Hipotalamus, Kortizol ve Istakoz
Bu sabah hava enfes, taptaze, deniz ve orman hadi yürüyüşe çık diyor sana. Ormandasın, deniz de öbür yanında, rüzgar sana hem ağaçların hem de yosunların kokusunu iletiyor, mis gibi.
Bu sabah hava enfes, taptaze, deniz ve orman hadi yürüyüşe çık
diyor sana. Ormandasın, deniz de öbür yanında, rüzgar sana hem
ağaçların hem de yosunların kokusunu iletiyor, mis gibi. Mutluluk
hormonları pik yapmış, keyifle yürüyorsun. Aaa o da ne bir ayı, yok
yok ayı değil çok büyük bir köpek.
Sakin olun diyeceğim ama kolay değil, hele ilk kez karşılaşıyor
ve tecrübeniz yoksa. Neyse ki beynin belki de en ufaklığı olan
tabandaki hipotalamus hemen alarm sistemini devreye sokar. Böbreğe
giden sinir ve hormonal sinyaller ile adrenalin ve kortizol
dahil hormonların salgılanması emrini verir. Işık hızı ile verilen
emir sayesinde nabız ve kan basıncı yükselir, kan dolaşımındaki
glikozu (şeker) arttırarak beyine daha çok şeker gitmesini
sağlar. Karmaşık alarm sistemi korkuyu kontrol eden birimlerle de
iletişim kurar.
İşte anlık bu müthiş alarm sistemi sayesinde büyüyen gözbebekleriniz, kuvvetlenen kaslarınız, artan kan basıncı ve nabız ile, yürüyüş, sizi yüz metre olimpiyat rekortmeni yaparak potansiyel tehlikelerden uzaklaştırmış olur.
Tehlike geçti, alarm sistemi devreden çıkarıldı, nabız kan basıncı şeker normale indi, sakinleştiniz, o zaman yürüyüşe devam!
Yarım asırlık denizcilik sektöründe çok kez yaşamışlığım var kortizol ve adrenalin arttırıcıyı. Deniz bu şakaya gelmez. Metrelerce yükseklikteki dalgalar, fırtınalar, gemi limana vardı mı merakı, gece yarısı sonrası kaptandan gelen telefonlarda acaba nasıl bir haber verecek heyecanı, açık denizlerde köpek balıkları size iştahla bakarken şeytan çarmıhından (ip merdiven) gemiye tırmanış, inerken ölü dalgada inip çıkan motora atlama ve daha yüzlercesi. Alışkanlık yaratan hatta sevdiğimiz diyebileceğim bizi kuvvetli kılan anlık stresler.
Vücudumuzun ne harika bir alarm sistemi var, bu sistemi bilinçli harekete geçirenler yani adrenalin yükseltici aksiyonlar yapanlar, bu heyecanı ve enerjiyi keyfe (!) dönüştürenler. Beline ip bağlayıp yüksekten kendini bırakanlar, paraşüte kendini bağlayıp havalananlar. Tehlikeyi sevenler!
Anlık stresler, hadi tamam da ya uzun vadeli, bitmez, tükenmez kronik stres yaşayanlar. Farkındalar mı değiller mi meçhul, ama farkında olmadıkları vücutlarında neler yaşadıkları.
Vesveseli senaryolar, acaba olur mu, olmaz mı endişeleri, medyada izlediği okuduğu sağlık konularında eyvah bu belirtiler bende de var, doktora gitsem, bir yığın tahlil, çekimler şu bu, dünya para, vazgeç. Yalnızlık tak etmiştir, sevdiğiniz sizi terk etmiş aşk acısı çekiyorsunuzdur veya çocukluk travmaları yaşıyorsunuzdur. Bazen de derdinizi anlatacak paylaşacak bir dost yoktur yanınızda.
Sizi kemiren duygular, hep kafanızda, alt beyninize yerleşmiş, çıkmıyor, kronikleşmiş. Hipotalamus alarm sistemini kapatamıyor, habire fıs fıs kortizol salgılatıyor. Genelde bir söylem vardır azı karar fazlası zarar. İşte bu da böyle. Neler neler olabiliyor vücudunuzda. Depresyon ve anksiyete (özellikle kadınlarda), sindirim bozuklukları, uyku sorunları, konsantrasyon bozukluğu, ülser, hiper tansiyon gibi. MFÖ grubunun bir melodisi vardır “sen neymişsin be abi“ diye işte kortizol için de uyarlanabilir belki de bu melodi!
Hep derler ya takmayın kafanıza, stresten uzak durun, bu da geçer diye. İyi de ver komutu beynine, baş üstüne desin, bir daha tekerrür etmesin. Siz ufacık bir stres konusuna aşırı tepki verirken, neredeyse her konuda rahat görünen, tevekkel olanlara gıpta ediyorsunuz.
