Bir El Dokunsa Omzuna
Bir an duraksa ve düşle bir sıcacık el omzuna şefkatle dokunuyor, bir daha bir daha, sen dalmışken kendi iç dünyandaki bir soruna, bir hüzne… Nasıl da iyi hissedersin kendini, umut tazeler için o dokunuştaki sımsıcak, şefkat dolu izahı olmayan güzellikle
Dokunulmak güzeldir, omuzlarında hissettiğin o sıcacık el,
uzanan bir kol seni iyi hissettirir, güzel düşündürür, ‘Hayat ne
güzeldir’ dedirtir. İnsan eli sıra dışı güçler taşır, stresli ve
yorgun vücutları yumuşatabilir ve hatta filizlenmekte olan bir
hayatın fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimini besleyebilir.
Dokunmak insan sağlığı için de çok önemli ve de elzemdir.
Fiziksel şefkatten yoksun olan insanlar özellikle de çocuklar ne
kadar iyi beslenseler ve de iyi çevrelerde olsa bile zihinsel,
duygusal ve fiziksel sağlıkları iyi olmayabilir. Sevgiyle, sımsıcak
dokunuşlarla büyüyen çocuklar ilerideki yaşlarında o dokunuş ve
sevgiyi çevresine vermekte cömert davranacağı aşikardır.
Sen nasıl bir güzellik hissediyorsan omzuna el verilmekten sakın esirgeme ellerini, kollarını, o şefkatli ele, cesaret verici, sakinleştirici kola ihtiyacı olan insanlara… Kim olursa olsun uzat elini, dokun omuzlarına, sıvazla sırtlarını, ister çocuk, ister büyük, ister kadın ister erkek olsun…Özellikle de çocuklara ve dahi kadınlara.
Karşındaki, statüleri ne olursa olsun, onlara güzel sözler söyle, duymak istediklerini söyleyip bir de omzuna şöyle iki üç kez sevgi dolu, şefkat dolu, iyi niyetli bakışlarla dokundun mu, verdiğin güzellikten sıcaklıktan insanlıktan sen de kendini iyi hissedeceksin…
Sen her zaman içinden ne geliyorsa onu yap, her yaşın kendine özgü yaşam biçimi davranış değişiklikleri vardır, doya doya yaşa, ama karşındakine saygını koruyarak, rahatsızlık vermeden, sınırlarını aşmadan…
Dokunmak ve dokunulmak, omzuna el verilmek, sadece insanlar için olmadığını söylememe gerek yok tabii. Kedi ya da köpeğin başını ve gıdısını okşayıp sıvazlamak nasıl da mest eder hayvanı, zira kendisi dokunamaz genelde özellikle gıdısına, sevgi alır, mırmır mırıldanır, oyunlar yapar sana.
Bazı belgesellerde seyretmişimdir yunus balığının bile bir insan tarafından sevgi ile dokunulduğu zaman ki güzel yansımalarını… Bazen bir ressamın fırçasına dokunurken aldığı hazzı gözlemlersin.
Güzel bir söz de dokunma etkisi yapabilir, karşındaki insanın güzel taraflarını görüp ona aksettirmek kişide hem kendini güzel ve iyi hissettirmeye yardımcı olursun hem de sana daha bir güzel bakar. İnsanları eleştirmekten ziyade onların iyi, hoş ve güzel taraflarını dile getirmek, hele hele bir topluluk içinde bunu zarif bir şekilde ifade etmenin yaratacağı pozitif etkiyi söylemeye gerek yok, suya atılan bir taşın yaydığı daireler gibi yansır hem o kişiye hem de sana… Yarı yarıya su dolu bardağın dolu tarafını görürsen hayat daha bir güzel ve kolay olabilir senin için.
Eski Yunan felsefesinden başlayabilirsin, mesela Platon’un “Timaios” adlı kısa metrajlı kitabından… Okumak sana bambaşka farklı güzellikler katacaktır, tabii telefonun, bilgisayarın, tabletin başında takılmaksızın…
Dokunmanın dayanılmaz cazibesini anlatırken dayanışma da geldi aklıma, aslında karşındakinin omuzuna şefkatli bir dokunuş bir bakıma ona destek ve güç vermek, moralini tazelemek olduğu kadar dayanışmayı da yansıtır. ‘Yanındayım’ mesajı çok önemlidir dostlar ve arkadaşlar arasında…
El ele verdiğin zaman sinerji geometrik dizi ile artmaktadır. Bu da bir başka güzel dokunuştur. Tabii senin aklına belki de şu an sevgilinin elini tutarak sahilde yürüme hayali belirmiştir. Neden olmasın, hem de sık sık olsun derim, elin sıcaklığı bambaşka güzeldir!
İnsana çevrene saygılı olaraktan, kendi özgür sınırların içinde, kafana göre sürdür yaşamını, yaşamın keyfini yudumlayarak, haz ve huzur içerisinde…