Amerika'da okumak hayal değil!

Yaklaşık altı sene kadar öncesine gidiyorum. İstanbul’da, liseye başladığım gün, üniversiteyle ilgili kafamda en ufak bir plan yoktu. Aradan sadece birkaç yıl geçti, kendimi okyanusun öbür ucunda, Amerika’da buldum. Şu an bu yazıyı size Philadelphia’dan, üniversitede ilk senemi bitirmeme üç hafta kala yazıyorum.

Amerikan üniversitelerine başvurunun temel ögelerinden bir tanesi kendiniz hakkında yazdığınız bir kompozisyon. “Personal Statement” denilen  bu kompozisyonun konusu bahsetmek istediğiniz bir başarınız, veya başarısızlığınız, aileniz, kültürünüz, geçmişiniz veya kendinizle ilgili herhangi bir konu olabilir. Buradaki kilit nokta okullara hayatınızla ilgili hangi olayı anlatmak istediğiniz ve kendinizi ne kadar iyi ifade ettiğiniz. Konunun sıra dışı olmasına gerek yok. Seyahat etmeyi sevdiğinizden bahsedebilirsiniz. Önemli olan seyahat etmeyi neden sevdiğiniz, bunun size ne kattığı ve kişiliğinizi nasıl şekillendirdiği. “Sizi siz yapan” bir konu seçin ve kendi sesinizi kağıda yansıtmaya çalışın.

Bunun yanı sıra, okullara özel kompozisyonlar yazmanız da gerekecek. Örneğin New York Üniversitesi’ne başvuracaksanız, bu üniversite sizden neden onları seçtiğinizi, kendinizin bu okulla neden uyumlu olduğunu açıklamanızı isteyen bir kompozisyon göndermenizi bekleyecek. İlgi alanlarınızın, okumak istediğiniz branşın, okulun kültürünün size ne kadar uygun olduğunu araştırmanız size fayda sağlayacak.

Amerika bir üniversite cenneti. Binlerce üniversite arasından kendinize en uygun olanlarına başvurmanız mutluluğunuz ve başarınız için çok önemli. Başvuracağınız üniversiteleri seçerken okulun nerede bulunduğuna (şehir veya kasaba), okulun öğrenci profiline (yabancı öğrenci oranı, öğrencilerin sosyal aktiviteleri) ve okulun hangi branşlarda daha basarılı olduğuna bakmanız şart. Mesela finans okumak istiyorsanız en iyi finans okullarını araştırın, hedefleyin. Tiyatro okumak istiyorsanız en iyi tiyatro okulları hakkında bilgi sahibi olun ve listenize ekleyin. Uzun lafın kısası, kendinizi ilerde nerede görmek istediğinizi düşünüp olmak, istediğinizin en iyisi olmaya bakın.

İşin olmazsa olması, Amerikan üniversitelerine başvurmadan önce girmeniz gereken sınavlar. Öncelikle, İngilizce bilginizi test edecek olan TOEFL veya IELTS sınavlarından birine girmeniz gerekiyor. Bu sınavlar, okuma, yazma, konuşma ve dinleme alanlarında İngilizce yeterliliğinizi ölçüyor. Bunun yanı sıra, SAT veya ACT adı verilen, Türkiye’deki üniversiteye giriş sınavlarının eşleniği gibi düşünebileceğiniz sınavlardan birini almanız lazım. SAT, okuma, yazma, ve matematik bilgilerinizi ölçüyor. ACT sınavında, bu üç alana ek olarak bir de fen bilgisi bölümü bulunuyor. İki sınavdan da deneme testleri çözerek hangisinin size en uygun olduguna karar verebilirsiniz. Son olarak, Amerika’daki birçok üniversite en az bir veya iki SAT branş sınavına girmenizi bekliyor. Örneğin işletme okuyacaksanız, SAT Matematik ve bir SAT Yabancı Dil sınavına; veya mühendislik okuyacaksanız, SAT Kimya ve SAT Fizik sınavlarına girebilirsiniz. Başvuracağınız okulların adaylardan beklentileri farklı olabilir. Bu yüzden her okulun başvuru sayfalarını internetten incelemeyi unutmayın. 

Amerika’da okumak, farklı ülkelerden, dinlerden, aile yapılarından gelen insanlarla çevrelendiğiniz dört sene geçirmek demek. Bu insanların her birinden kendinize yeni bir kültür, başka bir dilde birkaç kelime ve yeni alışkanlıklar katmak demek. En önemlisi, sizden farklı insanlara, yaşayışlarına saygı duymayı ve yargılamamayı öğrenmek. Amerikan üniversitelerinden mezun olduğunuzda, size en az diplomanız kadar değer katacak diğer unsurlar kisiliğinizdeki, dünyaya balışınızdaki bu büyük değişim ve edindiğiniz arkadaşlıklar olacak. Ve süphesiz ki Amerika’da geçirdiğiniz dört senenin ardından İngilizceyi anadiliniz gibi konuşuyor olacaksanız.

Hayallerinizin büyüklüğü ve uzaklığı size korkutmasın. Amerikan üniversitelerine hazırlanmak için kendinize yeterli zamanı ayırıp gereken hazırlığı yaparsanız önünüzde hiçbir engel kalmayacak. Birkaç küçük tavsiye: Amerika’da okuyan tanıdıklarınızla konuşun, internetten farklı okulları araştırın, eğer imkanınız varsa özel bir danışmandan destek alın. Ve şunu aklınızdan çıkarmayın, her ne kadar uçuk ve zor bir plan gibi görünse de, Amerika’da okumak, hayatınıza yepyeni ve tertemiz bir sayfa açmak demek. Yeni bir ülke. Yeni insanlar. Yeni bir dil. Yeni bir yaşam. Siz de bir risk alın ve hayatınızda yeni başlangıçlara yer açın.

Ben Amerika’da üniversite okumaya karar verdiğim için çok mutluyum. Zorlandığım zamanlar olsa da, zorluklara başa çıkmayı ve gerektiğinde insanlardan yardım istemeyi öğrendim. Mezun olana kadar geriye kalan üç senemin hayatıma katacağı yenilikleri ve değişimleri görmek için ise sabırsızlanıyorum.