Türk ve dünya sanatında sahtecilik
"...Sanat piyasasında eserin sanatsal değerinden çok sanatçısı ve imzasına para ödenmektedir. Bunun başlıca nedeni alınan eserin maddi değeri yönünde bir risk yaşamamak veya bir başka yaklaşımla tekrar elden çıkarılmak istendiğinde bir değer kaybı riski yaşamamak oluyor..."
Sanat eserleri sanat severler ve koleksiyonerler açısından,
sanat piyasasında görülen eser fiyatlarındaki astronomik akıl almaz
fiyatlara bakıldığında önemli bir alternatif yatırım aracı olarak
değerlendirildiği ilgili çevrelerin malumlarıdır.
Milyon liraların ve dolarların sanat ürünlerine yatırım
yapılıyor olmasını gören, müzayedeleri izleyen bazı insanların,
özellikle de ünlü sanatçıları taklit etme yeteneğine sahip
olanların, kafasında bu yatırımlardan biz de nasıl fayda sağlar ve
kolay para kazanırız düşüncelerinin kuvveden fiile çıkışı çok uzun
yıllar öncesinden başladığını söylemek yanlış olmaz.
Sanat sahteciliği, sanatın kendisi kadar eskidir. Sanatın maddi değerindeki artış, sahteciliği milyonlarca dolarlık bir girişim haline getiriyor. Bazı sahtecilikler o kadar açık ki saf bir amatör bile bunu anlayabilir; ancak diğerleri o kadar iyidir ki gerçeği ortaya çıkarmak onlarca yıl alabilir.
The Collector Hangisi Gerçek?
Ekonominin parasal boyutu hakkında bir fikir vermek için; küresel sanat piyasası 2016 sonu itibariyle 57 milyar dolar, Türk resminde 2017 müzayede satışları toplamı 69 milyon TL. İlk beş sırada Burhan Doğançay, Kemal Önsoy, Fikret Mualla, Fahrelnissa Zeid ve Ömer Uluç.
Fransız Artprice’a göre 2022 yılında ilk kez bir milyondan fazla sanat eseri açık arttırmaya çıkarıldı ve bunlardan 705 bini satıldı. Ünlü müzayede evi Christie’s her biri 100 milyon doları aşan altı eseri satışa sundu.
Sanat piyasasında eserin sanatsal değerinden çok sanatçısı ve imzasına para ödenmektedir. Bunun başlıca nedeni alınan eserin maddi değeri yönünde bir risk yaşamamak veya bir başka yaklaşımla tekrar elden çıkarılmak istendiğinde bir değer kaybı riski yaşamamak oluyor. Bir sanat koleksiyoneri ya da bir müze için en korkutucu şey hiç şüphesiz ki, büyük bedel ödeyerek sahip olduğu sanat eserinin değersiz bir sahte eser çıkması.
Türk Sanatında Sahtecilik
Sanat tarihi uzmanı Mustafa Ergül’e göre 1990 sonrası tablo sahteciliğiyle ilgili haberlerde büyük artış görülmüştür. Sahte resim yapmak resim kabiliyetine ve iyi bir sanat tarihi bilgisine sahip olmayı gerektiriyor. Bir iş adamı, aldığı eserin sahte çıktığı duyulursa enayi olarak görüleceğini biliyor. O yüzden gidiyor aldığı yere, başka resimle değiştiriyor. Yurtdışında çok profesyonelce yapılmış sahte eserler var. Eğer yurtdışında önemli galerilerden almayıp ucuzunu arıyorlarsa aldanabilirler.
Aynı tablonun üç kere satışa çıkarılması, aynı resmin farklı imzalarla farklı müzayedelerde görülmesi, ressamı hayatta olan bir resmin kopyasının açık arttırma kataloğuna girmesi ve kulislerde konuşulan sahte tablo hikayeleri, güncelliğini hiç kaybetmeyen konu. 1980 sonrası, Turgut Özal devrine sermaye kesiminde oluşan güvenle resim piyasası da hareketlendi. Sahte resimlerde o sıralarda artmaya başladı, eşyanın tabiatına uygun olarak para kokusu sahteciliği de peşinde getirmekte. Malum dünyanın her yerinde değeri artan bir şeyin taklitleri de çıkar.
Birçok sanatçının sahte eserleri yapılmıştır. Bunlar arasında en risk taşıyan isimler Nuri İyem, Fikret Mualla, Nedim Günsur, Burhan Uygur, Ferruh Başağa, Mustafa Ata, Fahrelnissa Zeid, Burhan Doğançay, Sabri Berkel, Adnan Çoker.