Yapınızı değiştirmeniz zor, çocukluktan beri oluşmuş, ya da genleriniz böyle, o zaman strese sağlıklı bir şekilde tepki vermeyi öğrenmeye çalışmalısınız. Durumunuzu değiştiremeseniz de etkisini azaltabilirsiniz. Bakın bakalım sizi neler strese sokuyor, iç dünyanızı çözümlemeye çalışın, kırın zincirlerinizi. Bu arada bilesiniz ki kendi düşünceleriniz dışında hiç kimseyi ve hiçbir şeyi kontrolünüz altında tutamazsınız. Stres veren durumları kabul edin. Ortamı keyfe dönüştürme gayreti gösterin, iyi gelecektir.
Bu arada, artık bilmeyen duymayan kalmadı, sağlıklı akılcı beslen, bol hareket, egzersiz, güzel uyku, derin nefesler, rahatlatıcı eylemler. Denemeye yapmaya çalışın, araştırın, öğrenin, olacak olacaktır siz yine de elinizden gelenin en iyisini yapın.
Klasik müzik dinlemeyi deneyin, bol bol kitap okuyun tercihen klasikleri, yürüyüşler olabildiğince, çalışma hayatınız bitmişse hobiler edinin, biriktirdiğiniz dostlarınızla buluşun, yemek sohbet, güzel şeyler hayaller kurun kafanızda. Umudunuzu her daim koruyun ve taze tutun, yaşam sevinciniz hiç eksilmesin.
Çareyi antidepresan ilaçlarda aramayın, ya da arayın diyemeyeceğim, bu husus beni fazlası ile aşar, çaresiz iseniz ne diyeyim bilemiyorum.
Istakoz Nasıl Büyür?
Amerika, Milwaukee, Wisconsin 1930 doğumlu uzman psikiyatrist Dr.Abraham Twerski “Stres hakkında ıstakozdan ne öğrenebiliriz “ diye anlatmış. ( 74 saniyelik videosu da var. ''What we can learn from lobster about stress?'' diye.)
Istakoz sert bir kabuğun içinde yaşayan yumuşak ve duygusal bir hayvan. O sert kabuk değişmez. Peki o zaman ıstakoz nasıl büyüyebilir?
Istakoz büyüdükçe, bu kabuk çok daralır ve ıstakoz kendini baskı altında ve rahatsız hisseder. Kendini yırtıcı balıklardan korumak için bir kaya oluşumuna gizlenir, kabuğunu atar ve yenisini üretir. Sonrasında, kabuk büyüdükçe ıstakoz stres yapar, yine bir kaya bulur, gizlenir, kabuğunu atar yeniler. Istakoz bunu defalarca tekrarlar.
Istakozun büyüyebilmesi için onu uyaran kendisini rahatsız hissetmesidir. Düşleyin ıstakozların doktoru olsaydı asla büyüyemezdi. Çünkü doktora gider doktor ona anti depresan ve benzeri ilaçlar verir, ıstakoz rahatlar, kendini iyi hisseder, kabuğunu atmaz ve büyüyemezdi.
Stresli zamanlar aynı zamanda büyüme sinyali veren zamanlar olduğu ve zorlukları doğru ve uygun şekilde kullanırsak, zorluklarla büyüyebileceğimizi anlamamız gerektiğini düşünüyorum
Rabbi Twerski: Times Of Stress Are Signals For Growth | Goalcast
Istakoz bulmuş çaresini, aslında pavurya, yılan gibi hayvanlarda hiç strese gelemez, çaresi gizlenecek bir yer bulup kabuğunu değiştirerek stresten kurtulmaktır. Sen de kafa yapında bir yer kabuğunu değiştirecek, zincirlerini kıracak, bulamıyorsan, dertleş, danış, profesyonel yardım al. Değer mi deme değer, ruh ve beden sağlığını koruman, hayatını iç huzurunla kendini iyi hissederek yaşaman için değer.
Bazen okuduğun bir kitaptan, gördüğün filmden, yada arkadaş dost meclislerinden bugüne kadar görmediğin bir ışık çakar sana, kafa yapını aydınlığa yöneltir , ohh hayat daha da güzelleşir sana.
Hadi, üstat Çetin Altan’ın defalarca dediği gibi, enseyi karartma, yarın yeni bir gün yeni bir şevk, yeni bir güzellik, umutla sevinçle.
Çok Güzel Şey
Yaşamak güzel şey doğrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnın
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
Dostuna güveniyorsan
İyi günler bekliyorsan hele
İyi günlere inanıyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey doğrusu.
Melih Cevdet Anday
Fethi Denizmen
17 Ocak 2021
Heybeliada