Kaçınmanız gereken 14 ifade!
Uzmanlar, 'modası geçmiş' bu 14 kelime ve ifadeden kaçınmanızı söylüyor!
Birçoğumuz hayatımızdaki insanların iletişim becerileri üzerine
düşünmesini diliyoruz. Bu günlerde, modası geçmiş olmasına rağmen
dillere pelesenk olmuş bazı klişeler var.
İşte o klişeler
listesi:
1. Bant genişliği (bandwidth)
İnternet kullanımından bahsediyorsanız, bu ifadeyi pek tabii kullanabilirsiniz. Ancak bugün birçok insan, insanların görevlerini yerine getirebilme kapasitelerine atıfta bulunmak için "bant genişliği" ifadesini kullanıyor ve bu durum artık bıktırıyor.
Bu artık iş ortaklarınızın duymaya tahammül edemeyeceği bir klişe haline geldi.
2. Son kullanıcı (end-user)
"Bant genişliği"nde olduğu gibi, burada özellikle pazarlama ve reklamcılıkta daha genel kullanıma yayılan bir bilgisayar sözcüğü var. Onunla ilgili temel sorunumuz, insanlıktan çıkarıcı ve kişiliksiz olması. Neden müşteri veya alıcı gibi insan merkezli kelimeler kullanmıyorsunuz?
3. Granüler (granular)
Granüler, ilk olarak pandeminin başlangıcında radarımıza takıldı. Tam da insanlar, önemli kararlar almak için en küçük bilgi parçalarına bakarak verileri ayrıntılı düzeyde incelem
Eskiden hack, "ağır darbelerle kesmek" anlamına geliyordu. Sonra bilgisayar çağı geldi ve yeni bir tanım (programcıların izniyle) ortaya çıktı. Şimdi milyonlarca hevesli insan, aklınıza gelebilecek her türlü şeyi kaygısızca hackliyor.
İşleri daha da kötüleştiren, bu yeni hack'ler bazen eski moda "hızlı çözümler” kadar karmaşık hale geliyor, bu da birçok hack'in hack bile olmadığı anlamına geliyor.
4. 'Ben bir şey yaptım' (I did a thing)
Bu önemsiz bir şey ama aynı zamanda birçok insanın bize şikâyet ettiği bir tabir. Instagram'da geziniyorsun ve bam! Arkadaşınız "bir şey yaptığını" yazıyor ve yaptığı bir tatil dekorasyonunun resmini koyuyor.
"Bunu ben yaptım" diyemez mi?
5. 'Olduğu şey bu' (It is what it is)
Bu cümle şimdilerde çok ünlü. Bazıları bunun Nebraska State Journal'daki 1949 tarihli bir makaleye dayandığını söylüyor, ancak gerçekten 2000'lerde başladı. Geçen yıl, her yerde duyduk.
Özellikle Covid sayesinde hepimiz neyin ne olduğunun çok iyi farkındayız. Öyleyse neden herkes kendini beğenmiş bir şekilde bu ifadeyi tekrarlamaya devam etmek zorunda?
6. Influencer
Bugün artık denemek istesen de influencerlardan kaçamazsın. Bugün, küçük bir sosyal medya takipçisi bile olan hemen hemen herkese influencer deniyor ve işletmeler, satışları artıracağını umarak, örneğin masaj yağlarını pazarlamak için onlara yüklü ödemeler yapıyor.
(Korkutucu bir yan not: Thinkfluencer, microinfluencer ve nanoinfluencer gibi yeni benzer terimler ortaya çıkıyor.)
7. Jab
Vücudunuza hızlı, keskin bir darbe veya enjeksiyon anlamına gelen jab, daha çok İngiltere'de kullanıldı. Ancak Kovid aşısı kapsamıyla ünü sınırları aştı ve büyük ilgi gördü.