Fikret Mualla’nın taklidi zordur ama yine de çok sahtesi yapılmıştır. Sabri Berkel’in ve de son zamanlarda Adnan Çoker’in sahteleri artmıştır. Alırken çok dikkatli ve araştırıcı olmakta fayda var. Ressamın kendisinden direkt almak, sipariş vermek de güvenli bir yol olabilir.
Sahtecilik öyle noktalara ulaştı ki, sahteleri ile kitap bile bastırdılar ve resimleri satarken o kitabı referans aldılar. Sahtecilik zeka da ister dimi.! Maalesef zekanın dolandırıcılıkta kullanmış olması, sebebi basit, kolay para. Piyasanın karlı hale gelmesiyle kötü niyetliler de artmakta.
2000’li Yıllardan itibaren de Hat Sanatı eserlerinde fiyatların yükselmesiyle sahtecilik de doğru orantılı olarak fazlasıyla artmıştır.
Müzayedelerden bir sanat eseri aldığında için rahat mıdır?
Açık arttırma kataloğuna girmeden önce eksper eserlere bakar ve uygun gördüklerini satılabilir kaydı düşer. Ancak eksperin de atlayabilme ihtimali olabilir mi dersen, olabilir denir. Genelde eksper şu eser incelenmiş ve orijinal olduğu kanaatine varılmıştır der ki bunun hiçbir hukuki karşılığı ve sorumluluğu yoktur. Sahte çıkarsa talihine mi küs denir acısını çekerken?
Özellikle gelişmiş ülkelerde resmin hangisi olduğunu, ne zaman yapıldığını ayrıntısına kadar belirleyen laboratuvarlar kurulmuş olsa da, sahtecilikle başa çıkmanın başarı oranı yüzde yüz denilebilir mi, cevabı zor.
Ülkemizde sahteciliğe karşı patent sahibi ressam Dr.Abbas Ketizmen son tamamlanan projesi “Sanat eserleri sahteciliğine karşı geliştirmiş olduğu “Kriptometrik Sanat Eseri Künyesi” sanat eserlerinde yaş tayini bakımından en önemli unsurlardan biridir.
Sanatta Sahteciliğin Dünyadaki Görünümü
Sanatta sahtecilik genellikle daha ünlü sanatçılara atfedilen sanat eserlerinin yaratılması ve satılmasıdır. Yasal bir suç olarak, bu sadece ünlü bir sanatçının temel özelliklerini bir sanat eserinde taklit etmek değil, aynı zamanda sahtecinin kasıtlı mali niyetidir. Sahte sanat üretenler, yakalanmalarına yol açabilecek olası hataları örtbas etmek amacıyla çalışmalarında, kimlik doğrulama yöntemlerinde uzmandırlar.
Son derece kazançlı olan sanatta sahtecilik, konu kolay para olunca, dünyanın her yerinde görülmüş ulup, son yıllarda, özellikle ABD ve İngiltere gibi ülkelerde, çok ciddi müzayede evlerinin varlığı, modern tarihleme ve analiz tekniklerinin gelişmesi, sahte sanat eserlerinin tanımlanmasını çok daha basit hale getirmiştir.
Dünyayı sarsan sanat sahteciliğinden örnekler:
John Myatt & John Drewe
Bunlardan biri, Fransız ressam Henri Matisse (1869-1954) sahteleri dahil olmak üzere birçok sahte resim üreten İngiliz sanatçı John Myatt (1945- ), İngiliz sanat sahtekarlığı tedarikçisi olan John Drewe ( 1948- ) ile birlikte 20.yüzyılın en büyük sanat sahtekarlığını gerçekleştirmişlerdir.
John Myatt sahtekarlıktan hüküm giymiş, mahkumiyetinden sonra da “gerçek sahte ürünler” yaratarak sahtecilik kariyerine devam etmiştir.
John Drewe ise, sanatçı John Myatt’ı kullanarak sanat suçu işlerinden yaklaşık 1,8 milyon Sterlng Pound kazanmıştır. Hatta Henri Mattisse'in sahteleri de dahil olmak üzere Myatt'ın çalışmalarını Sotheby's ve Christie's gibi kuruluşlara satmayı başarmıştı. Scotland Yard 1995 yılında Myatt'ı yakaladığında ikili yaklaşık 200 sahte satmıştı.
