Geçmiş yılların ve günümüzün para karakterlerinin hayata yansımaları
"...Zamanı geri sarıp 50’li 60’lı yıllara bir yolculuk yaparsak ülkem insanının bugünkü gibi çok farklılıklar arz eden para karakterinin olduğunu düşünmüyorum..."
Hayatı, kişilik ve karakter oluşumunu şekillendiren nelerdir
diye geriye doğru gidildiğinde genelde çocukluk çağında yaşananlar
ortaya çıkmakta olduğu bir vakadır.
Sevgi yumağı içinde ya da travmalarla, yokluk veya bollukla
geçen çocukluk günleri, yetiştiği ailenin, çevrenin etkileri,
yaşadığı coğrafyanın gelenekleri, ailenin özellikle parasal
konularda yaşananlar karşısındaki davranışları, bütün bunlar
insanın ileriki hayatına yön verebilmektedir.
Hayatımızı ne yönetiyor diye bir soru sorulsa sanırım ilk gelen cevap para olacaktır. Para hayatımızı öylesini kökleşmiş şekilde yönetiyor ki, biri parayla derinlemesine bir ilişkisi olmadığını düşünüyor ama para onun kim olduğunu şekillendiriyor, bir diğeri her şeye para harcarken, bir başkası ev sahibi olma fikrine takıntılı olarak sadece para biriktirmeye odaklanıyor.
Bir tarafta hayaller, bunlara bizi ulaştıracak hedefler, planlar için parayı kazanma, diğer tarafta parasını doğru yöneterek finansal sağlığın sağlanması, finansal okuryazarlık bilinci ve farkındalığı söz konusu olduğunda çoğu insanın dikkate almadığı şey kişinin para karakteri ve paraya olan yaklaşımları ve duygusal tepkileri söz konusu olmaktadır. Her birimizin parayla ilgili kendi inanç ve duyguları vardır ve bunlar çoğunlukla bireysel yaşam deneyimlerimiz (örneğin, ebeveynlerimizden aktarılan veya mevcut durumlarımızdan etkilenenler) tarafından şekillenmektedir.
Yurdum İnsanının Geçmiş yıllarda Para Karakteri
Zamanı geri sarıp 50’li 60’lı yıllara bir yolculuk yaparsak ülkem insanının bugünkü gibi çok farklılıklar arz eden para karakterinin olduğunu düşünmüyorum. Ev kadınlarının kendi deneyimleri ile kazanmış olduğu finansal okuryazarlık bilinci ile aylık eve giren parayı bütçesini yaparak yönetmesi, tasarruf edebildiği zamanlar bankaya yatırması, ara ara altın alıp yastık altında saklaması, birikimler arttıkça bazı yatırımlar düşünülmesi, evde emekliliği gelip de ikramiyesi ile ev ve arsa satın alması. İşte oluşan, birbirine yakın para karakterleri.
Dolar ve Devalüasyon Günlerinin başlaması Değiştirdi mi Para Karakterini?
Türkiye, 19 Şubat 1947’de Uluslararası Para Fonu (IMF) v Dünya Bankası’na üye oldu ve ayarlanabilir sabit döviz kuru uygulamaya başladı.
Dövize yatırım duygusu o devirde gelişmemişti. Türk Parasını Koruma Kanunu zaten birçok döviz ile ilgili kısıtlamalar getirmekte idi. Ayrıca bir sabah uyandığında bir devalüasyon haberi artık sürpriz sayılmıyordu.
Devalüasyonlar;
7 Eylül 1946 Sabit kur 2,80 lira
4 Ağustos 1958 “ “ 9,00 lira
Aniden açıklanan devalüasyon kararlarının ardından çok sayıda ürüne yüksek oranlı zamlar gelmeye başlardı doğal sonucu olarak.
Cumhuriyet Gazetesi – 10 Ağustos 1970
1968 Yılında, uluslararası yük taşımacılığı yapan, yaklaşık 50 civarında çeşitli tonajlarda gemileri olan DB Deniz Nakliyatı TAŞ’de (DBCargo) göreve başlamıştım. Hiç unutmam 9 Ağustos 1970 sabahı yepyeni bir devalüasyon patlamış, dolar/TL kuru tam 15 lira olmuştu. İşte o gün benim para karakterim oluşmuştu sanki, nasıl mı, yarım asır uluslararası denizcilik sektöründe bulunmamdan ve gezgin bir kişiliğe sahip olmamdan olsa gerek, para karakterim Amerikan Doları ile şekillenmişti sanki. Yalan Dünya dizisindeki Vasfiye Teyze karakterinin söylediği gibi “ne çekti bu yurdum insanı doların oynaklığından”.