"Jab" farklı bir çekiciliğe sahip; ciddi bir şeyi tanımlamanın biraz soğukkanlı bir yolu. Ama bir süre shotlarla yaşamak zorunda kalabiliriz, bu yüzden onlara tekrar "shot" demek güzel olurdu.
8. Yeni normal (the new normal)
Bu tabiri 2021'de biz de çok kullandık ama sandığınız kadar yeni değil. "Yeni normal" 2008 mali krizi sırasında popüler bir tabir haline geldiyse de aslında ilk olarak I. Dünya Savaşı'ndan sonra savaştan sonra yeni bir dünyaya geçişi tartışmak için kullanıldı.
2021'e hızlı bir şekilde ilerledi ve Covid dönemi hakkında konuşmak için çokça kullanılır oldu. Gördüğünüz gibi, normal sürekli değişiyor, bu nedenle "yeni normal" pek bir şey ifade etmiyor.
9. Pivo
LinkedIn bunu 2020'de yılın kelimesi olarak listeledi. Tahmin edeceğiniz gibi birçok kişi bunu 2021'de de yılın en çok kullanılan kelimesi olarak listeledi.
İş dünyasında pivotlamak, yönü büyük ölçüde değiştirmek anlamına gelir. Ama artık herkes sürekli "pivotladığı" için anlamını yitirdi. Yeni bir küresel strateji açıklamıyorsak bu kelimeyi rafa kaldıralım.
10. 'Offline’a geçmek (take it offline)
"Bir kişi daha offline’a geçmek istediğini söylerse çığlık atarım."
Bu ifadeden rahatsız olan bir yöneticinin bize söylediği buydu ve şimdi onu anlıyoruz. Görünüşe göre herkes eski günlerde söylendiği gibi “daha sonra konuşmak” yerine işleri offline’a almak istiyor. Belki de hepimiz "çevrimdışı" duruma geçmeliyiz.
11. Düşünce lideri (thought leader)
Bu ilk bakışta havalı görünen terimin nihayetinde çok sınırlı bir anlamı var. Diğer insanların onları takip ettiği harika fikirleri olan insanları tanımlaması gerekirken, "lider"in kendisi iyi görünüyor, "düşünce lideri" yapmacık bir ifade olarak karşımıza çıkıyor." Daha çok “hadi yeni bir kelime üretelim" terimi gibi.
12. 'Tedbirli olmaya devam ediyoruz' (we remain cautious)
Bazen "ihtiyatlı kalırız" hiçbir şey söylememek için kullanılır. Yani "fazla bir şey söylemeyeceğiz çünkü ne olacağını kim bilir?" Diğer zamanlarda ise "endişelenme, ters bir şey yapmayacağız" denir.
Her iki durumda da gereksiz bir laf kalabalığı. Elbette temkinli davranıyorsunuz; öyle umuyoruz!
13. WFH (evden çalışıyorum)
"WFH" kullanışlı bir kısaltma olarak başladı. Çoğumuz gerçekten evden çalışırken ve hızlıca mesaj atacak bir şeye ihtiyaç duyduğumuzda bu kısaltmaya ihtiyaç duyuyorduk.
Ama şimdi aşırı kullanılıyor: WFH kıyafetleri, WFH hileleri, WFH ve diğer her şey. Evden çalışma, yeni iş gerçekliğinin önemli bir parçası, peki ya her seferinde özel bir şey olarak adlandırmayı bıraksak nasıl olur?
14. Zoomlamak (zooming)
Geçen yıl, Microsoft Teams kullanıyor olsalar bile herkes "Zoomluyordu". Zoomlamaktan da bıktık, aynı kelimeden de bıktık.
Büyük soru şu: "Zoomlamak" genel bir terim olarak kalacak mı, yoksa Xerox'un yolundan mı gidecek? Gelecek yıl Google'a "Zoom" yazacağız ve göreceğiz.
Tesla Akıllı Telefon mu Çıkarıyor? Tesla, kripto madenciliği kaynaklarıyla “Model Pi” adlı telefon mu çıkarıyor?