Toplumsal Varlık ve Değerler
‘’Değerleri vardır, kişiliklidir, sahip çıkmıştır değerlerimize her daim.” diye duyarız ya da biz söyleriz zaman zaman başkaları için… Her kültürde farklılık gösterse de bireysel davranışlar ve ilişkiler de toplumun kendisinde yerleşmiş değerleri vardır.
‘’Değerleri vardır, kişiliklidir, sahip çıkmıştır
değerlerimize her daim.” diye duyarız ya da biz söyleriz zaman
zaman başkaları için… Her kültürde farklılık gösterse de bireysel
davranışlar ve ilişkiler de toplumun kendisinde yerleşmiş değerleri
vardır.
Peki o zaman soralım bakalım değerlerinizi nasıl tanımlarsınız
diye... Değerler nedir ya da sahip olduğunuz değerler, yaşama ve
çalışma şeklinizdeki önemli olduğuna inandığınız şeylerdir diye mi
düşünürsünüz?
Değer yargıları giderek değişmektedir. Özellikle de yaşamı algılamaya başladığım 50’li 60’lı yıllardan sonra. Giderek değişen dünya insanında, değerler dediğin zaman borsadaki hisse senetleri, bankadaki parası, toplayacağı kiralar ya da parmağındaki tek taş yüzüğün kaç karat olduğu anlaşılmaktadır. Çok yıllar öncesinde, antik çağlarda, insanlar kendi yarattıkları hayali tanrılara ya da putlara tapardı. Şimdiyse özellikle de dünya nüfusunun yüzde birini belki de geçmeyecek sayıdaki insanların sanki paraya tapıyor olması gibi.
Uluslararası yardım kuruluşu olan OXFAM tarafından yayımlanan “Önemseme Zamanı” (Time to Care) adlı rapora göre;
- Tüm dünyada 2.153 milyarder mevcut. Dünya nüfusunun yüzde 60’ını oluşturan yaklaşık dört buçuk milyar kişiden daha zengin.
- Dünyanın yüzde 1’lik en zengin kesimi yaklaşık yedi milyar kişiden iki kat daha fazla gelire sahip.
- Dünyanın en zengin 22 kişisi Afrika’daki tüm kadınlardan daha fazla varlığa sahip.
https://www.oxfam.org/en/press-releases/worlds-billionaires-have-more-wealth-46-billion-people
Değerler yılların hatta asırların birikimidir. Her toplumda yaşanmışlıklardan damıtılanlar, gelenek ve görenekler kültürlerde vücut bulmuştur. Değerlerimiz önemlidir. Büyümemize gelişmemize yardımcı olurlar. Deneyimlemek istediğimiz geleceği yaratmamıza yardımcıdırlar.
Aslında her toplumu var eden değerleridir. Var olabilme için değerlere ihtiyaç vardır. Bu da toplumun birliğini ve beraberliğini kuvvetlendirir. Tabii ki toplumsal hayatın kabul edilmiş olan davranış, düşünme, şekilleri ve tarzları bireyin dışındadır. Bir bakıma toplumsal bilinç ve değerler bireyin değerlerini de şekillendirmektedir. Değerleri kültürden bağımsız bir şekilde ele almak ve anlamak mümkün değildir. Çünkü, değerlerin kaynağı kültürdür; bilimsel anlamdaki kültür, toplumsal değerleri içermektedir.
Yaptığınız şeyler ve davranış biçiminiz değerlerinizle uyuştuğunda hayat genellikle iyidir, memnun ve mesutsunuzdur. Kişisel değerlerinizle uyuşmadığında işte o zaman bir mutsuzluk kaynağı olabilir. Değerlerinizi kabul ettiğinizde ve onları onurlandıran davranışlarda bulunduğunuzda, planlamalar yaptığınızda ve kararlar aldığınızda hayat sizin için çok daha kolay ve huzurlu olabilir.
Bireysel değerler, yaşamınızda nasıl göründüğünüzü ve özel ihtiyaçlarınızı, yaşadığınız ilkeleri ve kişisel faydanız için neyi önemli gördüğünüzü yansıtır. İlişki değerleri ise arkadaşlarınız, aileniz ve hayatınızdaki diğer insanlarla nasıl ilişki kurduğunuzu yansıtır. Samimiyet, açıklık, güven, cömertlik ve ilgiyi içerir. Toplumsal değerler ise sizin toplumla nasıl ilişki kurduğunuzu yansıtır, gelecek nesiller, çevre bilinci, ekoloji ve sürdürülebilirliği içerir.