Tüm Zamanların En İyi Sahtecisi: Van Meegeren
Han Van Meegeren (1889-1947) 20. Yüz yılın en usta sanat sahtekarlarından biri olarak kabul edilen Hollandalı bir ressam ve portreciydi.
Johannes Vermeer (1632-1675) ölümünden sonra ailesine borç bırakmış Hollandalı ünlü barok Ressam. “İnci Küpeli Kız” tablosu başyapıtıdır.
En büyük sahtecilik skandallarından biri, 1930'larda ve 1940'larda, az tanınan Hollandalı bir sanatçı Han van Meegeren'in 60 milyon dolarlık kazanç sağladığı birkaç sahte Vermeer eseri yapıp satmasıyla meydana geldi.
Nazilerden nefret ettiğini söylüyor Van Meegeren, ama savaş boyunca onlarla iş yapmaktan, partiler vermekten, iyi geçinmeye çalışmaktan da vazgeçmemiş. Servetine servet servet eklemiş. Üst rütbeden Nazilerle arkadaşlık etmiş.
Dolandırıcılığı ancak, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra, sahte bir Vermeer resmini Nazi lideri Göring'e satmasından ötürü ihanetle suçlandığında keşfedildi.
İsa ve Zina Yapan Kadın - Johannes Vermeer (Sahtesinin 1,6 milyon florine satıldığı iddia edilen tablo.)
Van Meegeren, paha biçilmez sanat eserlerini Nazilere satmadığını, yalnızca bir çakmasını sattığını kanıtlamak için umutsuz bir çabayla, basın ve mahkeme tarafından atanan tanıkların önünde yeni bir Vermeer çizmeyi kabul etti ve böylece ihanet suçlamalarından kurtuldu. Kendini de tüm zamanların en hünerli sahtekarlarından biri olarak tanıtmış oldu.
The Last Vermeer başlıklı filmi ilgi duyanlar Netflix’de bulabilir.
“Son Vermeer” 2019 yapımı filmi Nazilerin kaçarken arkalarında bıraktığı eserlerin peşine düşen bir askerin hikayesini konu ediyor. Eserleri Nazilere kimin sattığını bulmaya çalışan asker, durumun düşündüğünden çok daha fazlasını içerdiğini keşfeder.
Mahkemede Han Van Meegeren Hollanda’nın kültürel miraslarını Nazilerle satmakla suçlanıyor. İsa ve Zina Yapan Kadın tablosunu 1.6 milyon florine satarak daha da zenginleştiği iddia ediliyor. İddiaya Van Meegeren “ Evet düşük fiyat verseydim şüphelenirlerdi ” diye cevaplıyor.
Savunma ise onun Nazileri kandıran bir vatansever olduğu iddiasında.
Beraati sonrasında onu savunan asker kendisine sorar; “Tarihte kendi yerini talep edebilirdin, Tanrı sana gereken yeteneği vermiş, ama sen bunu harcadın, sanırım cesaretin yokmuş”. Cevapsız kalır sorusu.
Hayatı boyunca kaç Vermeer sattığı bilinmiyor, ama tüm zamanların en iyi sahtecisi olarak görülüyor.
Frida Kahlo Tartışmalı Koleksiyonu
Carlos Noyola ve Leticia Fernandez, Frida Kahlo'nun sanat eserlerinden oluşan muazzam bir koleksiyonunu toplar ve 2009 yılında ünlü sanatçının resimlerini, kişisel eşyalarını ve yazışmalarını detaylandıran bir kitap yayınlamaya karar verir. Kitap öfkeye yol açar ve sanat dünyasından pek çok kişi koleksiyonun sahtekarlık olduğunu iddia eder.
Koleksiyonun çoğunun veya tamamının sahte olduğu kesin olarak kanıtlanırsa, şimdiye kadarki en büyük koleksiyonlardan biri olacaktır.
***
Özetle sanat eseri sahteciliği şimdiye kadar var olan en az korkulan suçlardan biri olmuştur. Binlerce sanat profesyonelinin ve sıradan insanın ilgisini çekmeye devam etmektedir. Hüküm giymiş sanat sahtekarları sıklıkla, sanatsal becerileri ve başarabildikleri numaralar nedeniyle övülen ünlülere dönüşebilmektedir.
Sahte bir sanat eserinin işaretlerini, yapıldığı devrin özelliklerini, sanatçının üslubunu iyice araştırılmalıdır. Konu bir yazıya sığacak olmaktan çok uzak olup ben burada sadece farkındalık yaratmak istedim.
Sanata İlgi Mutluluk Hormonu (paradurumu.com)
17 Kasım 2023
Suadiye