Hayatın Anlamı
Aranızda kendisine ya da yanındakine soran var mı acaba hayatın anlamı nedir diye. Ben cevabını bilemiyorum, bileniniz var mı?
Aranızda kendisine ya da
yanındakine soran var mı acaba hayatın anlamı nedir diye. Ben
cevabını bilemiyorum, bileniniz var mı? Yüzyıllar boyunca
felsefeciler, düşünürler, sanatçılar ve bilge kişiler aramışlardır
elbet cevabını, ne dersiniz bulabilmişler midir,
sanmam.
Birkaç örnek verelim bakalım kendi
yaşadıkları zaman diliminde neler söylemişler.
Aristo’ya göre insan rasyonel bir varlıktır, etik değerleri vardır. Öyleyse hayatın amacı iyi olmaktır.
Platon için ise hayatın anlamı öğrenmek, bilgiye ulaşmak, daha çok öğrenmeye çalışmak. Öğrendikçe ve bilgi artıkça erdemli kişilikler de oluşacak, demokrasi de oluşacak eğitimli bireyler topluluğunda. Bazı felsefi akımlara göre hayatın anlamı, amacı basit bir hayatı yaşamak ve sürdürebilmektir. Ya da zevki yükseklerde muhafaza edip acıları azaltabilmektir.
Stoacılık diye adlandırılan grup ise doğanın mantığını, işleyişinin nasıl olduğunu iyi analiz eder, anlar, öğrenir ve ona göre hareket eder, etmelidir de.
Nihilizm ise, hayatın içten içe bir anlamı olmadığına dair felsefik bir doktrindir. Yani “Hayatın anlamı nedir?” diye soran birinin, bir nihilistin vereceği cevap: “Hayatın anlamı yoktur. Dolayısıyla her şey serbesttir.” olur.
Aydınlanma çağında yaşamış Alman felsefesinin kurucu isimlerinden biri olan İmmanuel Kant (1724-1804) “Yaşamın Anlamı“ adında kitap da yazmış. İlgi duyanlar kitabı edinebilirler. Anlayışa göre kainatı bir arada tutan ilkeler vardır. Dolayısıyla, Kant’ın anlayışı toplumu bir arada tutan ve optimal düzeyde geçinmeyi sağlayan bir ahlaki anlayışa bağlıdır: “Sana nasıl davranılmasını istiyorsan, başkalarına öyle davran.”
‘’Bir an bekle, arkana dön ve unuttuklarını anımsa. Kaybettiysen ara, kırdıysan af dile, kırıldıysan affet. Çünkü hayat çok kısa’’ der Mevlana.
Hayatı anlamlı kılan sizin seçimleriniz ve yaşadıklarınızdır aslında demiş birisi... Eşime sordum, nedir hayatın anlamı diye, bir şeyler beklemektir hayatın akışı içerisinde ve iç huzurudur dedi.
Bir de bilirsiniz bir paradoks vardır; yaşamak için yemek mi, yemek için yaşamak mı? Elbette yemeden yaşanmaz ama bazıları için yemek apayrı bir ritüeldir, kendi zevkine damak tadına uygun olarak sıkı dostlarla keyifli sohbetlerle yemek onun için bir bakıma hayatın anlamıdır.
Hayatın anlamını sevgi, mutluluk ve erdem gibi değerlerle iyi yaşamanın mümkün olduğunu söyleyen felsefeye göre ise düşüncelerin ne ise hayatın da o dur, akışı değiştirmek istiyorsan düşüncelerini değiştir der.
Bana göre hayata anlamı yükleyen insanın ta kendisidir. Hayata ne yükledin ise anlam da odur. Ancak bir şey var ki o da bakış açınızdır yani hayata nasıl baktığınız. Bazıları bakar hep güzellikleri görür, algılar, güzel bakışlı derler ona, bazıları ise hep eleştirel bir şeyler arar kafasının yorulduğunu fark edemeden. Geçenlerde on iki yaşındaki torunum Timur aradı görüntülü, gözlerime bakarak – ‘’dede bana öyle bir şey söyle ki hayatım boyu hiç unutmayayım.” Dedim insanı yaşatan sevgidir, insan sevgi ile yaşar.
Ne dersiniz, bir anonim masalımsı bilge hikayesi ile renklendirelim mi yazıyı;
Eski zamanların birinde bir adam hayatın anlamının ne olduğuna takmış kafayı… Bulduğu hiçbir cevap ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya karar vermiş. Ama aldığı cevaplarda ona yetmemiş. Fakat mutlaka bir cevabı olmalı diyormuş. Ve dolaşıp herkese bunu sormaya karar vermiş.
Köy, kasaba, ülke dolaşmış. Bu arada
zamanda durmuyor tabii ki... Tam umudunu yitirmişken bir köyde
konuştuğu insanlar ona;
-Şu karşıki dağları görüyor musun,
orada yaşlı bir bilge yaşar istersen ona git belki o sana aradığın
cevabı verebilir. ‘’ demişler.
Çok zorlu bir yolculuk sonunda
bilgenin yaşadığı eve ulaşmış adam. Kapıdan içeri girmiş ve bilgeye
hayatın anlamının ne olduğunu sormuş. Bilge sana bunun cevabını
söylerim ama önce bir sınavdan geçmen gerekiyor demiş. Adam kabul
etmiş.
Bilge bir çay kaşığı vermiş adamın
eline ve içine de silme bir şekilde zeytinyağı doldurmuş. Şimdi çık
ve bahçede bir tur at tekrar buraya gel. Yalnız dikkat et kaşıktaki
zeytinyağı eksilmesin eğer bir damla eksilirse
kaybedersin.
Adam gözü çay kaşığında bahçeyi
turlayıp gelmiş. Bilge bakmış evet demiş kaşıkta yağ eksilmemiş,
peki bahçe nasıldı(!) Adam şaşkın. Ama demiş ben kaşıktan başka bir
yere bakmadım ki…
Şimdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun
kaşık yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip gel, demiş
Bilge...
Adam tekrar bahçeye çıkmış gördüğü
güzellikler büyülemiş muhteşem bir bahçedeymiş çünkü. Geri
geldiğinde bilge, adama bahçe nasıldı diye sormuş…
Adam gördüğü güzellikler karşısında
büyülendiğini anlatmış. Bilge gülümsemiş. Ama kaşıkta hiç yağ
kalmamış demiş ve eklemiş.
"- Hayat senin bakışınla anlam
kazanır. Ya sadece bir noktayı görürsün, hayatın akıp gider sen
farkına varmazsın. Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam
ortasında hayatı yaşarsın, akıp giden zamanın anlam
kazanır. "Hayatının
anlamı senin bakışlarında gizlidir"
Güzel bir şiirle nokta koyalım;
Ey,
benim iyimser hâllerim,
Çabuk
aldanışlarım,
Hep inanışlarım,
Alttan alışlarım,
Hatayı hep kendimde
buluşlarım,
Değmeyecekleri kafama
takışlarım,
Yoktan yere, akıp giden
gözyaşlarım,
Herkesi, insan yerine
koyuşlarım,
Hepinize elveda…
Artık ben
kimsenin,
Hiç kimsesi
olmayacağım
Nazım Hikmet
Sevelim insanları, doğayı, hayvanları, sarılalım sevdiklerimize, konuşalım kuşlarla, ağaçlarla, sokaktaki kedilerle, köpeklerle, sevgi sözcükleri ile güzelleşsin iç dünyamız, hayatımız.
Sağlıklı, bereketli, huzurlu ve özgürce yaşayacağımız bir güzel ömür dileği ile.
Fethi Denizmen