OECD açıkladı: Dünya ekonomisinin büyümesini 3 Asya ülkesi tetikleyecek

OECD'nin son değerlendirmelerine göre, Asya ülkeleri dünya genelinde en hızlı büyüyen bölge olma özelliğini sürdürecek. OECD, farklı coğrafyalardaki büyüme eşitsizlikleri ve istikrarlı yüksek enflasyon oranlarına tanık olunacağını, küresel büyümenin ise 2024 ve 2025'te "duraklayacağını" öngörüyor.

CGTN TÜRK'ün aktardığı OECD Ekonomik Görünüm Raporu'na göre, küresel GSYİH'da 2024'te yüzde 2,9'luk bir artış bekleniyor; bu, Kasım 2023 tahminlerine göre 0,2 puan daha yüksek bir iyileşmeyi temsil ediyor. 2025'te ise küresel büyümenin hafif bir iyileşme göstererek yüzde 3'e ulaşması bekleniyor.

Hangi ülkeler etkileyecek? 

OECD'ye göre, Asya'nın 2024 ve 2025'te küresel büyümeye önemli katkıda bulunması öngörülüyor. Örgüt, Hindistan, Endonezya ve Çin'in beklenen büyüme hızlarına göre 2024 ve 2025'te küresel çapta ilk üç ülke olacağını tahmin ediyor.

Hindistan'ın bu yılki büyüme hızının yüzde 6,2, Endonezya'nın yüzde 5,1 ve dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin'in ise yüzde 4,7 olması bekleniyor. 2025'te ise bu oranların sırasıyla yüzde 6,5, 5,2 ve yüzde 4,2 olması tahmin ediliyor.

Öte yandan, ABD'nin COVID-19 salgını sırasında biriken tasarrufların harcanmaya devam etmesi ve finansal koşulların iyileşmesiyle birlikte 2024'te yüzde 2,1 ve 2025'te yüzde 1,7 büyüme oranlarına ulaşması bekleniyor. Euro Bölgesi'nin ise sıkı kredi koşullarında 2024'te yüzde 0,6 ve 2025'te yüzde 1,3 büyüme oranlarına sahip olması öngörülüyor.

OECD Genel Sekreteri Mathias Cormann, son iki yılda yüksek enflasyonun getirdiği zorluklara rağmen ve para politikalarının sıkılaştırılmasına karşın küresel ekonominin direncine dikkat çekti. Cormann, enflasyonun devam eden bir düşüş göstermesi durumunda merkez bankalarının faiz oranlarını düşürmeye başlayabileceğini vurgulayarak, aynı zamanda maliye politikasının daha güçlü çabalarla harcama artışını kontrol altına alması gerektiğini ifade etti. Cormann, ticaretin canlandırılması, tedarik zinciri esnekliğinin artırılması ve ortak zorluklarla mücadele için işbirliği yapılması gerektiğini belirtti.