Tekrar DBCargo’ya dönersek, böyle bir şirketin döviz girdi çıktıları da çok oluyordu, gemileri dünya denizlerinde dolaşırken. En büyük sorun da transfer yapabilmek için Merkez Bankasından, bürokratik uğraşılarla permi almak, perminin ibrazı ile döviz transferi yapacak bankayı bulmak.
80’li yıllarda bir girişim olarak kurduğumuz Alpina Denizcilik ve Ticaret Ltd. Şti’de uluslararası denizcilik, taşımacılık, brokerlik, acentelik faaliyetleri ile meşgul olunca çok zorlanmıştık permi alıp transfer yapabilmekte. Hatırlıyorum da ne maceralı günlerimizdi yaşadıklarımız, tüm zorluklara rağmen uğraşılarımızdan istenen sonucu başardığımızda keyif de alabiliyorduk.
Hele daha ilk yıllarımızda “yurda en çok döviz getiren şirketlere verilen ödülü” alırken ben ve ortağım, kadim dostum Güven Tangöze ile birlikte kendimizle çok gurur da duymuştuk.
Yurt dışına çıkışlar kısıtlı olduğu gibi, beraberinde götüreceğin döviz de limitliydi. Çeşitli formüller yaratıyordu limit üstü birkaç dolar ilave etmek için seyahate çıkanlar...
Zamanın şartlarına paralel duyulan makro ihtiyaca göre ihdas edilmiş olan kanunla paranın değerini korumak nereye kadar mümkündü ki, sadece döviz harcamalarının kısıtlanmasına yardımcı olabiliyordu belki. Ekonomin güçlü ise, katma değer yaratan üretimin ve buna paralel ihracatın ve sair döviz girdisini artı noktaya getiriyorsa kanunla korumaya da gerek olmayacak.
Seneler geçmiş, 80’li yılların başlarında Türk Parası Kıymetinin Korunmasından büyük ölçüde serbestleştirilen kambiyo rejimine geçmiş ve 1990’da da Türk Lirası konvertibl olduğu, yani döviz kurunun serbest piyasa tarafından belirlendiği günler başlamıştı. Artık Amerikan Doları, ilgili herkes için günlük takipte idi.
Bir not düşmek isterim, evet Türk Lirası o gün bugün konvertibl paradır ancak rezerv para değildir, Yani Merkez Bankası döviz rezervi tutmak durumunda olduğu halde ABD Merkez Bankası olarak bilinen FED döviz rezervi tutmak zorunda değildir. Bir başka deyişle Amerikan Doları hem konvertibl hem de rezerv paradır. (Konvertibilite farklı ülke para birimleri arasında değişim işlemleri yapılabilmesi. Bir mini not; TL verip de karşılığında bulunduğum ülkenin parasını aldığımı anımsamıyorum)
80’li yıllar ve sonrasında Yurdum İnsanı Para Karakterleri ve İMKB
1980 sonrası para piyasaları ve kişisel para karakterleri bambaşka seyir göstermiştir. Ülke tarihinde 1980’li yıllarda piyasa ortalamasının çok üstünde yüksek faiz elde etmek için üst üste ortaya çıkan bankerlere paralarını yatıran pek çok tasarruf sahibi (bu da kısa zamanda ve yüksek oranda para kazanma para karakteri-ara ara ortaya çıkan, halen de mevcut saadet zincirleri ile avlanan para karakterleri) büyük zararlara uğraması nedeniyle yeni bir sistem arayışı sonunda Aralık 1985 sonu İMKB (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası) kurulur, zira bankerler krizi toplumsal bir infiale de yol açmıştır. (Bankerler krizinde Mevduat sahiplerinin paralarını geri çekmek istemesi nedeniyle 250'ye yakın banker batmış, 300 bin civarı kişi 62 Milyar Türk Lirasını kaybetmiştir).
Kolay ve yüksek oranda para kazanma karakterine sahip olanlar, maalesef hiç bitmeyen ve bitmeyecek saadet zincirlerine av olmuşlardır. Unutamadıklarımdan biri insanların çiftlik resimlerine para yatırıp beş on misli kazanç vaatlerine inanıp paralarını kaptırmalarıdır.
Bankerler krizi sonrası bankalar krizi başladı, isimlerini kolayca sayılamayacak kadar bankalar, bankerler usulü ortalama üstü faiz oranları ile kendilerine çektikleri tasarruf sahiplerinin paraları da çoğunlukla buhar olmuştur 2001 krizi sonunda. Aklıma ilk gelenler İmar Bankası, İktisat Bankası, Kent Bank, Türk Ticaret bankası ve ilah…
Artık insanların Para Karakterleri çok farklı yönlere kaymıştır, anlatmaya gerek yok, mevduatlar, başta altın değerli madenler, borsalar, fonlar, kripto paralar, sanat eserleri, hatta fosiller(!) ve bir dolu yatır kazan sistemleri…!!! Her şey dijital ortamlarda, mobil bankacılık kolaylığı ve hızında.
