Panoramik yollardan Portofino’ya
Zürich Hava Limanında arabanın pusulasını güneye sabitlersen İnterlaken’in yağlıboya tablo gibi manzaraları sollayıp kendini önce Como Gölü’nde sonra da La Spezia da bulduğunda, bir meydanında iki seçenekli yol görürsün; biri panoramik diğeri bildiğin otoyol.
Federica di Portofino e il suo indimenticabile
Padre
Cazip gelir değil mi panoramik yol tercihi (panoramic road to Riomaggiore ve Monterosso al Mare) bir güzel güneşli eylül gününde. Sadece 12 km ilk varış. Gün uzun geze geze keyifle gidersin, ne güzel. Eee Signor Denizmen sen askerlikte ne öğrenmiştin, bilmediğin yol en uzun yoldur, bildiğinden şaşma diye ama şaştın bir kere, merak işte.!
Bugün o yollar nasıl bilemem ancak çeyrek asır önce öğle vakti bir yola girdik ki 40 km (12 + 28) denilen yolu hava kararmadan alırsak ne ala! Tam bir patika, keçilerin bayılacağı cinsten, direksiyonda kafanı sola çevirdin mi kendini uçakta sanırsın, biraz heyecan yapıp sola kıvırırsan direksiyonu hoop anons geçersin kuleye, seslenişini hayal ederekten, inişe geçtiğini düşleyerek. İneceğin yer belli aslında; Akdeniz’in mavi suları.! Tabii şansın yaver giderse direkt uçuş, yoksa dağın yamaçlardan döne döne, keçilere merhaba diyerekten varabilirsen denizin yamacına, kendini şanslı say.
Bana bu yazıyı yazdıran albümde bulduğum çizim
Tam bu heyecan içerisindesin, bir taraftan da yanında oturan eşine hissettirmeyeceksin yol heyecanına, nasılsa uçurumu göremiyor. Sen öyle san, deniz de giden bir yolcu gemisi görmez miyiz, işte o an “ah o gemide bir ben de olsam” melodisi en içten bir sesle yanımda yükselmeye başladı bile. Havayı tam yumuşatıyordum ki karşımda üzerimize gelen bir araba çıkmaz mı! İkimizden birinin bir ağaca çıkması ya da uygun bir boşluk bulması gerek. Neyseki inatçı iki keçi masalını İtalyan arkadaş da okumuş olmalı ve yolun tecrübelisi çıktı da, nasıl halletti hatırlamıyorum, ama bir süre sonra önüm bomboştu.
Monterosso al Mare beş dakikalık videosu:
https://www.youtube.com/watch?v=YtH0mMfLqkM
Az gittik uz gittik, dağ bayır patika akşama doğru birden bire aşağılarda bir kalabalık gördük, herkes denize giriyor, capcanlı bir yaşam, sevinçten havalara uçtuk. Yavaş yavaş virajlardan sahile iniverdik. Dedik önce bir geceleyecek yer bulalım, arabayı park eder, denize bile gireriz, keyifli bir gece geçiririz. Sabahleyin ver elini Santa Margherita ve final destinasyon Portofino.
Arabayı bir yere bıraktık, başladık kapı kapı gezmeye, motel mi dersin, bungalov mu, ya da oraya has konaklama mekanları mı, yok yok yok, yer yok, hani bi köşe gösterseler bir de battaniye razı olacağız, öylesine yorgun ve bitkiniz ki.
Hava da kararmaya başladı, İtalyanlara hangi dilden soru sorarsan sor, anlamasına gerek yok, öylesine candan ve ilgi ile bir şeyler anlatmaya çalışırlar ki, artık ne anladılarsa, sen de bi şeyler anlamaya çalışırsın. Neyseki eskiden kalma kırıntı İtalyancamla hangi yoldan anayola çıkacağımızı öğrendik de geceleyin Santa Margherita’ya vardık, bir otelin önünde park ettik arabayı.
