Etiket okumuyoruz! Sosyalleşme aracı oldu
Pandemi döneminde birçok insan için tek sokağa çıkma nedeni olan gıda alışverişinin, zamanla sosyalleşme aracına dönüştüğü ortaya çıktı.
Metro Türkiye'nin Konda ile gerşekleştirdiği 'Yeme-İçme
Araştırması'na göre, aileler alışverişe gitmeyi artık beraber
sosyalleşebilecekleri bir deneyim ve aktivite olarak görüyor.
Araştırma tüketicilerin yüzde 42'sinin etiketleri okumadan
sepetlerine koyduklarını gösteriyor.
2 bin 725 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen aştırmaya göre
tüketicilerin 10 kişiden 8’i gıdayı gezerek, görerek ve seçerek
almak istiyor. Her 4 kişiden 1’i alışveriş yaparken ürünün yerli
olmasına dikkat ediyor, her 2 kişiden 1’i ise sepetinde yöresel
ürün tercih ediyor. 126 ilçesine bağlı 193 mahalle ve köyünde
yaşayanların katıldığı araştırmada, katılımcılar en çok fiyata
dikkat ettiklerini belirtmiş. Araştırmaya göre, gıda alışverişinde
ürünlerin uygun fiyatlı olmasına dikkat edilme oranı %86. Yöresel
ürün almaya gayret edenlerin oranı ise %51. Her 4 kişiden 1’i ise
alışveriş yaparken ürünün yerli olmasına dikkat ediyor. Organik
sertifikalı olmasına dikkat edenlerin oranı %23 iken; hayvansal
gıdalarla üretim koşullarına dikkat edenlerin oranı %18, ürünün
çevreye zarar verip vermediğine dikkat edenlerin oranı ise %14.
YÜZDE 42 OKUMUYOR
Genel anlamda kentleşme ve modernleşme eğilimine tezat bir şekilde
ambalaj okuma eğiliminde azalma var. Toplumun yüzde 42’lik kısmı
ambalaj okumuyor, okuyanlar ise büyük oranla sadece son kullanma
tarihine bakıyor. İkinci sırada içeriğinde haram ürün olup
olmamasının kontrolü ve üçüncü sırada ise sağlığa zararlı
olabilecek ürünlerin kontrolü geliyor. Ambalaj okuyanlardan %23’ü
tarihi geçmiş ürün almayacağını söylüyor.
Tüketicilerin yarısından fazlası, ne yiyeceklerine karar verirken sağlıklı beslenme tercihi olduğunu belirtiyor. Araştırmaya göre beslenmelerinde şekeri azaltanların oranı yüzde 35, tuzu azaltanların oranı yüzde 27 ve yağı azaltanların oranı ise yüzde 19. Fakat toplumun yarısı bağışıklık sistemini güçlendirmek için özel bir şey tüketmiyor. Kalan yarısı ise sırasıyla et, kemik, ilik ve tavuk suyu gibi ürünler, organik doğal besinler, kefir ve ev yoğurdu, doğal bitki çayları ile vitamin ve kolajen tüketiyor.
EVDE EN ÇOK NE PİŞİYOR
Daha önce pandemiyle birlikte evde yemek pişirme oranındaki yüzde
30’lara varan ciddi artışın ardından son dönemde Türkiye genelinde
bu oran tekrar pandemi öncesindeki seviyesine dönmüş durumda. Kadın
ve erkek bazında bakıldığında ise; kadınlar için bu oranlarda bir
değişim olmazken, erkeklerde büyük bir düşüş göze çarpıyor. Pandemi
döneminde yüzde 55 seviyelerine yükselen erkeklerdeki evde yemek
pişirme oranı normalleşme ile birlikte yüzde 25’lere kadar düşmüş.
Evde en çok sebze yemeği (yüzde 20) pişiyor, ardından pilav (yüzde
12), makarna (yüzde 11), bakliyat (yüzde 10) ve çorba (yüzde 10)
geliyor. 2017 yılına kıyasla evde sebze yemeğinin pişmesinde yüzde
32 oranında bir artış gözlemlenirken, pilavda yüzde 17’lik düşüş,
makarnada ise yüzde 9’luk bir artış görünüyor.
Evde yemek yemeyi daha sağlıklı ve güvenli buluyorum diyenlerin oranı yüzde 60. Buna göre sağlıklı ve güvenli beslenme arayışı nedeniyle evde yemek tercihinde bir artışın olmadığı ve dışarıda yeme içme konusunda sağlık ve güvenlik endişesinin pandemi öncesine göre değişiklik göstermemiş.
İşte en sık yapılan para hataları!En sık yapılan para hataları hakkında bilmeniz gerekenler bu listede...