Kendi İşimi Kuracağımı Söyleyince Ailem Bile İnanmadı Ama...
Bebeği olacağını öğrenince keşke Türkiye’de de olsa dediği işi kurdu. İşte kendi işini kurmak isteyen annelere cesaret ve ilham verecek bir hikaye...
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone OlEsra Tekin Coşkun, İstanbul Üni. Fransızca Mütercim Tercümanlık mezunu. Üniversite yılları boyunca çeşitli alanlarda çalışıp staj yaptı .
Mezuniyetten sonra ise çalıştığı firmada kısa bir sürede yönetici pozisyonuna ulaştı . Ancak, onun aklında kendi işini yapmak vardı...
Kendi İşini Kurmaya Nasıl Karar Verdin?
Antalyalıyım ve tüm ailem Antalya’daydı. İstanbul’da yalnız yaşamanın maddi ve manevi zorluklarını hayatımın geri kalanında yaşamak istemediğim için aynı alanda kendi işimi yapmak üzere memleketime döndüm. Çok geçmeden güzel bir tesadüfle eşimle tanıştım ve evlenip birlikte kendi şirketimizi kurmaya karar verdik.
Sermayeyi Nereden Buldun?
Açılış için gerekli sermayeyi düğün hediyelerimizi harcayarak elde ettik ve Rotam Tercüme’yi kurduk. Ben şirketin tercümanlık hizmetlerini vermeye başladım eşim de ofis dışı pazarlama ve proje teslim kısmında yer aldı. 1 yılımız işe, şehre ve birbirimize iş arkadaşı olarak alışmaya çalışmakla geçti. Yalnızca şirket masraflarını karşılayabildik ve sosyal hayatımıza asla yetemedik.
Peki, ‘Yetmek’ İçin Nasıl Bir Adım Attın?
Bu sancılı süreçte sürpriz şekilde bebeğimiz olacağını öğrendik. Her çift gibi sevinsek de endişemiz büyüktü çünkü maddi kaygılarımızdan kurtulamamıştık. Hamileliğimin ilk 5 ayında sürekli onun geleceği hakkında endişelenerek stres yaşadım.
Üniversite yıllarımda yaptığım yurt dışı seyahatlerinde özellikle kitap fuarlarına katılmıştım ve çocuk serileri, onlar için ayrılan bölümler dikkatimi çekerdi. Hayranlık uyandırmıştı bende. O kadar eğitici materyaller ve oyun malzemeleri vardı ki, Türkiye’de de olsa diye geçirirdim içimden.
Hatta bu hevesle İstanbul Sarıyer’de İngilizlerin kurduğu bir okul öncesi etkinlik merkezinde yabancı dilimi geliştirmek ve süreci gözlemlemek amaçlı stajyer olarak çalışmıştım. Bir oğlum olacağını öğrendiğim gün oğlum ancak öyle bir iş yerinde büyüyebilir diye aklıma geldi. Hemen karıştırdım yurt dışında aldığım notları, staj yaptığım yeri web sitesini. Ve evet çok geçmeden karar verdim ‘Rotamkids’e.
Nasıl İlerledin?
Kafamdaki formata uygun yerleri araştırdım, artı ve eksi yönlerini belirledim. Beğendiğim yönlerine ek olarak kendim neler katabilirim bunları düşündüm.
Eksik gördüğüm yerlerin yerine öyle şeyler koymalıydım ki ,hem özgün olmalı hem de kendi çocuğum için olmasını istediğim şeyler olmalıydı.
Hayalinden Vazgeçirmeye Çalışanlar Oldu Mu?
Fikrimi ilk olarak ailemle paylaştığımda ilk kez bana böyle baktıklarına şahit oldum. Hayal dünyasında yaşıyormuşum gibi… Nerden çıktı şimdi bu der gibi ama kırmamak için sessizlik, gözlerini kaçırmalar ve ilgisiz tavırlar... Ben bu işe o kadar inanmıştım ve hazır hissediyordum ki, sanki etrafımdaki herkes benimle aynı coşkuyu yaşayacaktı ama öyle olmadı. Kısa bir süre onları da inandırmaya çalıştım. Bu motivasyonumu düşürmekten başka bir işe yaramayacak gibiydi.
Bu nedenle ilk olarak tercüme ofisimizin bir odasını 0-4 yaş eğitici İngilizce oyun atölyeleri için düzenledim. Her gün tercümelerden kalan boş zamanlarımda çocuklarla dolu bu odada hangi oyunları oynatacağımın provalarını yaptım. Videolar çektim, malzemeler aldım, denedim, yaptım, bozdum, karşımdalarmış gibi konuştum, şarkılar söyledim. Bunu doğuma kadar istikrarlı bir şekilde her gün yaptım. Sosyal medya üzerinden paylaşımlara başladım, çok okudum ve okuduklarımı paylaştım. Benim gibi anne adayı ve yeni anne olan arkadaş grupları ve organizasyonlarına katıldım. Anneler neler istiyor, ne gibi etkinliklere ihtiyaç duyuyorlar, çocuklarıyla birlikte neler yapmaktan zevk alıyorlar bunları sorguladım, gözlemledim.
