Sanal Kumar Oynama Davranışı Ergenlik Yaşında Görülmeye Başlandı
Son yıllarda yapılan araştırmalar sanal kumar oynama davranışının daha erken yaşlarda görülmeye başladığını gösteriyor. Ergenlik dönemindeki gençler çevrimiçi platformlar ve sosyal medya etkisiyle kumar oyunlarına yönelme riski taşıyorlar.
İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikoloji Bölümünden
Prof. Dr. Işıl Göğcegöz internetin yaygınlaşması
ile birlikte eskiden daha çok erişkinlerin casino gibi ortamlarda
oynadıkları oyunların artık çok küçük yaştaki bireylerin oynadığı
sanal oyunlara ve hatta çevrim içi kumar oynama davranışlarına
dönüştüğünü ve bu bozukluğun ev dahil her ortamda
sürdürülmesine neden olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Göğcegöz ‘’Sanal kumar bağımlılığı olan bireyler sanal
kumar oyunlarında aynı hazzı almak için giderek daha fazla parayla
kumar oynar, bu davranışı kontrol etmekte ve bırakmakta zorlanır,
kaybettiği paraları kazanmak için kumar oynar, hatta bu davranışı
sıkıntıyla baş etme yolu olarak görürler. Bu bireyler diğer
alanlara olan ilgilerini kaybeder, aile ve sosyal ilişkilerden
uzaklaşır, iş ve okul gibi sorumluluklarını yerine getiremezler’’
şeklinde konuştu.
Peki Kimlere Kumar Bağımlılığı Tanısını Koyabiliriz?
Psikiyatride kullanılan Tanı Ölçütleri Başvuru El Kitabına göre (DSM-5) 12 ay boyunca aşağıdakilerden 4 maddenin olması yeterli.
- Aynı hazzı alabilmek için giderek daha çok parayla kumar oynama
- Kumar oynamayı bırakma ya da kontrol altına alma girişimleri sırasında sıkıntılı olma
- Sonuç alınamayan kumar oynamayı kontrol etme veya bırakma çabaları
- Kumar oynama üzerinde (geçmiştekini telafi, yeni kumar tasarıları vs) düşünüp durma
- Sıkıntıyla başetmek için kumar oynama
- Kumarda kaybettiği paraları tekrar kazanma yolu olarak kumar oynama
- Kumar oynadığını gizlemek için yalan söyleme
- Kumar oynama sebebiyle sosyal, mesleki, ailevi ilişkilerinin bozulması
- Kumar oynadığı için düştüğü maddi sıkıntı sebebiyle başkalarından borç alma
Prof. Dr. Göğcegöz kumar bağımlılığında bireyin farkındalık döneminin önemli olduğunu vurgulayarak bağımlılığın bireyin kendi başına çözemeyeceği bir hastalık olduğu mesajını uygun şekilde vermek için ailelerin destekleyici olması gerektiğinin altını çizdi. ‘’Burada önemli olan ailelerin kumar bağımlısı olan bireye maddi destek vermeleri değil tedavi için yanında olmalarıdır. Unutmayın tüm borçlarını ödeyerek desteklediğinizi düşündüğünüz hastaya aslında yeni kumar sayfaları açarsınız.’’ şeklinde sözlerine devam etti.
Bu bozuklukla mücadelede psikofarmakoterapi (ilaç tedavisi), dirençli olgularda derin Transmanyetik Uyarım (Deep TMS), psikoterapi (motivasyonel görüşme teknikleri, bilişsel davranışçı terapi vs) aileninde tedaviye dahil edildiği bir tedavi programı ile olumlu sonuçlar alınmaktadır.