Fethi Denizmen yazdı: İçi mutlu
İki kadın, biri Oprah Winfrey, ABD televizyon tarihinin en çok izlenen talk show sunucusu, diğeri Naomi Campbell’da dünyaca şöhret İngiliz top model. Bir gün Naomi Oprah’ın showuna gelir ve konuşma yaparlar. O konuşmada Naomi bir ara şunları söyler Oprah’a…
Naomi & Oprah / in Talk Show – April
2010
“2008 yılında Cannes Film Festivali’nde Rus emlak kralı Vladislav Doronin ile tanıştım. Moskova’da yaşadık birlikte. Dünyadaki birçok şehri dolaştım ama burası benim en sevdiğim şehirlerden biri. Burada olduğum için çok mutluyum. Vlad’ın eski sevgilisi ve kızları ile iyi anlaşıyorum. Onun sayesinde birkaç korku ile yüzleşecek gücü buldum, kayak yapmayı ve yüzmeyi öğrendim.“
Söyleşinin yapıldığı tarihte, 40. doğum gününe günler kala, Naomi ne kadar güzel olduğunun hala farkında olmadığını söylüyor.
“Benim için yaşlanma süreci, cildimin nasıl göründüğü umurumda değil, şimdi önemli olan içerisi. Ve her şeyin yolunda olduğu o barışa, huzura gelmek için iyi görünebilirim, ama içeride de aynı şekilde görünmem gerekiyor, işte buna ulaşmaya, başarmaya çalışıyorum.”
Naomi & Vlad
(Not. 1970 Londra doğumlu Naomi’nin, Vladislav’dan önce birçok beraberlikleri olmuştur, babasını hiç tanımadı, annesi Jamaika kökenli balerini, 15 yaşında keşfedildi. Annesinin turneleri nedeniyle çok yer gezdi.)
İnsan hayatında kendi mutluluğu, huzuru, hatta özgüveni, sevecenliği, barışçılığı ve benzeri güzellikleri gerçekte kendi iç dünyasındaki huzurla doğru orantılıdır. İç huzurun varsa yaşam bir cennettir, ama iç dünyanda huzura kavuşamazsan, kendi kendinle kavgalı isen, bilinmeyen korkulara takıntılı isen, ne kendin ne yakın çevren senden huzur alabilir. İnsanlar çevresinde huzurlu, neşe veren, hayat veren, enerji saçan kişilikleri istemekte, onların peşinden gitmekte. Naomi, her şeye sahip dünya çapında top model, ama iç dünyasında bir türlü huzura kavuşamamış, söyleşinin yapıldığı tarihte, 40 yaşına geldiği halde (bugün 52 yaşında), hala kendini aramakta, psikologlar, psikiyatristler, teskin edici ilaçlar vesaire de çare aramakta.
Stresli insanlar, endişeli ve vesveseli kişilikler, negatif düşünenler, bardağın hep boş tarafına bakıp sadece çirkinlikleri gözlemlemeye odaklanmış beyinler bırak iç huzuruna ve ruh sağlığına kavuşmayı bedensel olarak da diyabet, panik atak, böbrek sorunları, sırt ağrıları gibi çeşit çeşit rahatsızlıklara ve dahi hastalıklara davetiye çıkarmışlardır farkında olmadan. Her şeyi ve başkalarını kontrol etmeye çalışanlar, başkalarının, yakın çevresinin kendisi hakkında ne düşündüğünü dert edinenler, mükemmeliyetçi olma adına kendini kandıranların da huzura ve mutluluğa kavuşması zordur.
Stresin, özellikle kronik şekilde devam etmesi halinde, vücudumuzda yapma olasılığı yüksek olan tahribata dikkat çekmek isterim. Zira vücudumuz, böbrekler kanalıyla stres (kortizol) hormonu salar, kronik stres halinde normalin üst seviyelerine çıkan bu hormon nedeniyle kas dokusu bozulmaya başlar, kan şekeri kontrolden çıkar, hatta beyin hücreleri zarar görebilir.
Birey kendine ve çevresine saygılı olduğu, görüntü ve ses kirliliği yaratmadığı müddetçe kendini özgür kılmalı, özgüvenli, ayağı yere basar olmalıdır. . Bu belki doğuştan gelen bir güzel özellik ve karakter ya da ilaveten belki de, kendini bu konuda eğitmekten, güzel ve yüksek kültüre erişmekten, huzurlu güzel karakterli insanlarla beraber olmaktan da beslenebilmektedir.
Bir de çok şeye ya da her şeye küçük yaşlarda, isterim diyerek ya da istemeden, emeksiz sahip olmaktan ileri gelen ve dolayısıyla sahip olmak istediği hemen hemen hiçbir şey kalmayan kişiler, hedefsiz kalmakta bu da o kişiliği mutsuzluğa, iç dünyasında kavgalar yaşamaya itebilmektedir.
“İçi mutlu ve iç huzurlu“ olman harikulade bir kişilik, neşe dolu olarak neşe ve hayat vericisin, sağlıklı ömür uzatansın, senle beraber olmak çevrendekilere huzur vermekte, mutlu kılmakta. Çevrende yaşayanlar şanslı kişiler olabilmekte…
2 Temmuz 2022
Heybeliada