3 aylık anneyken tercüme büromun bir odasında 2,3 kişilik gruplarla eğitici oyunlar oynatmaya başlattım.
İşini Nasıl Duyurdun?
Anneler beni sosyal medyadan buluyordu. Birbirlerine tavsiye ediyorlar, önerilerde bulunuyorlar ve ben bu doğrultuda çalışmalarıma hız vermeye başlamıştım. Bu konuda tamamen yalnızdım diyebilirim. Genellikle messy play (dağınık oyun) çalışıyordum.
Bu Türkiye’de henüz yaygınlaşmamış bir oyun biçimiydi ve annelerin evde kurmakta cesaret edemedikleri, hangi yaş grubunda hangi materyallerle oynatacaklarını henüz bilemedikleri, deneyimlemedikleri bir oyun biçimiydi ve oyun esnasında öyle harika manzaralar ortaya çıkıyordu ki, sosyal medyada bunu paylaşan anneler sayesinde ‘Rotamkids’ kendi tarzını yaratmıştı bile. Artık oğlumla birlikte işe geliyordum, düzenlediğim atölyelere gelen diğer bebeklerle sosyalleşiyor, işimin başında durarak aynı zamanda onunla kaliteli zaman geçirebiliyordum. İşimiz evimiz olmuştu. Hayalimdeki gibi…
İşleri Büyütmek İçin Ne Yaptın?
Her şey güzel ilerliyordu fakat tercüme bürosunun bir odası bize yetmemeye başlamıştı. Çok geçmeden Rotamkids atölyelerine kızını getiren ‘şimdilerde ortağım olan’ Deren Hanım’dan ortaklık teklifi aldım. Geniş bir yere taşınma kararı aldık birlikte ve Rotamkids hizmetlerine etkinlik ve organizasyonu da eklemiş olduk.
Artık daha çok anne ve çocuğa hizmet verebileceğimiz bu geniş mekana farklı hizmetler ekleyerek herkesin en az bir kere uğramak isteyeceği bir merkez olmayı hedefledim. İlk olarak ‘Oyun Terapisti’ öğrencisi oldum. Özel çocuklarla, ailesinde boşanma yaşanan, konuşma bozuklukları olan, depresif, içine kapanık, hatta fiziksel engelli birçok çocukla özel oyun terapisi odasında çalışmak üzere eğitimlerime devam ediyorum.
Kendi İşini Kurmak İsteyen Kadınlara Ne Tavsiye Edersin?
Ben çalışmak zorunda olan bir anneyim ama oğlumdan ayrı kalmak istemeyen de…Hem ideallerim var, başarı insanıyım hem de duygularıma asla karşı gelemeyen biri. Bastıramadığım her iki yönümü de ‘Rotamkids’ sayesinde paraya ve kaliteli bir yaşama çevirmiş oldum. Ben başardıkça ailem, arkadaşlarım ve sosyal çevrem bana inandıklarını söylediler. Zaten bu hep öyledir, olmak istediğiniz yere geldiğinizde ‘Biz senden emindik’, kaybedince ‘biz sana demiştik’
İnandığın iş için çalışıyorsan bir hedefin ve istikrarla uyguladığın planların olmalı. Herkes senin bir gün vazgeçeceğini, pes edeceğini düşünürken sen en çok kendine sarıl ve kendine iyi bak.
Yorulduğun yerlerde gerçekten o ilk günü hatırla. Neden çıkmıştın bu yola? İstediğin noktaya ulaştığında keyfini en çok sen çıkaracaksın. Bu noktada kendini ödüllendirmeyi ihmal etme. İnsan en çok kendine verdiği sözü tutma konusunda sadık olmalı, Bunu unutma.
Bana göre kendi işletmenin sahibi olmak isteyen ve daha yolun başında bir girişimciysen, sürekli alternatifler ve yenilikler üretmeye hazır olmalısın. Para kazanmanın her iki taraf içinde faydalı, hakkaniyetli ve harcayanla kazananı aynı anda mutlu eden bir yolu her zaman vardır. O yolu bulunduğun sektör içerisinde çok iyi gözlemleyip bulmak seni aranan kişi yapacaktır. Reklamını en iyi senin yanından gülen yüzlerle ayrılan insanlar yapar.
Benim çıkış noktam oğlumun ilerde gurur duyacağı ,kendi ayakları üzerinde duran, bir duruş sergileyebilen ve kendi yaşam felsefesine göre yaşayabileceği kadar parası olan, bunu kendisi sağlayabilen bir anne olmaktı.
Unutma, güvenli duraklar seni belli bir noktaya götürür ve bırakır. Ya sonrası?
Sonrasını yaşamak için kendin ol, hedeflerine odaklan, iyi ve basit yolları olan bir plan yap, her gün uygula ve yorulduğunda çıkış noktanı, nedenlerini hatırla!
İlham olabilmek dileğiyle...