Hayatın devamlılığında değerleriniz de değişebilir. Kariyerinize başladığınızda para ve statü ile ölçülen başarı en büyük öncelik olabilir. Ancak bir aileniz olduktan sonra iş-yaşam dengesi daha çok değer verdiğiniz şey olabilir. Başarı tanımınız değiştikçe kişisel değerleriniz de değişir.
İyi insan bilgili ve kendini ahlaki bir varlık olarak ortaya koyabilmek için gerekli doğru bilgiye sahip olabilen insandır. Antik çağ Yunan filozofu Sokrates’e göre kendini bilmek insana bir amaç yükler. Descartes’e (1596-1650) göre ruh ve bedenden oluşan insan, aklını gücü yettiği kadar iyi kullanan, bütün işlerinde en iyi olduğuna hükmettiği şeyi yapabilmek için sağlam ve sabit bir iradeye sahip olan bir varlık olmak zorundadır. İnsanın temel düşüncesi ruhun gerçek gıdası olan bilgeliği aramak ve böyle büyük bir iyiliği istemektir.
1936 İstanbul doğumlu bir Rum ailesinden olan Felsefeci Filozof
İoanna Kuçuradi, İnsan ve Değerleri kitabında şöyle der; ‘’Aynı
insanların, aynı eylemlerin, aynı olayların, aynı durumların farklı
şekillerde değerlendirilmesi insan dünyasının bir olgusudur.’’
Bu olgu kimi düşünürleri değerlerin göreli olduğunu ileri sürmeye
ve bundan eylemle ilgili sonuçlar çıkarmaya götürmüştür. Kimi
filozoflar da bu sava karşı değişmez, evrensel değerler olduğunu
temellendirmeye çalışmıştır.
Değişik ve değişken dünya görüşlerinin ve normların varlığı, ayrıca
da aynı konularda değişik ve değişken normların çokluğu olgusu,
yüzyılımızda çoğulculuğun bir ideal haline getirilmesine yol açmış;
bu çoğulculuk da, yüzyılımızın ikinci yarısında kimi düşünürleri
bütün görüşlerin ve normların eşdeğer olduğunu ileri sürmeye
götürmüştür.
Psikolog ve akademisyen Doğan Cüceloğlu’nun (1938-2021) değerler konusundaki çok güzel tanımlarını da burada zikretmek isterim;
“Bir ailenin, şirketin veya bir ulusun yolculuğunda kullanacağı pusulayı bilmesinin yaşamsal önemi vardır. Bu pusulaya değerler adını veriyoruz; ailenin değerleri, şirketin değerleri onlara rehberlik eder. Bir ulusun değerleri o ulusun anayasasının temelini oluşturur; ulusun anayasasının ulusça paylaşılan değerler üstüne kurulu olmasının yaşamsal önemi vardır. Anayasa değerler temelleri üstüne oturduktan sonra, tüm yasaların zamanla gözden geçirilerek bu değerlerle uyum içine girmesi gerekir.
Ailenin, şirketin, ulusun değerleri temelde aynı ise o zaman toplumun tümünde zaman içinde bir ahenk oluşur. Eğer ailenin, şirketin ve ulusun değerleri farklı farklı ise zaman içinde çatışma ve sürtüşmelerden kaçınılamaz.''
Yine Cüceloğlu’na göre, temel değerler iki başlıkta toplanabilir.
Varoluş değerleri; dürüstlük, medeni cesaret, barışçıl olmak, kendine inanmak ve geliştirmek, kendine hâkim ve ölçülü olmak, aile ve diğer kutsal inançlara saygılı olmak
İlişki değerleri; güvenilir olmak ve sadakat, saygı, sevgi, empati, iyi kalpli ve arkadaşça olmak, hakkaniyet ve adil olmak
Toplumun değerlere bağlılığı ve ona sahip çıkması, devamlılık ve sürdürülebilirlik arz etmesi mevcut yapıyı güçlü kılar ve değişim isteklerini dışlar, değerlere olan bağlılık zayıflarsa, normlar değişir, maddiyat baskın çıkarsa toplumsal yapıda sosyal değişim başlar.
Toplumsal ve dahi bireysel, ilişkisel değerlerimize sahip çıkarak, gelişen çağın gereksinmelerine ayak uydurarak, modern ve özgür düşünce ve hayat tarzı ile demokrasiyi sahiplenerek, bilime önem ve saygı göstererek adil, hoşgörülü, sevgi saygı dolu refah içinde huzurlu sağlıklı yaşam dileği ile.
13 Temmuz 2021
Heybeliada
What Are Your Values? - Decision-Making Skills from MindTools.com