Önyargıyla Tepki Vermek Mi Düşünerek Anlamak Mı?
Önyargı, özellikle yeterli düşünce ve/veya bilgi sahibi olmadan oluşturulduğunda haksız ve mantıksız bir görüş veya duygu olarak tanımlanabilir. İnsanlar çeşitli konular hakkında, farklı etnik köken, cinsiyet veya dinlere karşı önyargılı olabilirler.
İkili iletişimlerde kişilerden biri önyargılarına göre hareket
ediyorsa bu peşin hükümleri onun karşısındaki kişiyi daha
derin bir düzeyde tanımasına engel oluyor demektir. Bu, hiç kimseye
faydası olmayan, mantıksız bir tutum ve zihniyettir (önyargı,
Latince prejudicium- adaletsizlik- ve praeiudicium-ön karar-
deyimlerinden gelir ve duruşma öncesi adli inceleme anlamı
taşır)
Bilinçsiz önyargı ise kişinin belirli bir grup
insan hakkında farkında olmadan sahip olduğu önyargıyı ifade eder.
Örtülü önyargı olarak da bilinen bu önyargı türü belirli
ırklara, cinsiyet kimliklerine, cinsel yönelimlere, fiziksel
yeteneklere ve hatta kişisel özelliklere sahip kişilere yönelik
olabilir.
Bilinçsiz ön yargı, bilinçli önyargıya kıyasla çok daha yaygın bir fenomendir ve sıklıkla kişinin bilinçli değerleriyle çelişir.
Önyargının arkasındaki psikoloji ne olabilir? Ötekinin mensup olduğu din? Siyahi ya da Asyalı oluşu? Toplumdaki yeri, statüsü, mali durumu gibi etkenler mi? Bu faktörler kişilere bakış açısını ve onlara davranış şeklini etkiler mi? Bir grubun üyelerine karşı olumsuz duygular, kalıplaşmış inançlar, ayırımcılık yapma eğilimi, ezcümle toplumda sıklıkla ırk, din, cinsiyet, kültüre dayalı önyargılar... (Önyargı ayrımcılıkla aynı şey değildir. Önyargı soyut olarak tutum ve inançları ifade ederken ayrımcılık önyargıdan kaynaklanabilecek eylemleri ifade eder.)
Zihinde kategoriler bir kez oluştuğunda normal önyargının temeli de atılmış olur. Bu süreçten kaçmak mümkün olmayabilir, her şeyi mantıksal, metodik ve akılcı bir şekilde sıralayamayacak kadar çok bilgiyle dolup taşıyoruz. Maalesef bu hızlı sınıflandırmanın bireyleri ve genel olarak dünyayı etkileyen hatalı varsayımlara yol açmakta olduğu izahtan varestedir. İster derinlemesine kökleşmiş ister öğretilmiş ister örtülü (bilinçsiz) önyargı olsun, bununla mücadele etmek önem arz etmektedir.
"Neden önyargılı düşüncelere kapılıyorum?" diye kendini sorguladığın oldu mu? Bir kişi veya grup hakkındaki yargının doğru olduğuna dair kanıtların var mı, varsa neler? O kişiyi ne kadar tanıyor veya onlar hakkında ne biliyorsun? En azından sormayı düşündün mü, "Önyargılı olmamam mümkün mü?" diye? Hayatın akışında yaşanan deneyimler, düşünceler ve gözlemler bazı önyargıların oluşmasına yol açmış olabilir mi? Bu önyargılar neticesinde diğerleriyle ilişki kurmadan önce ya da ilişkinin devamında bu insanlara belli bir tavır koyar mısın?
Bilinçsiz Önyargı
Bilinçsiz/Örtülü önyargı, yukarda belirttiğim üzere, belirli bir sosyal gruba yönelik anlayışımızı, eylemlerimizi ve kararlarımızı farkında olmaksızın etkileyen bilinçsiz tutumlar ve kalıp yargılar olarak tanımlanabilir. Bu süreç kasıtlı ve kontrol edilebilir değildir, kültürel koşullanma, medya ve ailesel yetiştirme gibi faktörlerin bilinçsiz tutumlarımızı biçimlendirdiği bir realitedir. Birçok insan bu eğilime dahil olduklarını bilmediğinden bu eğilimden kaçınmaları zor görülmektedir. İnsanlar akıl yürütmede, karar vermede ve başkalarını değerlendirmede bilinçsiz önyargılara sahiplerdir.
