'Gılgamış'
"Tabletlerin kimi kayıptır... Var olanlarda ilk bölümler Gılgamış'ın Enkidu ile dostluklarını, sınavlarını, egolarını, kendilerini saflaştırma çabaların anlatarak ilerler. Arası kopuktur, sonra bir başka hikayeye geçer."
İpek Hanım Çiftliği çok çok çalışarak kendi yolunda ilerleyip
kendi yokuşunda tırmanıyor. Her hafta anlatıyorum ama asıl sözü
tabağınız ve damağınız söylüyor. Kokluyorsunuz, görüyorsunuz,
tadıyorsunuz, tanıyorsunuz.
Bu Cumartesi, böylesi dinamiklerin içindeyken bir şey yazamadım.
Tadım kaçtı haliyle. Herkes gibi büyük bir endişe ile olanı -
biteni izliyorum. Kimin haklı, kimin haksız olduğu açıyı
değiştirdikçe sis bulutları içinde karmakarışık. Bir ömür, 55 sene,
ajans - haber - gazete, izle izle bitmedi. Durmadı, durulmadı,
artık benim bünyem kaldırmıyor.
Ait olduğum nesile ve yaşamımın tümüne sanki olayların bütünü denk geldi. Herkesin bir diğerine karşı işlediği insanlık suçlarına tanık ola ola ruhlarımız dengesini kaybetti. Kalplerimiz taşıyamayacağı yüklerin altında titredi. Bitecek gibi de durmuyor, tam aksi bugün her şey daha yüksek bir level'a çıkıyor.
Savaşları başlatanlara, toplu göçlere sebep olanlara, açlığı - kıtlığı besleyenlere, terörü ayarlayanlara, uygulayanlara, açılan kartlara, göstere göstere uygulanan planlara... hepsine denk geldim. Dünyayı perişan ettiler. Köle ettiler, sömürge ettiler, toplu imha ettiler, şeytanın aklına gelmeyecek fenalıkları icat ettiler. Yoruldu artık dünya. Çok yorulduk.
Çocukken çok sevdiğim Gılgamış'ı anımsıyorum bugün.
Tabletlerin kimi kayıptır... Var olanlarda ilk bölümler Gılgamış'ın Enkidu ile dostluklarını, sınavlarını, egolarını, kendilerini saflaştırma çabaların anlatarak ilerler. Arası kopuktur, sonra bir başka hikayeye geçer.
Bir tufan betimlenir, insanlığın bir devri kapanır ve yeni bir insan doğar dünyaya. Ölümsüzdür. Tanrılar tarafından gönderilmiştir, yeni devrim tohumlarını saçacaktır. Gılgamış ise onu, yani Utnapiştim'i bulmak için dağları ve denizleri aşacaktır. Canavarlar ile mücadele eder, ölüler denizini geçer, akrep adamlarla mücadele eder ve ulaşır Utnapiştim'e. Ölümsüzlüğe ulaşmanın, tanrı olmanın ya da tanrı ile bir olmanın sırrını sorar. Utnapiştim kendine ulaşmak için bunca zorluğu göze alan Gılgamış'a acır. Denizin yedi kat altındaki ölümsüzlük otunu dayanamaz, ona anlatır.
Gılgamış otu bulur. Şehrine götürmek için yola çıkar, yolda yorulur, bir nehir kıyısında durur, dinlenmek ister. Otu bıraktığı yerden bir yılan çıkar, otu alır ve kaçar. Ölümsüzlük artık sadece yılana mahsustur. İnsana ise ancak ölümsüzlüğe yaklaşmak kalır. Erdemle, iyilikle, kalbiyle, vicdanıyla, yaptığı güzel işlerle bunu başaracaktır.
Sana, bana, işitene, anlayana... Bir dersin işaretidir. Bilgeliktir. Budur.