Tüm bu hızlı, kolay yüksek oranda kazanç bekleyen insanlarımız acaba finansal okuryazarlık, para ve finans piyasaları hakkında bilgi sahibi ve merak edip soran soruşturan kişiliklere sahip olsalardı bu kadar birikimlerini bir anda kaybederler mi idi. Hem sosyolojik inceleme gerekir, hem de daha okul çağlarından başlayarak bu bilincin yaratılmasında geniş çaplı eğitimler gerektiği izahtan varestedir.
Para Durumu, FODER ve MONAY platformları ve benzerleri gerçekten yurdum insanına, özellikle gençler ve kadınlara olabildiğince senelerdir finansal okuryazarlık bilincini ve farkındalığını yaratan eğitimler vermektedir tüm medya ve sair kanallar vasıtasıyla.
Genel Anlamda Merak ediyorsan Kendi Para Karakterin Hangisi Diye;
1-Para Biriktiren:
Hayatta daha güvende hissetmenin tek yolu para biriktirmektir. Hatta bazen aklında gerçek bir nihai hedefin olmadan bile. Çok da tutumlusundur bu kişiliğe sahipsen, ne nerede en ucuz diye de araştırırsın.
Para biriktirmekle hayattan keyif almak arasında bir denge bulmak, gelecekte kendini nerede gördüğünü ve birikimlerini oraya ulaşmak için nasıl kullanabileceğini de düşünün.
2-Para harcayıcı
İstek mi ihtiyaç mı diye kendine sormadan para harcama eğilimdesin. Dışa dönük bir kişilik, sebepsiz de insanlara özel ikramlarda bulunmayı seviyorsun. Anlık tatminler için para harcamaktasın, özellikle duygusal sıkıntı içinde olduğunda.
Borçların bir kenarda dururken de harcama yapar, bazen de alışveriş çılgınlığına kendini kaptırır. Hatta büyük alışverişlerini ailesinden bile saklar.
En iyisi finansal okuryazarlık bilincine sahip olarak bütçe, plan, tasarruf, yatırım konularını kendine hatırlatman
3- Mutluluk ve Başarı daha fazla para kazanmakta:
Enerjinin çoğunu mümkün olduğunca çok para kazanmaya harcama kişiliği.
Finansal başarı, özgürlük, servetini arttırmaya öncelik vermek, önemli ilişkileri ihmal etmek, örneğin sevdiklerinle, ailenle kaliteli zaman paylaşmak yerine hafta sonları da çalışmaya odaklanmak.
Hayatta paradan fazlası da var, kazandığından vermek, yardım etmek, önemli bir amaca bağış yapmak, ailenle tatile çıkmak iyi gelecektir.
4-Paraya Kayıtsız:
Nadiren parayı düşünür, bütçe oluşturmaz, paranın önemli kararları etkilememesi gerektiğini güçlü şekilde hisseder.
Paraya kayıtsız olan birçok insan, mutlu olmak için yalnızca makul miktarda paraya ihtiyaç duyduklarını düşünür.
Mali açıdan rahat olsan bile, paranın nereye gittiği, aylık harcamaların ne olduğu ve borcunu ne durumda olduğu gibi şeyleri bilmeye özen gösterin.
5-Maceraperest:
Aşırı cömert bazen de manasız, dünyaya bir kere gelmişiz harca gitsin.
6- Fedakar;
Parasını başkaları için harcamaktan ve yardım etmekten mutluluk duyan, kendi ihtiyaçlarını göz ardı da edebilirken, belki de iyi bilinsin, sevilsin ihtiyacı
7- Endişeli:
Ne kadar paran olduğundan ziyade, onu kaybedeceğinden sürekli endişe duyan. Param biterse ne yaparım vesvesesi. Finansal endişelerin kaynağı ne, onu düşün.
8- Alışveriş bağımlısı:
Anlık mutluluk verir gibi yansısa da genelinde huzur ve mutluluğa götürmez.
Daha birçok para karakterleri de sayılabilir, risk alabilen, girişimci, yaratıcı vesaire.
Hangi karakterde olursan ol, doymak bilmez merak sahibi, soran (ben kimim ne istiyorum dahil), sorgulayan, araştıran kişiliğe, okumaya, finans, hukuk, genel muhasebe nosyonlarına sahip olmak hayatını ve paranı doğru yönetmene yardımcı olacaktır.
8 Nisan 2024
Suadiye