Santa Margherita 2 dakikalık videosu:
https://www.youtube.com/watch?v=QZag89YdYNE
Portofino
https://www.youtube.com/watch?v=7-hMXhcc-tA
Portofino, bir tepeden, Eylül 1997 – foto FD
Portofino, bir başka cepheden, Eylül 1997 foto FD
Doyumsuz güzellikler ve lezzetlerle Portofino - Eylül 1997 foto FD (İlkbahar ve sonbahar zamanına düşürürseniz gezmenizi keyfini daha sakin ve rahat çıkarırsın, yaz günleri ise niyetiniz çok önceden organizasyonu yapın derim. Şahsen okulların açılış ve kapanışını izlerim, kapanmadan ve açılmadan ki zaman aralıkları tercihimdir.)
Hotel Nazionale balkonundan
Santa Margherita’dan sadece 7 km sonra Portofino. Girişte arabayı bırakarak biraz yürüdükten sonra denize açılan küçük bir oval koy çıkıyor karşınıza. Bir tarafta birbirinden özel tekneler ve muhteşem yatlar, kısmen bağlı kısmen demir atmış, , diğer tarafta evlerin altlarını doldurmuş restoranlar, kafeler, butik mağazalar. İki tarafta da birkaç yüz metrelik geniş bir yürüyüş alanı ve sımsıcak görünümde birkaç katlı, birbirine bitişik rengarenk evler. Gözünüz yukarılara doğru çevrildiğinde sanki mavi ile yeşil bir arada, ilk anda kendinizi güzel hissettiren duygular içerisinde iyi ki gelmişim dediğiniz çok güzel küçücük, sevimli bir pitoresk liman kasabası. Vadide tepelere doğru çıkan evleri sanki Positano’nun bir minyatürü.
Günü birlikte gezebilir, bir yemek ve kahve keyfi yapabilir ya da tercihan bir iki gece konaklayarak yakın çevrenin tadını ve romantizmini yaşayarak belleklerde tatlı izler bırakabilirsiniz. Rıhtıma bağlı yelkenli tekneler ve yatlardaki gece sohbetlerini yapacağınız bir yürüyüşle uzaktan izleyebilir, belki de hayaller kurar hedefler oluşturursunuz. Hani bir de mehtap vurmuşsa sulara başlarsınız mırıldanmaya hafiften “ayın şavkı vurur sazım üstüne, söz söyleyen yoktur sözüm üstüne, gel hilal kaşlım dizim üstüne leylim ley, ay bir yandan sen bir yandan sar beni leylim ley” diye.
Portofino’da tercih yavaş yaşam, günü birlik uğramamışsanız ye iç bol bol yürü istirahat et, tepelerde dolaş, Santa Margherita’ya yürüyerek git, güzel bir yer oralarda vakit geçir. Castello Brown denilen kaleye çık, hem gezersin hem de doyumsuz panoramik manzarasını uzun uzun izler oksijeni içine çekersin. Daha kısa bir mesafe, San Giorgio Kilisesi, oranın da manzarası harika. Bir not daha pek rastlanmayan şekilde dizayn edilmiş mezarlığı da görün derim.
Portofino Tourism – The Italian Riviera
Restoran sayısı az, mevsimine göre yer ayırtmanız gerekebilir. Eylül ortasında akşamları çift seans rezervasyon yapıyorlardı, saat 8 ve 10 gibi. Konaklama mı, mutlaka önceden ayarlayın, Hotel Nazionale tam koya hakim yer de, şirin bir butik otel. Ya da belki Santa Margherita’da kalmak tercih edilebilir. Anlattıklarım çeyrek asır öncesine ait, mamafih ufacık yer, 500 kişi kadar yerel yaşayanı var, genelde balıkçı, restoran ya da dükkan sahibi. Sanırım fazla bir şey değişmemiş.
Bir sabah kahvesi keyfi (Lovely Federica, still remember your kind hospitality and delicious dishes in your restaurant.)
Üzerinde isimleri fotoğrafları olan mezarlığı, İtalya’da genelde böyle olduğu söylenmişti bana, foto FD
Church of San Giorgi Portofino foto Gönül D.
Cantando la canzone di “ I found my love in Portofino” diciama ciao ciao
3 Aralık 2021
Suadiye