Alerjiniz olup olmadığını bu test ile anlayın!
Sahip olduğumuz en değerleri şey, sağlık! Sık görülen sağlık sorunlarından biri olan alerji konusuna gelin bir bakalım. Alerjik deri testi ile alerjik rinit, astım, besin alerjileri gibi alerjik hastalıklara neden olan maddelere karşı hassasiyetinizi ölçtürebilirsiniz.
VM Medical Park Ankara Hastanesi’nden Göğüs Hastalıkları Uzmanı
Doç. Dr. Dr. Filiz Çimen, alerji deri testi hakkında açıklamalarda
bulundu.
UYGULANMA METODU
Uzm. Dr. Filiz Çimen, deri prick testi (alerji deri testi) işleminin adımlarını şu şekilde sıraladı:
“Testin yapılacağı bölge temizlenir ve kurulanır.
Testin yapılacağı bölgeye numaralandırılmış steril iğnelerle ufak
çizikler açılır.
Her iğnenin ucuna bir alerjen madde damlatılır.
İğnelerin bölgede bırakılması için bir süre beklenir.
Sonra bölgedeki tepkiler değerlendirilir.”
GÜVENLİ VE ETKİLİ BİR YÖNTEM
Tanı konma sürecinden bahseden Doç. Dr. Çimen, “Test sonrasında ciltte kızarıklık, şişlik veya kaşıntı gibi belirtiler meydana gelirse, alerjiniz olduğu tespit edilir. Bu test, alerjenlere maruz kalınmadan önce alerjik reaksiyonların nedenini belirlemek için güvenli ve etkili bir yoldur. Deri prick testi gibi bazı testler birkaç dakika içinde sonuç verirken, kan testleri sonuçların alınması birkaç gün sürebilir. Ancak test sonucunun doğruluğu, testin yapıldığı kişinin ilaç kullanımına, cilt durumuna ve diğer faktörlere bağlı olabilir. Testi yapacak sağlık uzmanı, testin uygunluğunu ve doğruluğunu değerlendirmek için kişinin tıbbi geçmişini dikkate alacaktır” diye konuştu.
ALERJİK REAKSİYONLARI TEŞHİS EDEBİLİR
Deri prick testinin birçok farklı alerjik reaksiyona neden olan maddelere karşı hassasiyeti ölçmek için kullanıldığını belirten Doç. Dr. Çimen, hangi alerjik reaksiyonları teşhis etmek için kullanıldığını şöyle sıraladı:
Alerjik rinit: Polen, toz akarları, hayvan tüyleri, küf
mantarları, kokular gibi havada bulunan maddelere karşı
duyarlılık.
Astım: Havada bulunan alerjenlere (polen, toz akarları, küf
mantarları vb.) veya bazı gıda alerjenlerine karşı duyarlılık.
Besin alerjileri: Süt, yumurta, deniz ürünleri, fındık, soya vb.
gibi gıdalara karşı duyarlılık.
İlaç alerjileri: Antibiyotikler, aspirin, nonsteroid
antiinflamatuar ilaçlar (NSAID’ler) vb. gibi ilaçlara karşı
duyarlılık.
Lateks alerjisi: Kauçuktan yapılan ürünlere karşı duyarlılık.
HASTANIN TIBBİ GEÇMİŞİ GÖZ ARDI EDİLMEMELİ
Alerji deri testinin, alerjik reaksiyonların belirlenmesi için yararlı bir araç olduğunu ancak teşhis için tek başına yeterli olmadığını vurgulayan Doç. Dr. Çimen, “Test sonuçları, kişinin tıbbi geçmişi ve semptomları gibi diğer faktörlerle birlikte değerlendirilmelidir. Ayrıca, testin doğru bir şekilde uygulanması için önceden belirtilen ilaç kullanımı, cilt durumu vb. faktörlerin dikkate alınması önemlidir” dedi.
KİMLER İÇİN UYGUN DEĞİL?
Alerjik deri testinin, bazı durumlarda önerilmediğini veya dikkatli bir şekilde uygulanması gerektiğini dile getiren Doç. Dr. Çimen, bu durumları şu şekilde sıraladı:
“Şiddetli egzama veya dermatit olan kişilerde: Bu durumda, test
bölgesinde cilt reaksiyonlarının yorumlanması zor olabilir.
Uzun süreli antihistaminik kullanımı olan kişilerde:
Antihistaminikler, cilt reaksiyonlarını azaltarak test sonuçlarını
etkileyebilir. Bu nedenle, test yapılacak kişi antihistaminik
kullanımını birkaç gün öncesinden kesmelidir.
Hamile veya emziren kadınlarda: Bu kişilerde testin etkileri henüz
tam olarak bilinmediğinden, test yapılmadan önce sağlık uzmanı ile
konuşulması önerilir.
Şiddetli alerjik reaksiyon hikâyesi olan kişilerde: Bu kişilerde
test sonuçları daha önceki ciddi alerjik reaksiyonların
tekrarlanmasına neden olabilir.
Belirli bir ilaç veya maddenin alerjisi bilinen kişilerde: Bu
kişilerde test yapmak, daha önceki alerjik reaksiyonların
tekrarlanmasına neden olabilir.
Yaşlı veya kronik hastalığı olan kişilerde: Bu kişilerde test
sonuçlarının yorumlanması daha zor olabilir.”