Günümüzde çoğu insan bilinçsiz önyargılarından büyük ölçüde habersizdir. Bu durum kişisel ve toplumsal ilişkiler bakımından ciddiye alınması gereken bir tehdit oluşturmaktadır. Bilinçsiz önyargı sayısız biçimde kendini gösterebilir, bu nedenle bireyleri ve günlük ilişkileri nasıl etkileyebileceğinin farkında olmak yararlıdır. Bu bağlamda bilinçli farkındalık büyük önem taşımaktadır. Bilinçsiz önyargı, farklı dini veya siyasi görüşlere sahip insanları küçümsemek, kendimize benzer sosyal geçmişe sahip insanları kayırmak, belirli bir cinsiyetten olanlara öncelik vermek ve farklı bir eğitim düzeyine sahip bireyleri dışlamak, alternatif bir bakış açısını görmezden gelmek gibi bireysel ve sosyal ilişkileri pek çok yönden olumsuz etkileyebilir. Bilinçsiz önyargıyı tanımak ve ona engel olabilmek bir beceridir ve her beceri gibi hatırlanması ve uygulanması gerekir. Bu ise öncelikle söz konusu kavram ve olguya yönelik bilgi, birikim, farkındalık ve bilinci gerektirmektedir.
Sonuç olarak bilinçsiz veya örtülü önyargı, bireylerin çevrelerindeki diğer kişiler hakkında nasıl hissettiklerini ve düşündüklerini etkileyen bilinçaltı bir tutumu tanımlar. Bilinçaltı tutumlar mutlaka tutarlı düşünceler kadar iyi biçimlendirilmiş olmayabilir, ancak çok kökleşmiş olabilir ve bireylerin günlük durumlardaki duygusal ve rasyonel tepkilerini etkileme gücüne sahiptir.
Önyargılarımızı fark ve kabul etmek zor mudur?
İnsanların önyargılarını fark ettiğimizde genelde bunları ifşa etmek kolaydır, ancak bu davranışları kendimizde fark etmek ve kabul etmek zordur. Diyelim zor olanı başardın. Önyargıların konusunda daha iyisini yapmaya için kendini eğitmeye ne dersin? Zira özellikle bilinçsiz önyargıların farkına varmak ve değişime doğru çalışmak önemlidir.
Olumsuz sonuçları önlemek sadece bir başlangıçtır. Bilinçsiz önyargıları anlamak ve bilinçli olarak önlemek özel ve iş hayatınızda değerli faydalar sağlayabilir.
Diyelim bir iş yerinde sorumlu yöneticisin. Yargılarınla ilgili kendini sorgulamak ve biraz düşünmek hem kendin hem de çalışma ekibin için fark yaratmaz mı?
- Hangi temel inançlara sahibim? Bu inançlar iş yerinde beni ve iş arkadaşlarımı nasıl sınırlayabilir veya bunların farkına varmak bizi nasıl güçlendirebilir?
- Farklı geçmişlere sahip insanlara nasıl tepki veriyorum? Belirli bir sosyal grup hakkında klişelere veya varsayımlara sahip miyim?
- Bir yönetici olarak ekibimdeki farklılıkları kabul ediyor ve bunlardan yararlanıyor muyum?
- Ekibimin üyeleri benimle çalışma deneyimlerini başkalarıyla paylaşsalardı liderlik tarzımı nasıl tanımlarlardı?
- Sözlerim ve eylemlerim gerçekten niyetlerimi yansıtıyor mu?
- Kendimi diğer kişinin yerine koyuyor ve onun durumuyla empati kuruyor muyum, ilişki kurmasam bile?
Cevaplara dikkat ettiğinde sahip olabileceğin diğer önyargıların farkına varmana yardımcı olacak düşünce kalıplarına da ulaşabilirsin.
Noktayı üstat psikolog Acar Baltaş söylemi ile koyalım.
"Önyargılar bir noktaya kadar insanların hayatını kolaylaştırır. Çünkü düşünmek gayret ve enerji gerektirir, yargılamak ise kolaydır. Çünkü anlamak sorumluluk yükler."
27 Eylül 2024
Heybeliada