Park, yürüyen ceket ve kule
Rotterdam bir liman kenti olmasına karşın çeşitli yerlerinde çok güzel, yemyeşil, ağaçlı parkları mevcuttur. Mevsim biraz yumuşadı ve güneş yüzünü gösterdi mi dolup taşar parklar, yürümek, hava almak, çimlere uzanıp güneşlenmek, çocuklar içinse özgürce koşup oynamak için idealdir.
Park
Het Park Rotterdam
https://wannart.com/icerik/9239-rotterdam-gezi-rehberi
Oturduğumuz caddeden parka yüreyerek yaklaşık 20 dakika (1,5 km)
Hava güzel olduğunda fırsat buldukça, özellikle de hafta sonları Parka gider güzel vakit geçirirdik. Gün pazar ise transistörlü radyomuzu yanımıza alır, her pazar öğlen saat iki oldu mu yarım saatlik Türkçe yayın yapan Hollanda Radyosu'nu dinlerdik. Memleketten haberler bir iki Türkçe şarkı ile hasret giderirdik. Öyle ya, sene 1972 iletişim sadece mektup ile, telefon bağlantısı imkansıza yakın zor, gemiler de iletişimi telgraf ile sağlamakta, televizyonun yeni çıktığı zamanlar.
Hemen her pazar çalınmaya başlayan “Nasıl geçti habersiz?” adlı şarkı belleğime öylesine yerleşmiş ki ne zaman bu şarkıyı duysam kendimi Rotterdam Het Park çimenlerinde düşler dalar giderim anılarıma.
https://www.youtube.com/watch?v=TSk_vbV9gjs Park hakkında bir fikir almak istersen 2,5 dakikalık videosu
Tam anlamıyla yaşamak istersen 12 dakikalık:
https://www.youtube.com/watch?v=6SKV20Natro
Yürüyen Ceket
Yine güzel güneşli bir pazar günü idi, çimlerde oturmuş dinleniyorken iki yaşlarındaki kızım Özlem de ya kendi kendine ya da bulduğu yaşıtları ile koşup oynuyordu. Çevremizde insanlar “Uzanmışım çimlere, güneş damlar içime” misali keyif çatarken, kollar paçalar etekler sıyrılaraktan D vitamini alırken (O zamanlar böyle bir bilgi var mı idi, sanmam!), genç çiftler ya el ele yürürken ya da bir ağaç altında samimi bir şekilde flörtlerinin tadını çıkarırken, kızım bir ara elinde büyük bir ceket bize doğru koştuğunu gördüm, yanımıza geldi ceketi bıraktı yere. Nereden bulduğunu sorduğumda ileride büyük bir ağacın altında dünya ile ilişkilerini kesmiş bir çift genç gördüm. Oğlan ceketini çıkarmış koymuş yana, sen git oğlanın ceketini kap bize getir, olacak iş değil!
Çevreme baktım, parktaki bütün insanlar öylesine gülüyordu ki kızımın bu hareketine, sesler artınca, oğlan bir ara sarıldığı kızı bırakıp etrafına bakınca ceketin gezmeye gittiğini gördü. Ben ceket elimde kızımla beraber çiftin yanına gittim, oğlan biraz mahcup şekilde gülümseyerek ceketi benden aldı. İnsanlar hala gülümseyerek bizi izliyordu.
İki yaşındaki kız çocuğu çimenlere uzanıp sarılmış, muhtemelen öpüşmekte olan çiftin yanından ceketi kapıp koşturarak getirmesinin nedenini hala tam olarak anlayabilmiş değilim. Oyun mu oynamak istemişti, ya da gördüklerinden nasıl etkilenmişti de olmayacak yapmaması gereken bir davranışta bulunmuştu?
Ceketi geri teslimden sonra kızım yine yanımdan fırladı koşmaya başladı, başka muziplikler yapmasın, en azından bir süreliğine, yakaladım ve sonrasında baba kız el ele bir müddet parkta konuşa konuşa yürüdük.
Sanırım yakaladığım an olsa gerek, Mayıs 1972, Het park R’dam
Kule
Parkın içinde bir de kule bulunmakta. Gezilebilir “Euromast “ isimli bu kule. Hugh Maaskant tarafından tasarlanmış olup 1958-60 yıllarında bir gözlem kulesi inşa edilmiştir. Yüksekliği 101 metre iken 1970 yılında kuleye 85 metre yüksekliğinde Space Tower eklenerek bugünkü hale getirilmiştir.
İçinde restoran da mevcut, hem park hem kule güzel bir gün diyelim.
https://euromast.nl/en/restaurant
Euromast, kente 100 metre yükseklikten bakış (Mutluluğun resmi) Mayıs 1972
Park zengini kentte en popüler olanı ise “Kralingse Bos“, ne aranırsa var olan çok büyük alana yayılmış, ormanı, park yerleri, yeşili, eğlencesi, gölü, gez gez bitmez.
Anlatmaya çalışmaktansa bir videosunu izlemek daha akılcı olacaktır;
https://www.youtube.com/watch?v=_ocJL7N5hrU
Yolunuz Rotterdam’a düşerse, hani mevsimine de rastlarsa parkta gezinti kulede gezme yemek keyfi, iyi hissettirir.
20 Nisan 2022
Suadiye