Bir Flamenco anısı ve La Coruna
"Salonda sessizlik, flamenco dansçısı ve şarkıcısı kadın, çarpıcı kıyafetleri ile tam önümüzde dansına ve nağmelerine başlamıştı. Öylesine etkiliydi ki kendimden geçmiştim dansın ve müziğin etkisi ile..."
Hava tam da limonata gibi denilen güzellikte, yemekler yenmiş
içilmiş, şipşirin bir Atlantik Okyanusu liman kentindeyiz,
gezinirken ışıl ışıl sokaklarında hissediyoruz hareketli bir gece
hayatı olduğunu, insanlarından, barlar ve kulüplerinin
renkliliklerinden.
Grubumuzda sesler yükselmeye başlıyor girelim bir kulübe,
görelim nasılmış Galiçyalıların gece eğlenceleri diye. Anında
eveeet sesleri yükseliyor aramızda, gel gör ki hangi kapıya gitsek
saat 10 olmadı henüz cevabını alıyoruz. Yunanistan’da özellikle
Selanik’te de benzer durumlarla karşılaşmıştık, hani akşam yemeğine
bile millet gece 11 de gidiyordu. Oluşmuş farklı kültürle, o
kültürleri yörenin insanları ile birlikte yaşamış olmakta güzel,
bir de öğlen işyerlerini kapatıp uzun bir siestaları var ki…
Akdeniz insanı böyle derdim ancak sonra fark ettim ki ılıman sıcak
deniz kıyısında yaşayan şehir insanları genelde böyle
kültürdeler.
Saat gecenin 10’u olmuş, ilk gözümüze çarpan kulüpten daldık içeri, daha ilk bakışta ambiyansı güzel bir gecenin bizi beklediğini söylüyordu sanki. En önlerde bir masa oluşturduk, biraz sonra show başladı, müzik ve gösteriler harika.
Bir müddet sonra baştan aşağı siyah deri ve ilginç kıyafetleri ile “show girl”ler sahnede belirdi. Gösteriler tüm hızı ile devam ediyor, bir ara bir kadın ve bir adam, kadın elinde kamçı, emreden sanki, erkek ise boyun eğen (o devirde yazılım falan da yoktu erkeğin yazılımının yenilenebileceğine olanak sağlayan…!!!) . Ve nihayet aradığımız beklediğimiz müzik, gitardan çıkan flamenco nağmeleri, duyulmaya başlamıştı.
Salonda sessizlik, flamenco dansçısı ve şarkıcısı kadın, çarpıcı kıyafetleri ile tam önümüzde dansına ve nağmelerine başlamıştı. Öylesine etkiliydi ki kendimden geçmiştim dansın ve müziğin etkisi ile.
Flamenco gerçek ruhu ve tüm tutkusu ile karşımızdaydı, ben ne zaman nasıl kaptırdım isem, iki kolum havada dansçı kadınla karşılıklı dans ediyor buldum kendimi. Eller şakıyor, ayaklar yere vuruyor, karşımdaki flamenco dansçısı bana hem eşlik hem yardım ediyor, bırakmaya da niyetli gözükmüyor. Kendimden geçmiş, kim bilir ne haldeyim, bir ara çok yorgun düştüğümü hissettim ve durdum. O anda birden müthiş alkış sesleri salonda, ben tam şaşkın ördek, dansçı kadınla İspanyol usulü (!) sarıldık, sonra oturdum yerime. Hayatımın ilk ve son flamenkosu idi.
Flamenco
Flamenco uzun yıllardır devam eden bir geleneği ve insanlığın somut olmayan kültürel mirasını temsil eden, kökleri Endülüs folkloruna dayanan, popüler bir sanatsal ifade biçimidir.
Bir bakıma, isyanın ve meydan okumanın dansıdır flamenco, toplum tarafından dışlanmış toplulukların kendilerini ifade ediş şeklidir. Acı, mutsuzluk, hırs ve özgürlük üzerine kurulan bu dans, sert duruşları ve ifadeleri ile bu duyguları yansıtmaktadır. Başkaldırının en zarif hali, tutkulu, baştan çıkarıcı ve bazen de kederli renklerle müzik destanıdır.
O geceki dans ve melodi de beni benden almış olmalıydı ki kendimi flamenco (!.) yaparken bulmuş olmalıyım.
İspanya’ya gidenler, ben de öyle, geçek bir gösteri izlemek istesekte, genelde hep turistlere hitap eden yerler önerilmiştir. En akılcısı, taksi şoförlerinin önerisi olmuştur gezgin hayatımda, her anlamda, ne arıyorsanız, buna Viyana’da şnitzel en iyi nerede yenir dahil.
Uzun yıllar öncesine ait bu anımı hatırlatan telefonuma düşen bir flamenco videosu idi. Gönderen yıllardır Para Durumu ve MONAY grubundan tanıdığım, kültürü, zarafeti ve güzel yüreği ile Pınar Kılıç Vappreau idi. Dans eden de bizzat kendisi.
-MONAY Product Manager Pınar Kılıç Vappreau- flamenco videosu-
La Coruna
Flamenco anımı yaşamış olduğum bu şirin liman kenti hakkında birkaç satır yazalım mı, ne dersiniz?
Hala anımsarım, şirinliğini, gezinti yerlerini (promenade), gecesinin ışıltılı görünümünü, Fransız, İspanyol, Galiçya karma kültürünü.
Atlantik Okyanusuna kilometrelerce yayılmış plajlarıyla, dalgalarının sunduğu su sporları, bol bol deniz mahsulleri ve sokaklarıyla gezilesi bir kent.
Bir de Deportivo La Coruna futbol takımını, Galatasaray ile maçlar da yapmış olan.
Gezilecek yerleri zikretmeye pek gerek yok, zaten dolaşırken gözünüze çarpacaktır, ilginizi çeken yerleri ziyaret edersiniz. Mesela;
Casa Picasso : İspanya Malaga doğumlu Pablo Picasso (1881-1973), on- on beş yaşlarında La Coruna’da yaşamış. Sanata yeni merak sardığı bu dönemde La Coruna plajları ve insanları, limandaki balıkçılar ve kentin önemli eserlerini tablolarına
E Torre de Hercules (Herkül Kulesi) : 250 Basamak çıkmayı göze alanlar kentin simgesi olan bu deniz fenerinin tepesine çıkabilir. Etrafında yürüyüşler ve manzaralara da kavuşmuş olursunuz.
Castelo de San Anton (San Anton Kalesi): 16. Yüzyıla dayanan, arkeoloji müzesi
Bellas Artes da Coruña: Ağırlıklı İspanyol ressamların eserlerinin olduğu bu müze, aynı zamanda dünyanın en önemli sanat müzelerinden biri olan Prado müzesindeki bazı eserleri de dönemsel olarak sergiliyor.
***
İlgilenenlere:
Uçak bilgi linki;
La Coruña Uçak Bileti Fiyatları | Türk Hava Yolları ® (turkishairlines.com)
8 Mayıs 2024
Suadiye