Pandemi Döneminde Beslenme Gerçekleri
Gıda, beslenme ve sağlık konularındaki bilimsel bilgilerin temel alınması amacıyla projeler yürüten Sabri Ülker Vakfı’nın ev sahipliğinde 17-18 Kasım'da Beslenme ve Sağlık İletişimi Konferansı gerçekleştirildi.
Konferansta bilimsel bilgi iletişiminin ve medya
okuryazarlığının toplum sağlığının geleceği için çok büyük önem
taşıdığı, bilgi kirliliği sonucunda hastalığa yakalanma riskinin
arttığı belirtildi.
T.C Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi olan Hacettepe
Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik
Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı ve Aşı Enstitüsü
Müdürü Prof. Dr. Serhat Ünal şunları söyledi:
“Salgının durdurulması için maske, mesafe ve el hijyeni şart. Ancak tüm dünyada bu tedbirler düzgün bir şekilde uygulanamadı. Virüsün mutasyona uğraması, sürü bağışıklığı, etkin tedavi ve ilaç gibi seçenekler konuşulsa da, bu iş aşıyla hallolacak gibi duruyor. Aşıda umut vardır ama immün (bağışıklık) sistemini kuvvetli tutmak da çok önemli. Koronavirüs dünyayı yakıp yıkmaya devam ediyor. Maske, mesafe ve el hijyeninden vazgeçemeyiz. Temel sağlıklı yaşam kurallarını unutmamamız gerekiyor. Düzenli sağlık kontrolleri, mümkünse stresten uzak durmak, düzenli egzersiz yapmak, düzenli uyku, sağlıklı ve dengeli beslenmek çok önemli. Sağlıklı bir vücut, sağlıklı bir immün sistemi demektir. İyi çalışan bir immün sistemi de koronavirüs başta olmak üzere tüm hastalıklara karşı en önemli gücümüzdür. C ve D vitaminlerinin bu hastalıkla mücadelede son derece önem taşıdığı bilimsel olarak kanıtlandı. Bu vitaminlere ek olarak yer vermek de çok önemli.”
Hohenheim Üniversitesi Biyolojik Kimya Bölümü ile Beslenme ve Gıda Güvenliği Merkez Başkanı Prof. Hans Konrad Biesalski, D vitamini eksikliğinin COVID-19 hastalığının şiddetini artırabileceğine dikkat çekerek, iç mekânlarda fazla vakit geçirenlerin de risk altında olduğunu vurguladı.
Alışkanlıklarımız Değişti
Konferansta paylaşılan son dönem bir araştırmada, pandemi döneminde sağlıklı yaşam ve beslenmeyle ilgili pek çok alışkanlığın değiştiği de belirtildi. Türkiye’de yapılan çalışmaya göre pandemi döneminde;
*Sağlıklı beslenme eğilimi %19’dan %25’e yükseldi.
*Halkın %50’si 4 kilo aldığını, %10’u ise 4 kilo verdiğini belirtti.
*Atıştırma sıklığı %45; yatmadan 1-2 saat önce atıştırma sıklığı %10 arttı.
*Sık yemek pişirenlerin oranı %33’ten %80’e yükseldi ve yemek pişirmede sağlık hassasiyeti %91’lere ulaştı.
*Öğle yemeğini geç kahvaltı sebebiyle atlayanların oranı %32 arttı.
*Gıda takviyesi kullanım oranı %51’den %60’a yükseldi.
*Pandemi sebebiyle uyku düzeni %75 oranında bozuldu.
*Egzersiz yapanlar alışkanlıklarını korurken, evde spor yapanların oranı %54’ten %90’a yükseldi.
Medya okuryazarlığı
Harvard Üniversitesi Sağlık İletişimi Departmanı Profesörü K. Vish Viswanath, yaşadığımız çağda bilim iletişiminin zorluklarını ve fırsatlarını anlattığı konuşmasında, “21.yy’da en büyük zorluklardan biri bilgi ekosisteminin kompleks yapısı. Doğruluğu kanıtlanmış haberin tanımı için birçok farklı görüş ve bakış açısı var. Toplumun bilimi anlamasında sosyal ve psikolojik bariyerler mevcut. Bunlar da insanların doğru bilgiye bakışları üzerinde etkili oluyor. Bu durumun çözümü için iletişim kanallarında söz sahibi olanların bir bilgiyi yaymadan önce onun bilimselliğini tartması, toplum sağlığının geleceğinde çok önemli bir rol oynuyor” dedi.
FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık ile FAO destekçisi ve Beslenme Uzmanı Dilara Koçak ise, tarım ve beslenme gerçekleri üzerine son dönem gelişmelerini aktardı. Dr. Ayşegül Selışık dünya genelinde 185 ülkede COVID-19 bulunduğunu, bunlardan 44 ülkenin dışarıdan gıda desteğine ihtiyaç duyduğunu aktardı ve küresel gıda ticaretinin sekteye uğraması halinde bu ülkelerin çok zor durumda kalacağını vurguladı. Türkiye’nin dünyanın en büyük yedinci tarım üreticisi olduğunu söyleyen Selışık, “Küresel dalgalanmalardan etkilenmemiz güçlü bir olasılık. Ancak gıda arzı ve güvenliğinde kısa ve orta vadede bir sıkıntı beklenmiyor. Türkiye Avrupa, Orta Doğu, Avrasya ve Orta Asya’nın en büyük gıda tedarikçilerinden biri. Nakliye yolları tıkanırsa üretici de olumsuz etkilenecek” dedi. Karşılaşılacak zorlukların aşılması için bazı öneriler sunan Selışık, “Gıda zincirinde sevkiyat ve teslimat için erişim noktaları planlanmalı. İletişimi kolaylaştırmak için dijital uygulamalar geliştirilmeli. COVID-19 sürecinde yaşanan arz zincirlerindeki kesintiler ve karantina önlemleri gıda kaybı ve israfında önemli artışlara neden oldu. Bu nedenle, özel sektörün de katılımıyla yenilikçi iş modelleri oluşturulmalı ve bu modeler yeni yaklaşımlarla finanse edilmelidir. Ayrıca, gıda bankacılığı seçeneği değerlendirilmeli” diye konuştu.
Bağışıklık Sisteminizi Mutfağınızdaki Gıdalarla GüçlendirinVücudunuzu belirli yiyeceklerle beslemek bağışıklık sisteminizi güçlü tutmanıza yardımcı olabilir. Bağışıklık sisteminizi güçlü tutmak, virüslerden soğuk algınlığı ve gripten korunmanın yollarını arıyorsanız, ilk adımınız mutfağınızı ziyaret etmek olmalıdır...