yapmaya devam edecek mi? Bunları düşünmem lazım benim. Bir de gözüme kestirdiklerimin genel kurullarına giderim.
- Yok artık Mehmet! Bir de genel kurula mı gidiyorsun?
- Evet abi. Ne var? Şirketi gözüme kestirdiysem önce alıyorum 1 lot, 2 lot hisse senedi. Ortak oluyorum. Sonra gidip genel kurula katılıyorum. Yöneticilerine bakıyorum. Şirketin işlerini açık açık anlatıyorlarsa, ortakların sorularına güzel cevap veriyorlarsa, bu adamlar ne iş yaptıklarını biliyor, kendilerine güveniyor, diyorum. O zaman başlıyorum her ay ufak ufak alıp biriktirmeye. Yok, toplantıdaki sorulara kaçamak cevap veriyorlarsa, yöneticileri gözüm tutmadıysa o şirket orada bitiyor benim için.
- İyi de hiç düşmüyor mu aldığın senetler? Para kaybetmiyor musun hiç?
- Düştüğü zaman seviniyorum bile abi. Çocuklar üniversiteyi bitirene kadar elimde tutacağım hisse senedi ucuzlamışsa, artık daha çok alacağım diye hoşuma bile gidiyor. Aynı parayla 100 hisse senedi alacağıma 150 hisse senedi alabiliyorum o zaman. Birkaç ay sonra toparlıyor zaten. O zaman daha iyi para kazanıyorum.
- Valla bravo Mehmet! Senin gibi yatırımcı görmedim ben. Belki bir Warren Buffet vardır sana rakip.
- O dediğini tanımıyorum abi ama bir de bu hisse senedi işinin kahvede ayrı bir havası oluyor, dedi gülerek.
- O nasıl oluyor?
- Bak şimdi geçenlerde Koç Holding aldım. Kahvede “Rahmi Beyin ortağıyım ben” diyorum. Hatta genel kuruluna gidiyorum, sonra “bugün ne kadar kâr payı dağıtılacağını onayladık, seneye holdingin nereye yatırım yapacağına karar verdik” diyorum.
- Ha ha ha! Rahmi Bey'le ortaksan boğazda teknesiyle bir tur attırır sana artık!
- Yok be abi, o kadar değil tabii! Arkadaşlarla muhabbete takılıyoruz öyle işte. Bir de bu aralar havacılık sektörüne yatırım yapsam mı diye düşünüyorum.
- Buyur?
- Yani Türk Hava Yolları, Pegasus falan alsam mı diye düşünüyorum.
- Valla Mehmet, bu anlattıklarına bakılırsa senin benden değil, benim senden akıl almam lazım! Dur ben şu çayları bir tazeleyeyim.
Yukarıda anlattıklarım size hayal ürünü gibi gelebilir. Ama inanamayacağınız bir şey daha söyleyeyim; Mehmet gerçek. Gerçekten kapıcımız. Gerçekten ilkokul mezunu. Yukarıdaki diyalogların ise sadece üslubu ve kurgusu gerçekten biraz farklı, içeriği doğru.
Mehmet olmak, Mehmet gibi yatırım yapmak zor değil. Sonuçta, azıcık merak ve araştırmayla herkes holding sahibi olabilir!